ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

29.03.2022

TÜRK RÖNESANSI, LALE DEVRİ, MATBAANIN İCADI (4)

Adnan Adıvar, 18.yüzyılda müsbet ilimler alanında değilse bile, genel kültür alanında oldukça parlak bir devrin öyküsüne başlamadan önce, bu devirden hemen önce geçen zamanın düşünce durumunu gösteren , fakat ilk bakışta önemsiz gibi görünen bir olayı anlatmak uygun olacaktır diyerek şu olayı anlatmaktadır (Adıvar I,159) ;

‘'Avusturyalılarla aramızda geçen savaşta , Petervaradin'de şehit düşen (1716) Sadrazam Damat Ali Paşa'nın yalnız kataloğu 4 cilt tutan, kitaplarının müsaderesi için çıkan irade üzerine, bunlar arasında felsefe, tarih ve astronomi kitaplarının kütüphanelere vakfı caiz olamayacağına dair Şeyhülislam Ebu İshak İsmail Efendi'nin fetva verdiğini görüyoruz. Bu bize gösteriyor ki, felsefe, astronomi, hatta tarihe ait eserleri makbul ve muteber tutmak şöyle dursun , onların genel bir kütüphane vakfında bulunmasına bile razı olmayan bir zihniyet, 18.yüzyıl başında hala yaşıyordu.''

Bilindiği gibi matbaa 1444'de Gutenberg tarafından icadedilmişti. İstediklerini tam olarak gerçekleştiremeyen ve borçlarına karşılık matbaa makinesi ve malzemeleri haciz edilen Gutenberg maddi sıkıntı içinde öldü. Fakat ilk Gutenberg İncil' i onun ölümünden önce basılmıştı. Luther'in Almanca'ya çevirdiği ve şimdi bile kullanılmakta olan İncil ‘in matbaa makinesinde kolaylıkla çoğaltılması ile Protestan hareketi daha kolaylıkla yayılma olanağı buldu. Artık Almanlar kendi dillerinde İncil'i kolaylıkla okuyabiliyor ve basılı kitabı ucuza satın alabiliyordu. Ayni şekilde eski Yunan klasikleri de ucuza basılıyor, alınıp satılıyordu. Aristokrat sınıfın tekelindeki kitap edinme, okuma ve kitaptan yararlanma ,artık bütün halka açık hale gelmişti.

28 Mehmet Çelebi ve oğlunun matbaa konusundaki heyecanları da bu dönemde büyük önem taşıyordu. Gerçi Osmanlı İmparotorluğu'nda ilk matbaa Museviler tarafından açılmıştı.1492 yılında İspanya'dan göç eden Museviler 1493 yılında ,Türk matbaasından 233 yıl önce ve matbaanın 1444'de icadından 49 yıl sonra İstanbul'da  ve birkaç yıl sonra da Selanik'te ülkenin ilk matbaasını kurmuşlardır (Avram Galanti, Türkler,Yahudiler, İstanbul).

Bu matbaalarda bir çok kitap basılmıştır. Sivaslı Apkar adında bir Ermeni de, Venedik'te basım sanatını öğrendikten sonra, İstanbul'da 1567 yılında bir matbaa açmıştı.

1627 yılında Nicodimus Metaxas adında bir Rum papazı da İstanbul'da bir matbaa kurmuş ve ilk eser olarak ‘'Yahudiler Aleyhinde Küçük Risale'' isimli bir risaleyi yayınlamıştı.

İmparotorlukta İbranice, Rumca, Ermenice ve Latince eserler basılmıştı fakat Osmanlı Türkçesi ile bir yayın olmamıştı. Yeni bir matbaanın kurulması ve işletilmesi için bir Macar dönmesi olan İbrahim Müteferrika (1674 – 1745) seçildi. İbrahim Müteferrika matbaayı Sait Efendi ile ortak kurdu.

İbrahim Müteferrika Macaristan'da Colojvar kasabasında 1674 yılında doğmuş, Protestan Papalığı kolejinde öğrenim görürken Tökeli İmre'nin bağımsızlık hareketine katılmış,1692'de bir Osmanlı akıncı tarafından tutsak edilmiş ve İslam dinine geçmiş, İbrahim adını almıştır. Müslümanlığı iyice inceledikten sonra Risale – i İslamiyet adında bu eser yazmış ve bu basılmamış eser Sadrazam İbrahim Paşa'nın dikkatini çekmiştir. Avrupa dillerini bilmesi nedeniyle 1715'de Viyana'da Habsburglularla yapılan görüşmelerde tercüman olarak yer almış, Rakoczi'nin yanında Osmanlı temsilci olmuştur. İbrahim Müteferrikanın İstanbul Sultan Selim Mahallesindeki kendi evinde kurulan bu matbaada müsbet bilimler alanında sadece 6 eser basılabilmiştir.


Bu yazı 319 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans