ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

15.02.2020

GAZETECİLER VE POLİTİKACILAR

Politikacılık bir meslek değildir.
Milletvekilliği, belediye başkanlığı ve diğer önemli koltuklara, avukat, müteahhit, doktor, mimar, mühendis, işadamı vs. gibi unvanlarla oturabilirsiniz
ama görevinizde başarılı olamazsanız veya politikanın cilvesi çeşitli oyunlara kendiniz de düşerek koltuktan inebilirsiniz.
Politikacılar, görev süreleri içinde kesinlikle “sözde” değil, “özde” eleştiriye açık olmalıdırlar.
Gazetecilikte büyük desteğini gördüğüm, her zaman rahmetle andığım gazeteci- yazar Nail Güreli, “Siyaseten o koltuklarda oturanlar, eğer eleştiriye gerçekten
açık iseler demokrasiyi hazmetmişler demektir” diyordu.
Yine gazetecilerin eleştirileri nedeniyle politikacıların açtıkları davalarda, birçok yargı kararında, “Politikacılar, görevleri gereği ağır eleştirilere de uğrayabilirler.
Buna katlanmak zorundadırlar” hükmüyle aklanmalar da yer alır.
Politikacıların yaptıkları gereksiz şovlar vardır, kimi zamanlar. Bunlardan biri de göreve seçildikleri takdirde kapılarını her zaman vatandaşa açık tutacaklarının
göstergesi olarak makam odasının kapısını çıkartacakları sözünü vermeleridir.
Hatta seçildiği gün, bunu kendisi yaparak kapıyı, menteşesinden çıkartıp, birkaç gün içinde yeniden yerine takan belediye başkanlarına da tanık oldum.
Politikacılık bir meslek değildir dedim. Değildir, çünkü avukat, müteahhit, doktor, işadamı, sanayici, mühendis, mimar vs. kim olurlarsa olsunlar, o
koltuklardan düştüklerinde yeniden mesleklerine, toplumun içine döneceklerdir. İşte asıl o zaman toplumun onlara bakış açısı çok önemlidir. Eğer başarılı olmuşlarsa, halkla bütünleşmişlerse toplum onları bağırlarına basar.
Tersinde ise “sudan çıkmış balık” gibi olurlar. Çevrelerinde kimse kalmaz, yalnızlığa mahkûmdurlar.
Yıllardır gazetecilik yapıyorum. Ne belediye başkanları, ne milletvekilleri, ne parti il, ilçe başkanları geldi, geçti. Ama bizler hep kaldık. Biz hancıydık, onlar yolcu!
Türkiye’de politikacı denince aklıma “POLİTİK-ACI” geliyor.
Kendilerini iyi yetiştirmedikleri halde aynaya hiç bakmayıp o koltuklara oturmak için elinden gelen “Bizans Oyunları”nı sergileyen ama akıllarına o kentin
geleceğiyle oynadıklarını getirmeyen kişiler bana, “POLİTİK-ACI” veriyor.
Sonuçta biz gazeteciyiz. İnandığımız doğrulardan hiç sapmayız. Doğru işler yapıldığında kimsenin hakkını yemeyiz ama yeri geldiğinde de gazeteciliğin ana ilkesi olan eleştiri hakkımızı sonuna dek kullanırız.

Politika ile uğraşanların bilmeleri gereken en önemli konu ise şudur: Eleştirilere tahammülsüzler kim olurlarsa olsunlar, sonları hüsrandır. Gazetecilerin yapıcı eleştirilerine kızan, tavır alan kişilerden de politikacı filan olmaz. Akıllı politikacı, ekibini iyi kurmalı, çevresini çeşitli çıkarlar için kuşatanlardan uzak durmalı, kendini kullandırmamalı, inisiyatif kullanmalıdır.
Çevrenize şöyle bir bakın bakalım, böyle DÜZEYLİ politikacılar mı var, yoksa “POLİTİK-ACI”lar mı?


Bu yazı 451 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans