Çok şiirler yazdım Kayalar köyüne, birisi de budur. Kayalar ve çevresi ile civar köylerimizin doğal halini ve çileli köy yaşantısını anlatmaya çalıştım. Edebiyat dilinde bu tür şiirlere pastoral şiir diyorlar. Yazdığım bu şiiri ben kendim beğendim, özenerek ve hece ölçüsü ile yazmıştım. Kitaplarımda yer almasına rağmen , tüm şiir severlerin okumasını amaçlayarak şiirimi yeniden sizlerle paylaşıyorum.
Sanat'ın toplum için olduğuna inanıyorum, kendi köyüm Kayalar için yazdığım bu şiirimi siz okuyucularıma takdim ederken, az da olsa doğduğum köy Kayalar''dan bahsetmek istiyorum.
Kayalar köyünün değişmeyen en güzel adresi; KAYALAR KÖYÜ - BALYA - BALIKESİR'dir. Kurulduğu günden itibaren, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi dahil KAYALAR'ın adı hiç değişmemiştir. Tarihi kayıtlarda "Biga Müstakil Sancağı'na bağlı" KARYE -İ KAYALAR TABİ KAZA -İ BALYA olarak yerini almıştır. Köyümüz , Balya Kazasına Bağlı Kayalar Köyü'dür
Kayalar öyle ufak tefek bir köy değildir, ben ona "THE KAYALAR" adını verdim. 2018 yılında "THE KAYALAR" isimli bir kitabım yayınlandı, kitapta yerini alan THE KAYALAR DESTANI benim övünç kaynağımdır. Kayalar bir adet kitap ile anlatılabilecek bir köy değildir, beş on kitaba bile sığmayacak kadar büyüktür ve Kayalar'ın tarihi KAYILAR'a dayanır. Kayalar destansı bir köy değil, başlı başına bir DESTAN'dır
*Şiirimde, yetmiş yıl önceki "Köy Yaşamını" dile getirdim. Çevre köyler dahil, Kayalar'ın Bağ , bahçe, tarla, kır ve bayırlarında kendi yaşadıklarımı, gördüklerimi ve izlediklerimi yazdım.Yetmiş yıl önceki köy yaşamı şimdiye göre, pek iç açıcı bir yaşam tarzı değildir, hoşa giden ve özenilen bir manzara da arz etmez, o günler sizi ve bizi, hepimizi üzer. Malesef geçekler acıdır, şiirle ifade etmek istediklerim de , köylerimizin yetmiş yıl önce yaşadığı ve çile çektiği acı gerçeklerdir
*Şimdi gelin hep birlikte yetmiş yıl öncesine değil de , yedi yüz yıl, bin yedi yüz yıl önceki köy yaşamına gidelim, o günleri ve dönemleri düşünerek ve kafamızda canlandırmaya çalışalım... düşüneceğimiz alt konular şunların arasından olsun ;
*O' tarihlerdeki doğa ve çevre koşulları ile doğal yaşam, hayatta kalabilme ve hayatı idame ettirmenin zorlukları, aile kavramı ve sosyal yaşam, üreme , üretim, tarım, ziraat ve hayvancılık, toplu, sosyal ve sağlıklı yaşam ile bunlara ait kurallar, dini etkiler, ilim, bilim, keşif ve teknik gelişmelerden yararlanabilme imkanları ...vb
Şiir dörtlüklerden oluşmaktadır ve on iki kıt'adır. Hece sayısını denk getirmek için kendimi pek de öyle kalıp içine sokup sıkıştırmadım, mısralar birbiri ardınca kendiliğinden ve kolayca dizildi. Tema'yı kendim seçtiğim için "İç Ahengi" kolayca tutturdum, mecazlar'ı da uygun seçtim, dolayısı ile mısralar yerine oturdu.
Zaten şiirde esas olan; İÇ AHENK , MECAZ ve TEMA'nın uyum içinde yerine oturtulmasıdır. Benim yazdığım bu şiir türüne "Pastoral Şiir" diyorlar. Bu tür şiirler, kır ve köy hayatını , çoban yaşamını konu alan şiirlerdir. Bu şiirler anlatım ve ifade bakımından da ikiye ayrılır ( 1) İdil=Monolog olarak anlatım, (2) Eglog = Diyalog yolu ile anlatımdır (çobanların karşılıklı konuşturulması usulü) benim şiirim konuyu kendim tek başıma anlatmaya çalıştığım için bir İDİL örneğidir.
Değerli okuyucularım, yazımı ve şiirimi okurken, üç adet (*) işaretli paragrafta yer alan kavram ve başlıkları dikkate alarak okuyup değerlendirirsek, yurdumuzun yetmiş yıl önceki "KAYALAR köyü dahil" köylerini ve çileli köy yaşamını da öğrenmiş oluruz. Keza bu gün köylerde yaşayan yurttaşlarımızın, günümüz Türkiye'sinde hangi ileri yaşam seviye ve standartlarına ulaştığını da sevinerek görmüş ve anlamış oluruz.Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ne güzel söylemiş "KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR" evet ATATÜRK'e inanan Türk Gençliği olarak hep bir ağızdan gür bir sesle tekrar edelim. "KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR" "KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR"
Çağımızın modern teknik ve imkanlarından hangi ölçüde istifade edildiğini, pozitif gelişmelerin ne düzeyde takip edilip, uygulandığını da çok aha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum. Şiirle beraber okuyalım bakalım...
Muharrem KAYNAK
04 NİSAN 2022
DOĞDUĞUM KÖY
KAYALAR ve ÇEVRESİ
Kışın çamur olur, yazın kurudur yollar
Çaltılarla, dikenlerle doludur her yer
Ya çakır dikenleri vardır, yada genger
Köyümüz çok kayalıktır, adı “Kayalar”
Ne kanaryalar, ne de bülbüller öterdi
Çaltı kuşları cıvıldaşırdı baharda
Leylekler yüksekten geçerdi ilk baharda
Yaz biter, onlarda dönerdi son baharda
Derelerde hep karabakkallar öterdi
Toygarlar seke seke yürür giderlerdi
Ağaçkakanlar ağaçtan hiç inmezlerdi
Evimizin üstüne kumrular tünerdi
Tütmeyen ocaklarda baykuşlar öterdi
Avlu ve sokaklarda köpekler havlardı
İnekler böğürür, eşekler anırırdı
Orda insanlar ilk horozda uyanırdı
Her şeyimize kara sinekler konardı
İnsanlar yazın tarlalarda yatarlardı
Dıy-dıylar vardı, hani o ince sinekler
Yer, bitirirdi insanı sivrisinekler
Bit, pirede vardı, tanırız biz onları
Onlar için“DDT”denen bir ilaç kullanırdık
İlaç kullanmazsak devamlı kaşınırdık
Yoksa beraber yaşamaya alışırdık
Pıtırak doluydu bizim tarlalarımız
Onun için yıpraktı üstümüz başımız
Yıpranır ve parçalanırdı çabuk çabuk
Çarık giyerdik ayağımıza biz çarık
Siz böğürtlen dersiniz, biz ise karamık
Elimizle kızılcık topladık ve yedik
Gecik elması ve dağ eriği de yedik
Güverince güvem ve çitlembik de yerdik
Coşunca türkü söyler Kayalar kızları
Ninnisiz uyutmaz ana çocuklarını
Para için satmazdık biz yumurtaları
Kümesler almazdı horoz ve tavukları
Esra, Büşra, Kübra gibi isimler yoktu
Ayşe, Fatma, Emine isimleri çoktu
Ahmet, Mehmet, İsmail ile Ali,Veli
İbrahim, Hasan, Hüseyin, Mustafa vardı
Günler değil, yıllar geçti yaşlandım kardeş
Burda doğduk ve büyüdük tam yedi kardeş
Yeter artık sen içini döktün arkadaş
Selef yokuşunu çık da, gel yavaş yavaş
Doyamadı Kayalar'a bu deli gönül
Sayılmıyor ki güzelliğin üç beş değil
Doyamadı Kayalar'a bu deli gönül
Sayılmıyor ki güzelliğin üç beş değil
Muharrem KAYNAK
04 NİSAN 2022