TANZİMAT ÖNCESİ OLAYLAR
1747 -1768 arasındaki barış döneminin en önemli sadrazamı , bilgili,ve ünlü şair ve yetenekli bir yönetici olan , çeşitli valiliklerde bulunmuş,12.1.1757 -8.4.1763 arasında sadrazamlık yapan ,Koca Mehmet Ragıp Paşa (1698 – 8.4.1763) idi.
III. Mustafa ile ayni görüşte olduklarından ve padişahın barışı onun sayesinde koruyabilmesinden dolayı padişahın tam güvenini kazanmıştı.Padişahın kızkardeşi Saliha Sultan'la evlenmiş, 18. Yüzyılda Damat Nevşehirli İbrahim Paşa'nın sahip olduğuna yakın bir güce sahip olmuştu
Ragıp Paşa Osmanlı hükümetinin kapsamını genişleterek halkın refahını attırmak için de büyük çabalar harcadı. Yasalar çıkartıldı. Tımar ve mukataa sahipleri borçlarını tam olarak ve zamanında ödemeye zorlandı. Yasa dışı vergiler yasaklandı.Padişah, sadrazam, ve diğer yüksek memurların servetleri kitaplıklar, camiler ve diğer kuruluşların yapımlarına harcanarak halkın yaşamı biraz daha kolaylaştırıldı. Vakıf gelirlerinin dini amaçla kullanılıp kullanılmadığını denetlemek için nazırlar atandı. Ragıp Paşa denk bütçe için çok çabaladı.En büyük katkısı donanmada oldu. Gemilerin bir kısmı yelkenliye çevrildi. Fakat temel sorunlar çözülmedi. (Shaw II,335)
6/7 Temmuz 1770'deki Çeşme baskınında Ruslar Osmanlı donanmasını nerede ise yok etti. Ruslara karadaki yenilgilerlerin sonucunda 21 Temmuz 1774 ‘de Ruslar ve Osmanlılar arasında Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. Kırım'ın bağımsızlığı iki tarafça tanındı. Ruslar padişahın halife olarak Kırım Müslüman halkının lideri olduğunu kabul etti. Ruslar Dnieper ile Bug nehirleri arasındaki bölgeyle, Azak ve Kılburun limanlarını alıyordu.
Ve Karadeniz'e tam olarak yerleşiyorlardı. Ruslar,Prensliklerden, Kafkasya'dan , işgal ettikleri Ege adalarından çekileceklerdi. Buna karşılık Çariçe Katerina'ya İstanbul'da bir Ortodoks kilisesi kurulmasına ve korumasına izin veriliyordu. Bu gelecek yıllarda Ruslara Osmanlılar'ın içişlerine karışma olanağı sağladı. Osmanlılar bu anlaşmayla Ruslara 7.5 milyon akçe savaş tazminatı ödeyecekti. Bu yoksul Osmanlı bütçesi için ağır bir yüktü.
III.Mustafa'nı ölümü üzerine 1774'de I.Abdülhamit (1725 -1789) tahtta çıktı.50 yılını sarayda geçirmişti. İmparotorluğun kurtulması için reformlara gereksinim bulunduğu anlayışıyla tahta çıkmıştı ve 18.yüzyıl padişahlarının en güçlü reformcularından biri olarak tarihte yerini almıştı. İktidarı elde tutabilmek için karşıt görüşlü partileri birebirine düşürmek ve sık sık sadrazam değiştirmek gibi eski Osmanlı yöntemlerine başvurmasının yanı sıra gelenekçi reform hareketini canlandırmış , Avrupa ordularıyla boy ölçüşmek için kesinlikle gerekli olan yeni askeri teknik ve silahları satınalmıştır.''Bir noktada seleflerlerinden çok ileri gitmiştir: I. Abdülhamid çok sayıda yabancı askeri danışman getirten ve bunların İslam olmaları ya da Osmanlı üniformaları giyinmeleri gerektiğini kaldıran ve böylece 19.yüzyılda egemen olacak yeni reform biçimine dönüşü başlatan ilk padişahtı. Reformları kendi yönetiminde yürütmesi yanı sıra sadrazamları 21 Ağustos 1779 – 20 Şubat 1781 arasında Kara Vezir Seyyit Mehmet Paşa(1735 – 20.2.1781) ve 31 ocak 1782 – 31 Mart 1785 arasında Halil Hamit Paşa (1736 – 31.3.1785) ile işbirliği yapmıştır.'' (Shaw I,340).
18.yüzyılın sonlarında İstanbul'a gelen askeri danışmanlar arasında bulunan Fransa'dan gelen Macar soylusu Baron François de Tott (1730 – 1793) mükemmel Türkçe öğrendikten sonra ,1774'de Kağıthane'de eski Sadabat sarayı yakınlarında 250 kişilik subay ve erden oluşan Süratçı Topçu Birliğini ve ayrıca ‘'Hendeshane'yi kurdu. Çanakkale'de yeni savunma hattı hazırlandı.Bu iki kuruluş bir süre yeniçeri baskısıyla dağıtılmış fakat sonraları Halil Hamit Paşa'nın sadrazamlığı döneminde ve şimdi artık zamanın en büyük deniz reformcusu olarak ortaya çıkan Kaptan – ı Derya Gazi Hasan Paşa'nın (1713 – 19.31790) koruması altında çalışmalarını sürdürebildi. Haliç, Karadeniz, ve Ege'de yeni tersaneler yapıldı.
Yeni tekniklere göre 22 savaş gemisi inşa edildi. Ayrıca dar boğazlarda hareket edebilecek 15 küçük gemi yapıldı. Denizcilik bir meslek haline getirildi. Subay eğitimi içinTott'un kurduğu matematik okulunu geniş kapsamlı bir Mühendishane – i Bahr – ı Hümayun biçimine dönüştürüldü. Gemi üretiminde başarılı olunmuş fakat subay yetiştirmede başarılı olunmamıştı.Çünkü atamalar yeteneğe bakılmaksızın rüşvetle yapılıyordu. Gemilerde yolsuzluk ve anarşi vardı.Gazi Hasan Paşa buna rağmen çalışmalarını sürdürdü ve 19.yüzyılda yapılacak olan önemli reformların tohumunu atmış oldu
Osmanlı ordusunun belkemiğini hala yeniçeriler ve özellikle Kırım elden çıktıktan sonra sipahi birlikleri meydana getiriyordu. Padişah denizcilik ve topçuluğun yanısıra düzenli ordunun da canlandırılmasını istiyordu. Bunda şaşılacak derecede bir başarıya ulaştı.(Shaw, 342). Ordu kısa zamanda Rus savaşından önceki etkinlik düzeyine ulaşmıştı. Fakat çeşitli nedenlerle imparatorluğun en verimli bölgelerinin denetimi ayanın eline geçmişti. Bu nedenle hazine gelirleri düşüyordu. İstanbul ve büyük kentler yiyecek kaynaklarından mahrum kalmaya başlamıştı.
Yaşam koşulları ağırlaşmakta idi. Padişah ve çevresi durumu değiştirmekte çaresiz gibiydi.Bu arada. Osmanlıların Iraktaki egemenliklerine gerçek tehlike İran'dan değil çöl sakinlerinden ( Suud ailesi ve Vehhabi mezhebinden) gelmişti ((ShawI, 344).Diğer yandan Çariçe Katerina'nın savaş yanlısı olduğunu farkeden Gazi Hasan Paşa Ruslarla savaşı istiyordu. Padişah 9 Ocak'ta 1784'de Aynalıkavak'ta Ruslarla yaptığı anlaşma sonucu Kırım'ın Ruslarca ilhakını ve Küçük Kaynarca antlaşması koşullarını tekrar kabul ettiğini onayladı.
Halil Hamit Paş'nın reformları, padişah ve kendi çıkarları nedeniyle yönetici sınıfça destekleniyordu.Bu yeniliklerden çıkarları zarar görecek olanlar ve kendilerini gereksiz kılmakla tehdit eden her değişikliğin gelirlerinde ve mevkilerinde büyük zararlara yol açacağını gören askeri birlik üyeleri tutucuların başında geliyordu. Büyük bir ulema çoğunluğu da gelir ve yaşam bakımından eski standardlarını yitirmekte olduğundan,bunların arasında yer almakta idi.