Sevgili dostlarım, değerli okurlarım;

     2 Mart tarihli son yazımdan sonra haftalık yazılarıma zorunlu olarak ara vermiştim. Önemli bir sağlık sorunu ile karşı karşıyaydım.

     Yaşadığım sağlık sorunumu çok ayrıntıya girmeden anlatmak istiyorum.

                                             ***

     Sol yanıma yattığım zaman kalp çevresinde hafif bir sızı duyuyor hemen yön değiştiriyordum. Kalbimde bir sorun olabileceğini düşünmeye başladım. Çünkü rahmetli abim de kalp damarlarından üçü baypas ile değiştirilmişti. Bu tür rahatsızlıklar çok zaman genetik (soyaçekim) olduğu söylenir ya, ben de kuşkulanmaya başlamıştım.

     Eylül ayında Edremit Özel Körfez Hastanesi'nde Kardiyalog Dr. Mehmet Ömrü Sunay'a muayene oldum. Mesleğinin çok iyisi bu doktorla ben de tanışıyordum. Bana ‘'aort damarında genişleme var. Bir BT (bilgisayarlı tomografi) çektirirsen daha doğru teşhis koyabiliriz'' dedi.

     Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi'nde bu çekim yapılabilirmiş. Balıkesir'e döndük. Kendimizi toparlayıp da bu işe zaman ayırıncaya kadar birkaç hafta geçti. Hastaneden randevu almak için de bir on gün uğraştım. Randevu almak ne zormuş!

     Nihayet randevu aldım. Buradaki ilgili doktor beni radyolojiye sevk etti. Radyoloji çekim için tam bir ay sonraya gün verdi. Yapılacak bir şey yok. Çaresiz bir ay bekleyecektim. Oğlum, ‘'Baba bir ay beklenir mi? Kalp bu, dur ben bir araştırma yapayım'' dedi.

     Ben de zannediyorum ki bu çekimi yapabilen cihaz sadece Şehir Hastanesi'nde var. Meğer bir özel hastanede ve Üniversite Hastanesi'nde de varmış. Ertesi günü o özel hastanede çekimi yaptırdım. Çekim bedeli 15-16 muayene ücretiydi. Bir gün sonra da sonucu aldım. Aort ana atardamarı iç çeperinde yırtık olduğu ortaya çıktı.

     Hiç ağrı- acı duymadım. Bu yırtılma neden olmuş, ne zaman olmuş bilmiyorum. Doktorlar da ‘'bilemeyiz'' dediler.

     Çekimin CD sini ve raporunu alıp Edremit'teki doktorum Mehmet Beye gittim. Dr Mehmet Bey inceledi inceledi, hemen telefonla aynı hastanenin kalp damar cerrahını çağırdı. Bu doktor da CD'yi ve rapora baktı. Bana ‘'siz çok şanslısınız, yaşıyorsunuz ve ayaktasınız. Derhal ameliyat olmalısınız. Şu anda aort anevrizması (patlaması) olsa müdahaleye yetişemeyiz'' dedi.

     Balıkesir'e evime döndüm. Ertesi günü oğlum geldi. Durumu değerlendirdik. Bursa'da bir özel hastanede önerilen bir doktor var. Yakından başlayalım. Bir de ona görünelim dedik. Bursa'ya gittik. O doktor da ‘'hemen ameliyat, şimdi yatın işlemlerinize başlayalım'' dedi.

     Ben ‘'hazırlıksız geldik'' falan gerekçesiyle kabul etmedim. Balıkesir'e döndük.

     Huzurum tamamen kaçtı. Hiçbir ağrım acım yokken, bana şaka gibi gelen bu durumu bir de Balıkesir Üniversitesi'ne başvurayım dedim. Kalp Damar Cerrahisi'nden Doç. Dr. Ahmet Dolapoğlu'na CD ve raporu verdim. Hikayemi anlattım. Dr. Ahmet Bey beni bir kardiyaloga muayene ettirdi. ‘'Bir çekim de burada yapalım'' dedi. Çektirdik. Ertesi günü raporu da çıktı. Tekrar Dr. Ahmet Bey'e ulaştım. Bana, ‘'Bize göre senin acil ameliyatına şimdilik gerek yok. Sen takibe alınması gerekli bir hastasın. Üç ay sonra tekrar bakalım'' dedi.

     Bu karar beni çok memnun etti. Ameliyattan kurtuldum gibi geldi bana. ‘'Özel hastaneler gibi değil, tam bir bilim adamı gibi davrandılar'' diye düşündüm.

     Yine oğlum devreye girdi. ‘'üç ay beklenir mi? Ya bir şey olursa!'' diyerek iki çekim CD'sini ve raporu alarak İstanbul'a döndü.

     İstanbul'da da ismi çok önerilen bir profesörle görüşmüş. Uzatmayalım gittik. Bir tomografi de orada çekildi. Bu üç oldu ama sonuç aynı. Orada ameliyat olmaya karar verdik. Özel Okan Üniversitesi Hastanesi'nde Prof. Dr. Mehmet Altuğ Tuncer ameliyatımı yaptı.

     Kafamızdaki bu korku, panik giderildi. İyileşme döneminde şimdi her geçen gün kendimi daha iyi hissediyorum.

                                        ***

     Kendi sağlık sorunumu uzun uzadıya neden anlattım.

     Kısa zamanda üç özel hastane, Şehir Hastanesi ve Üniversite Hastanesi'ndeki gözlemlerim, bana ülkemizdeki sağlık sorununu yazmam gerektiğini düşündürdü.

     Özel hastaneler hemen ameliyat yapma peşinde ve ödemeler çok yüksektir. Yoksul vatandaşlarımız bunu nasıl ödesin?

     Kamu hastanelerinden randevu almak çok zor. Aldınız; bir ay, iki buçuk ay sonraya gün veriyorlar. Bu sürede olumsuz bir gelişme olursa sorumlusu kim olacak? Hasta muayenesini on dakikadan beş dakikaya düşürmeye kalkıyorlar. Bu durumda sağlık sorunları çözülmüş olur mu?

     Hastaneler tıklım tıklım, özele gidilsin der gibi. Sağlık Bakanı özel Hastaneler sahibi ise, Milli Eğitim önceki bakanı özel okullar sahibi ise, Turizm Bakanı özel oteller zinciri sahibi ise vb. bu hükümet halktan yana değil, özel sektör yanlısıdır diyebiliriz.

     Sağlık sorununu çözdük diyorlarsa, parası olana çözüldü.

     Yoksullar Allah'a emanet.

     Aman hasta olmayın, sağlıkla kalın…..