Ülke gündeminin bu kadar hızlı sanki ışık hızında değişmesi gündemin takibini zorlaştırmaktadır. Önce çok ses getiren Bayram ziyareti kapsamındaki Karadeniz gezisinin Türkiye gündemine oturmasına, belli çevrelerde yarattığı tedirginliğe sonra ses getiren gazetecilerle verilen fotoğraf tartışmalarına ve ciddi ciddi görevden alma veya siyasi yasak getirme senaryolarına bakalım.
Geziye çıkmadan önce yaptığımız bayramlaşma çerçevesindeki telefon görüşmesinde Ekrem başkanın oldukça moralli, sorunlardan şikayet etmek yerine çözüm makamında ve sorunları çözmeye hazır, siyasi sürecin ne kadar önemli ve kritik, sorumluluğunun farkında olduğunu paylaşıp kendisine başarılar diledik.
İmamoğlu'nun Karadeniz gezisi 38 yıl aradan sonra şampiyon olan Trabzon Sporun şampiyonluğunu gölgede bırakacak kadar ses getirdi. Gezinin başından sonuna her anı kamuoyunda geniş yankılara yol açtı. İlk günden itibaren başlayan değerlendirmeler halen devam etmektedir. CHP'nin güçlü olmadığı, Erdoğan'ın memleketi Rize'de, hava muhalefetine rağmen Trabzon ve Artvin'de yoğun kalabalıklara hitap etmesi, yerel sorunlardan çok genel sorunlara ağırlık vermesi herkesin kafasında tamam İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı diyenlerin sayısını artırdı; değerlendirmeler halen devam etmektedir.
En önemlisi, kendisine de sıkça sorulup net olarak yanıt alınamayan ‘aday mısınız' sorusudur. İmamoğlu adayım veya değilim yerine millet ittifakının bir neferi olarak her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğu cevabıyla net cevap arayışında olanların isteğini havada bırakmaya devam ediyor. Merak eden herkes de biliyor ki yapılan tüm kamuoyu araştırmalarına göre İmamoğlu adı geçen en güçlü cumhurbaşkanı adaylarından birisidir.
Gezi iktidar cenahında var olan tedirginliği daha da artırmıştır. Elbette adaylık ısrarında olanları ve aday olmayı gönlünden geçirmenin ötesinde çalışma yürütenleri de tedirgin etmediği düşünülemez!
Nasıl ki gezi geniş yankılara yol açtıysa bir o kadarda geziye katılan gazetecilerle verilen fotoğraf yoğun tartışmalara yol açtı. Özellikle Nagehan Alçı, Ertuğrul Özkök ve bir dönem Erdoğan'ın basın danışmanlığını yapan ve gazetecilere akreditasyonu getiren kişi olarak bilinen Akif Beki iktidar değişimini savunan çevrelerce eleştirilmeye devam ediliyor. Çünkü bu isimlere, iktidarın toplumda yarattığı ağır tahribata göz yuman, tahribat sürecine destek veren gazeteciler olarak bakılıyor.
Yoğun eleştirilerin yanında güç ve iktidar değişikliklerine göre pozisyon alan, onların bulunduğu yerden ayrılmasıyla oranın güçten düştüğü zayıfladığı, gittikleri yerin güçleneceği iktidar olacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor olsa da bugüne kadar iktidarın olumsuz politikalarının destekleyicisi gazetecilerin bu kadar öne çıkarılması; yeni dönemde de mi bunlar belirleyici, yön verici olacaklar, bunlarla mı yürünecek kaygısıyla birlikte o halde bizler niye değişim istiyoruz ki sorularını beraberinde getirmektedir!
İyi niyetle, haklı sebeplerle bu gazetecilerden rahatsızlığını dile getirenler olduğu gibi, İmamoğlu'nu eleştirmek için fırsat kollayan belli çevreler bu vesileyle kendilerince ‘fotoğrafı' iyi bir fırsat olarak görüp bunun üzerinden saldırılarda yok denilemez. Bu fotoğrafa gösterilen tepkiler sonrası verilen cevaplar üzerinden dilenen ‘özür' e rağmen tartışmanın uzayacağa anlaşılmaktadır.
İMAMOĞLU GÖREVDEN ALINABİLİR Mİ?
Karadeniz gezisi yani Bayram öncesi siyaset kulislerinin en önemli konusuydu; İmamoğlu'nun görevden alınma veya hakkında açılan dava ile siyasi yasak getirileceği iddiaları!
İktidarın ülke sorunlarından bile birinci önceliği İmamoğlu'dur! Çünkü iktidar ve belli kurumların yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında kendilerini en çok zorlayan isimlerden birisi İmamoğlu'dur. O nedenle seçimlerin iptaliyle birlikte sürekli İmamoğlu ile uğraşılmaktadır. Aylar öncesinden ortaya atılan İBB'de 557 terörist olduğu iddiasının arkası gelmeyince geçen hafta geçici bir İBB çalışanının PKK'lılarla fotoğrafı olduğu iddiasıyla tutuklanması tartışmayı yeniden alevlendirdi.
İBB Avrupa Birliği programları kapsamında geçici olarak işe alınanın kişinin işe alım prosedürüne uygun olarak adli sicil kaydına bakılarak alındığını. İmamoğlu'nun İçişlerinin görevini de mi biz yapacağız çıkışı sonrası siyasi kulislerde İmamoğlu hakkında açılan davayla, iktidarın kontrol eder hale geldiği herhangi bir mahkemeden ceza almasını sağlayacak kararın kolaylıkla çıkabileceği, siyasi yasaklı hale getirileceği yönündeki iddialar oldukça kuvvetlidir.
Karadeniz gezisi ve gazeteciler üzerinden yürüyen tartışma ‘niyeti' gölgede bırakmış gibi gözükse de bir süre sonra tekrar gündem olmayacağının bir garantisi yoktur.
Kısaca Türkiye için hayati önemde olan seçimler, 20 yıllık iktidarlarını sonsuz hale getirmek isteyenler için de bir o kadar önemlidir. İktidarın değişmesini isteyenlerle iktidarda kalıcı olmak isteyenlerin güç mücadelesinde kurallı veya kuralsız her türlü mücadelenin yapılabileceği görülmektedir.