Her ne kadar yönetenler sorumluluğu üzerine almasa, dünyanın diğer ülkelerinin de benzer sıkıntıları yaşadığını iddia ederek sorumluluktan kaçmaya, ekonomik krizi yaygınlaştırmaya çalışsa da ülke insanının en büyük problemi ekonomideki sorunlar, geçim problemi ve gelecek kaygısıdır.
Düzenli takip ettiğimiz Türkiye Raporu'nun araştırma sonuçları da toplumda ekonomin geleceğine dair karamsarlığın artışta olduğunu göstermektedir. Katılımcıların yüzde 58'i ekonominin önümüzdeki bir yıl daha kötü/çok kötü olacağını söylerken, daha iyi/çok iyi daha iyi olur diyenlerin oranı yüzde 21, değişmeyeceğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 20'dir.
Kısaca umutsuzluk had safhaya ulaşmış, gelecek kaygısı artmış, umutlar başka bahara kalmış!
Alfa araştırmanın anketinde ise katılımcıların yüzde 36'sı ülkenin en önemli sorunu ekonomi, yüzde 24'ü işsizlik, yüzde 14'ü mülteciler, yüzde 8'i adalet ve yargı, yüzde 7'si ise eğitimi en önemli sorun olarak tanımlamış. Aynı araştırmada hükümeti başarılı bulanların oranı yüzde 34, başarısız bulanların oranı ise yüzde 66 olmuş.
Tabi bu yüzde 66 iktidara alternatif olanları alternatif olarak görüyor mu, esas mesele bu, bakalım!
Metropoll Araştırma'nın bir başka anketi, ekonomik sorunları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözebileceğini düşünenlerin oranının yüzde 39, çözeceğini düşünmeyenlerin oranın yüzde 59 olduğunu gösteriyor.
20 yıllık iktidar ve bunca olumsuzluğa rağmen hala Erdoğan'ın çözeceğini umut edenlerin oranının yüzde 39 olması muhalefet açısından anlamlı olmalı ciddi olarak düşünmelidir. Ayrıca CHP ve İYİ Parti seçmenleri içinde yüzde 9.3 Erdoğan'ın çözeceğini düşünüyorum diyenlerin olması daha manidardır.
Katılımcıların muhalefete bakışı ise, ekonomik sorunları muhalefet partilerinin çözebileceğini düşünenlerin oranı yüzde 42.4, düşünmeyenlerin oranı ise yüzde 53.2 olmuş.
Her ne kadar muhalefet çözer diyenlerin oranı Erdoğan'dan 3,4 yüksek olsa da yeterli mi derseniz…
Yine burada ilginç olan muhalefet seçmenleri içinde sorunları çözebileceğini düşünmeyenlerin CHP 18,1, İYİ Parti 27,3 olması anlamlı olsa gerek.
Kısaca hem cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, hem de muhalefet partilerinin ekonomik sorunları çözemeyeceğini düşünenlerin çoğunlukta olduğu gözükmektedir. Bu da ekonomin daha kötüye gideceğine dair toplumdaki karamsarlıkla örtüşmektedir. Ekonomik sorunların ağırlaşmasıyla Erdoğan'ın çözüm üretmesi konusunda halkı ikna edebilmesi önümüzdeki süreçte zor gözüküyor.
Oysa muhalefet partilerinin, ortak cumhurbaşkanı adayının izleyeceği yol haritası, ekonomi politikaları, kısa orta uzun vade hedefleri çok geç kalmadan duyurarak kitlelerde sorunların çözümüne dair bir umut dalgası yaratabilirler, yaratmalılar.
ABD merkezli global eğitim kuruluşu Chegg.org'un genç katılımcılarla yürüttüğü ankette ‘'Ülkemiz 5 yıl öncesine göre yaşamak için daha iyi mi daha kötü bir ülke mi'' sorusuna Türkiye'deki katılımcıların yüzde 62'si ‘'daha kötü'' yanıtını vermiş.
-Genç katılımcıların yüzde 44'ü, Türkiye'deki en büyük sorunun ‘'zenginin daha zenginleşirken yoksulun daha da yoksullaşması'' olduğunu ifade ediyor.
-Türkiye'de geçen yıl kira, elektrik faturası, gıda ve sağlık harcamalarından en az birini yaparken zorlanan gençlerin oranı yüzde 64.
-Mutlu olduğunu söyleyen Türk gençlerinin oranı yüzde 48.
-Üniversite kredi borcu uykularımı kaçırıyor diyen Türk genci oranı yüzde 43. Dünya ortalaması yüzde 35.
-Mutsuz olduğunu söyleyen Türk gençlerinin oranı yüzde 29. Bu oranla Türkiye en mutsuz gençlerin yaşadığı ülke.
Ekonomideki olumsuzluklar toplumu bu derece bunaltırken, genç seçmen oranı bu kadar yüksek ve gençlerin mutsuzlukta bütün ülkelerden en yüksek oranda iken iktidara seçenek olmak isteyenlerin yapacağı bellidir; ekonomideki sorunları çözeceğine dair umut yaratmak ve gençlerini umutlu bir geleceğe inandırmak… Varsılı daha varsıl yapan politikalar yerine, gelir dağılımı adaletiyle orta gelir grubunu yok edecek ekonomi uygulamaları yerine alt gelir gruplarının gelirini artıracak politikaları uygulayacağını halka anlatmalıdır.
Her şey iktidara alternatif olanların lehine geriye kitleleri ‘helva' yapabileceklerine inandırmak!