Balıkesir’de Kazım Özalp’ın 61.tümeni ve Bursa’dan Bekir Sami Bey’in 56.Tümeni atlı ve yaya askerle ve küçük miktarda milli kuvvetlerle 15 Kasım’da Anzavur’u Susurluk civarında çevirdiler. O 30 ölü vererek sahadan çekildi. 16/17 kasım çatışmasına mecbur edildi. Perişan oldu. 1.Anzavur hereketi onun yenilgisi ile sonuçlandı. 2.Anzavur hareketi denilen büyük ayaklanmaya 16 Şubat 1920’de başladı. Biga’da başlayan bu hareket Gönen, Susurluk, Kirmastı ve Bandırma’ya hızla yayıldı.
Gönenliler 200 kişilik Kaymakam Rahmi Bey kuvvetlerine katılarak savunma yaptılar. Rahmi bey , Müftü , Belediye Reisi ve halktan bir çok kişi şehit oldu. Bandırma komutanı , kendisi de Çerkez olan,Yusuf İzzet Paşa Bursa’ya çekildi. Anzavur bulunduğu bölgeye tamamen hakim oldu.
Bandırma’ya yerli işbirlikçileri sayesinda kolaylıkla girdi. Anzavur her yerde “ Göğsümde Kur’an, kalbimde iman, at üstünde, din uğrunda çalışmaya ahdettim. Ey ahali , arkamdan gelin. Halife ordusu, Kuvvay-I Milliye eşkiyasını mahvedecektir. Kuvvay-ı Muhammediye’yi kuracağım, Mustafa Kemal vatan hainidir” diyerek dolaşıyordu. Arkasını padişaha ve Yunan Kuvvetlerine dayamıştı.
15 Nisan 1920’de Susurluk Kirmasti arasındaki Taşköprü mevkiinde Milli kuvvetler – Çerkes Ethem kuvvetleri- beş bin kişilik olduğu iddia edilen Anzavur ve Gavur Imam kuvvetlerini bozguna uğrattı.
Kaçan kuvvetler sıkı takip edildi. Asiler Bandırma ve Karabiga’da bulunan Ingiliz gemilerine sığındılar. Bir süre Adapazarı civarında Milli kuvvetlerle savaştılar. Çerkez Ethem bölgeyi isyancılardan temizledi. Bandırma’da sehpalar işledi. Çerkez Ethem ve ağabeyi Tevfik Bey kasabalarda darağaçları
kurdular ve bir çok asi adamı astılar. Bu olaylardan bir hafta sonra 23 Nisan’da Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Çerkez Ethem’in bu başarısı onu ve kardeşlerini, milli ordu yokluğunda, saygı duyulan , çok önemli kişiler haline getirdi. Çerkez Ethem’in Anzavur ve Gavur Imam kuvvetlerini
yenmesi Kurtuluş Savaşı’nın önemli bir noktasıdır. Eğer aksi olsa idi Padisah ve İşgal kuvvetleri büyük moral kazanmış, düzenli ordunun kurulması çok geçikmiş olacaktı.
Bandırma Marmara kıyısında olduğu için , Boğazlar statüsünde sayılmış ve hiç bir gücün tam egemenliği altına girmemişti. Daha çok Milli Kuvvetler’in sözünün geçtiği bir kasaba idi. Bazen Anzavur güçlerinin bazen de Akbaş cephaneliğinin kaçırılmasından sonra İngiliz askerlerinin limana çıkarak yaptıkları gösterilere sahne oluyordu. 22 Haziran 1920’de başlatılan "Zafer Yürüyüşü ” harekatıyla Balıkesir’e giren Yunan birlikleri, toparlanmak için, bir süre beklediler. Türk birliklerinin
dağıldığından emin olan Yunan Komutanı , Balıkesir’de bekliyen birliklere yardıma geçti . Selanik, Dedeağaç, ve İskeçe’den getirdikleri askerleri , 2 Temmuz 1920 günü sabah 5.00 de gemilerle Bandırma ve Erdek limanlarına çıkararak , buraları isgal etti. Bandırma’da direnme ile karşılaşmadılar. Karacabey ve Susurluk yönünde harekatlarını geliştirdiler. Yunan Başkomutanı Paraskevopulos işgalden üç gün sonra 5 Temmuz’da , Yunan Kıralı Konstantin ise 6 Temmuz’da Bandırma’ya geldiler.
(Aybek, 173-174)
Çerkez Ethem Yozgat isyanını bastırmak için görevlendirildıkten sonra Ankara’ya geldiğinde Mustafa Kemal Paşa tarafından karşılanması ve taltif edilmesi , Yozgat isyanını bastırdıktan sonra kuvvetleri ile birlikte Ankara’ya tekrar döndüğünde Çerkez Ethem bey ve kardeşleri , “ Ankara’da kendilerine yapılan gösterilerle, Anadolu’nun başkentinde dahi biricik güç , şeref ve iktidar sahibi adamlar olduklarını gördüler…Ethem ve kardeşleri kendilerini milli ihtilalin efendisi saymakla haklı
görüyorlardı..düşüncelerine göre , bütün milli Anadolu varlığı Meclis ve Hükümet onların tüfeklerinin kuvvetiyle yaşıyordu” (Şener, 53)