Türk kadını; kalbindeki sevgi, şefkat ve fedakarlığını giyim ve kuşamlarına yansıtmıştır. Renkli, desenli ve çeşitli sembollerle süslü gelin kıyafet ve başlıkları, günlük giysiler Anadolu kadınını kutsal bir noktaya taşımıştır.

     Hiçbir milletin geçmişinde görülmeyecek derecede saygınlık görmüş olan kadın, kimi Türk devletlerinde toplumun liderliğini üstlenmiştir.

   Bilge Kağan kitabesindeki İl Bilge Hatun, Dîvânu Lugâti't-Türk'te geçen kadın unvanları geçmişimizdeki kadın erkek eşitliğini gösteren temel belgelerdir.

   Tülin Aksu, bonsai çalışmalarıyla başlattığı sanat çalışmalarını, kadın başlık koleksiyonu ve bu alandaki sanat değeri yüksek çalışmalarıyla sürdürmüştür.

    Birçok kimsenin çer çöp dediği ağaç dallarını da boyayarak ve onlara iç dünyasının zenginliğini işleyerek sanat eseri   meydana getirmiştir.

     Bu alandaki sergileri, izleyicide doğa sevgisi ve saygısı oluşturacak bir güzelliğe sahiptir.  

    Minyatürleştirdiği ve üslup kazandırdığı bodur ağaçlar koleksiyonu, her sergi etkinliklerinde ilgiyle ve merakla izlenmiş ve takdir edilmiştir.

    Bir karakter ve anlam verme sanatı olan mask yapma çalışmaları sanatçının başarıyla gerçekleştiği başka bir alan.

    Türkiye'de sanatçı tarafından açılan mask sergileri, diğer sanatçıların yetişmesi bakımından öncü olmuştur.

  1942 doğumlu sanatçı kız enstitüsü mezun olduktan sonra aldığı eğitimin hakkını vermiş; önceleri toprak vazolar üzerinde estetik değerde desenler çizmiş, çeşitli porselenler üzerinde minyatür ağaçlar yapmış ve Anadolu kadınının dışa yansıyan başlık ve kifayet zenginliğinin farkına vardıktan sonra da birbirinden güzel üç boyutlu başlıklar yapmıştır.

    Bu başlıklar, geleneklerimizi geleceğe taşıyacak değerdedir.

    Her biri Anadolu'nun bir yöresini yansıtmakla kalmamakta sanatçının yorumuyla anlamlı bir sanat eseri kimliği taşımaktadır.

  Başlıklar halk kültürümüzün bir parçasıdır. Kimi yörelerde duvak eğlencesi altında etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

  Gökkuşağının yedi rengiyle, çıngıraklar ve altınlarla donatılmış tamamlayıcı bir giysi olan başlıklar, çocukluğumuzda kadınları efsaneleştiriyordu.

    Başlıklar, giyenin statüsüne ve ekonomik durumuna göre şekillense de her kadının dışa yansıyan kişiliğine saygı uyandırıcı bir güce sahipti.

        Tülin Aksu, hayatının önemli bir zamanını milli kültürümüzün tanıtımına harcamış, sergiler açmış bu konuda halkı bilinçlendirmeye çalışmıştır.

       Toplumun oluşturduğu değerleri, yaşatmaya çalışan sanatçılara bazı illerde yetkililerin    destek olmaları ve eserleri ilin sanat koleksiyonuna katmaları sevindirici bir durumdur.

    İddiasız, mütevazi bir sanat hayatı olan Sayın Tülin Hanım'a   sağlık ve güzelliklerle dolu yıllar dilerim.