Bandırmaspor'umuzun, final maçında İstanbulspor'a 2-1 kaybederek, Süper Lig'in kapısından döndüğü, tüm Bandırma'nın, birkaç “İçimizdeki İrlandalı”nın dışında çok üzüldüğü Kocaeli Stadı'ndayız.
Kardeşim Can Emre de son köşe yazısında anlattı. Çok güzel bir stat!
Gazetecilerin görev yapması için üç ayrı bölmeli kattan oluşan, çok rahat çalışma masaları…Akreditasyonla içeri girilirken, ellerine zengin bir kumanya verilen gazeteciler… Bandırma 17 Eylül Stadı'nda, küçücük bir odaya tıkılarak maç izleyip yazmak zorunda kaldığımız düşünülürse, Kocaeli Stadı'nın, gazeteciler için değeri ortaya çıkar.
Bandırmasporlu oyuncular, seyirciler ne yazık ki, “ilkel”, bol rüzgârlı, ışıklandırması olmayan bir statta yıllardır debelenip duruyoruz. İçinde yaşadığımız çağdaş dünyada, teknolojik olanaklar çok geliştiği halde “6. Ana Jet Üssü uçaklarının “kalkış-iniş konisi” içinde olup risk oluşturduğu gerekçesiyle Üs yetkililerinin, “ışıklandırmaya hayır”ını aşamıyoruz.
Bırakın Bandırma'ya yeni bir stadın gerekliliğini, ışıklandırma ihtiyacı bile çözülemeyen bir stada mahkûmuz.
Nerede Balıkesir milletvekilleri, nerede yetkililer, nerede yıllardır Bandırmayı sportif açıdan da ihmal eden devlet?
Bandırma il olsaydı, böyle mi olurdu?
FİNALİN HAKEMLERİNİN VİCDANLARI RAHAT MI?
Gelelim, Bandırmaspor'umuza…
Ne yapalım, bu yıl olmadı. Süper Lig'i, son 90 dakikada avucumuzun arasından kaçırdık.
Şu gerçeği kabul etmek gerekir. Bandırmaspor, elbette ki final maçının baskısını kaldıramadı. Daha akıllı ve iyi oynayabilirdi ama ya hakemler?
FİFA kokartlı Halil Umut Meler, halen Türkiye'nin en iyi hakemi olarak gösteriliyordu. Maçı onun yöneteceği açıklanınca gerçekten çok umutlanmış ve sevinmiştim. Ancak tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Maçı Meler değil, VAR'daki Mete Kalkavan yönetti. Meler, önünde olup, görerek mutlaka kendisinin düdük çalması gereken pozisyonları bile inisiyatif kullanarak değerlendiremeyip, çağrısına uyarak VAR'a gitti. Buna Bandırmaspor ve İstanbulspor'un kazanarak gole çevirdikleri penaltılar da dahil.
Peki, maçın ilk 15 dakikası içinde, ceza alanı içinde Landel'e yapılan faul penaltı değil miydi? Hem Meler, hem de VAR'daki Mete Kalkavan, bu açık penaltıyı neden görmezden geldiler? Aynı pozisyon, İstanbulspor lehine olsaydı, penaltı düdüğü çalınmaz mıydı? Demek ki, hangi klasmanda olurlarsa olsunlar, hatta FİFA kokardı taşısınlar, hakemler öncelikle İstanbul takımlarını, Anadolu takımlarının haklarını çiğneme pahasına kolluyorlar ve “İstanbul lobisi”ne selam çakıyorlar!
Yine merak ediyorum. Durum 1-1 iken ilk yarının sonuna oynanmayan süre olarak 3 dakika eklenmişti. Ancak Halil Umut Meler, ilk yarı uzatmasını 11 dakikaya kadar çekti. Meler, İstanbulspor'un penaltıdan ikinci golünü kazanmasından sonra golün santrasını bile yaptırmadan soyunma odasına gönül rahatlığı içinde gitti.
Hakem Meler ve VAR hakemi Kalkavan'ın, bu maçtan sonra vicdanlarının rahat olup olmadığını gerçekten merak ediyorum.
Bandırmaspor camiası, Meler ve Kalkavan'ın bu art niyetli ve kasıtlı olduğuna inandığım yönetimlerini hiçbir zaman unutmaz!
Tabii ki, Bandırmayı kenetleyerek, Bandırmaspor'un tarihi başarısına emek veren herkesi, kulüp başkanı Onur Göçmez'den teknik heyete, futbolcularımızdan taraftarlarımıza dek yürekten kutlamak da boynumuzun borcu!
BANDIRMASPOR “KIRMIZI ÇİZGİ”MİZ
Bandırmaspor-İstanbulspor maçından sonra sosyal medya hesabından, İstanbulspor'un 7-8 fotoğrafını paylaşarak İstanbul takımını kutlayan Bandırma'nın “Paşakent Mahallesi” muhtarı Nurten Sarıaltın'a, ben dahil Bandırma'dan haklı olarak yüzlerce tepki geldi. Sarıaltın, sosyal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sarıaltın'ın paylaşımını asla masum görmüyorum. Birincisi, sen Bandırma'nın muhtarısın. Bandırma'nın hassasiyetlerini iyi bilmek zorundasın. Sarıaltın, “Ben centilmence bir davranışta bulunmak için bu paylaşımı yaptım” diyormuş. Bir arkadaşı da, sağa-sola attığı bazı mesajlarla, Sarıaltın'ı desteklediğini, onun sosyal medyada linç edildiğini belirtiyormuş. Haydi oradan!
Muhtar Nurten Sarıaltın'ın paylaşımı masum görülemez. Çünkü İstanbulspor'u kutlarken paylaştığı 8 dolayındaki İstanbulspor takımının fotoğraflarının üstlerine kalpler, gülücükler koymuş. Şimdi ise centilmenlikten söz ediyor. Centilmenliğin batsın! Bandırma'nın kan ağladığı bir maçın ardından, Bandırma'ya adeta ihanet edercesine hareket eden Sarıaltın'ın İstanbul doğumlu olup olmadığını gerçekten merak ediyorum. Bandırmayı beğenmiyorsan git, İstanbul'da muhtarlık yap!
Şunu da unutmayın ki Bandırmaspor, Bandırma için “kırmızı çizgi”dir.
Yine şunu da unutma ki, önümüzdeki muhtarlık seçiminde eğer yeniden aday olursan, başta ben olmak üzere Bandırma'ya, Bandırmaspor'a gönül verenler senin karşında oy kullanacaktır.
Bandırma, bu büyük yanlışı asla unutmaz!
CEM DİZDAR OKUSUN
“TRT Spor” kanalında, “TRT Spor Manşet”te, Serkan Yetkin'in moderatörlüğünde, her sabah engin(!) ve bilgiç(!) yorumlar yapan gazeteci Cem Dizdar, bildiğiniz gibi, Bandırma'da 3-0 Bandırmaspor'un üstünlüğüyle kapanan Eyüpspor maçından sonra iki gün üst üste yaptığı yorumlarda, Bandırma 17 Eylül Stadı'ndaki “kale arkası” tribünlerinin neden açılmadığını sormuştu. Programın moderatörü Serkan Yetkin'in cep telefonuna, “Eyüp maçına kadar Bandırmaspor'un, Bandırma'daki maçlarına ortalama bin 500 kişi geliyordu. Eyüp maçını ise biletli 7 bin kişi izledi. Bu maçta kale arkası tribünü ilk kez açıldı. Maça girmeyen kimse kalmadı” mesajını attım. Serkan Yetkin, canlı yayın sırasında mesajımı okudu. Ancak daha sonra Yetkin, “Önder Bey, biz maçı seyirciler izlemedi dememiştik” diye yanıt verdi. Oysa Cem Dizdar, ilk günkü o canlı yayında, “Bandırmalılar, bu maça gelmeyecekler de hangi maça gelecekler?” diyerek, kale arkası tribünlerin boşluğunu sanki tüm stat boşmuş gibi anlatmıştı. Oysa eski ve yeni tribünlerin hınca hınç doluluğu da görüntülerle ortadayken…
Aynı canlı yayınlarda bir ara iyice dağılan Cem Dizdar, Spor Toto 1. Lig ve Süper Lig'deki tüm maçlara seyircilerin “Passolig” ile girildiğini, bu uygulama gereğince seyircilerin, stattaki yerlerini değiştiremeyeceklerini bile bilmeden, “Bir seyirci, diyelim ki sıcaktan bunaldı. Devre arasında yüzünü yıkayıp, neden diğer tribüne geçmesin?” demişti. Cem Bey, Cem Bey! Bu maçlarda Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Disiplin Kurulu'nun, seyircilerin centilmenlik dışı davranışları olduğunda, tribün kapatma cezasını verirken seyircilerin bulunduğu tribünleri baz aldığını bile herhalde bilmiyorsunuz. Gelelim, Kocaeli Stadı'ndaki Bandırmaspor-İstanbulspor final maçına. Kocaeli Stadı'ndaki final maçında da, her iki kale arkası tribünü açık değildi ama her iki kapalı tribün de tamamen doluydu. Aynı Bandırmaspor-Eyüpspor yarı final maçındaki gibi…
Cem Dizdar bey…Şu Kocaeli Stadı'na da bir göz atsanız iyi olur! Onlar da kale arkası tribünlerini açmıyorlar. Birkaç söz de onlar için söylersen iyi olur bence!
