Genetik biliminin payesi, rahip Gregor Johann Mendel (1822-1884) e atfedilmiştir.
Ortaçağ karanlığından kurtardığımız Batı âlemi, vefasızlığını her alanda gösterdiği gibi bilimsel alanlarda da göstermekten imtina etmiyor. Mendel'le ilgili metinlerde Mendel'in çalışmalarına medar olan kaynaklara maalesef rastlayamadım. Benim araştırmam geniş hacimli olmasa da aradığımın bulunmasına yeterli olmalıydı. Ya not edilmemiş veya açıklanmamış. Açıklanmadığı fikrindeyim zira bu konularda tespit etiğim kaçaklar beni hep şüpheye sevk etmiştir. Zaten doğru bilgilere ulaşma sebebi, şüphe değil mi?
“Bilim Önderleri”adlı çalışmam esnasında, İbn-i Avvâm'ın “Kitab'ül Felaha” isimli kitabında şu kaydın kayıtlı olduğunu öğrenince cidden şaşırmıştım. “İyi ürün elde etmek için
1-Dişilik- erkeklik cinsiyetli ağaçların birbirine yakın dikilmesi,
2-Gübrelenmesi,
3-Ağaçların, aralarındaki sevgi ve nefret ilkesine göre dikilmesi,
4- Hastalıklara göre ilaçlanması, gerekir.
Gübre ve ilaç işini anlıyorum. Dişilik ve erkeklik işini de anlıyorum lâkin ağaçların sevgi ve nefret ilişkisini anlamadığım gibi bu konu da bir metin de okumadım. Umarım Ziraat mühendisliğinin müfredatında vardır.
Yine, Botanikçi Dinaverî'nin de bitki dünyasındaki ağırlığı, ”Bitkilerle konuşan adam .”unvanını hak edecek kadar etkiliyse ne demeli. Bilindiği gibi eski metinlerin okuryazarı fazla değil. Bu yüzden tarihe dair metinler, kurucu zihniyet sahiplrine, problem çıkarmayacak metinlerin deşifre edilmesinden fazla değildir. Buna ne kadar üzüldüğümü anlatmama, dağarcığımdaki kelimeler kifayet etmiyor. Ne desem azdır. Genetikle ilgili çalışma yapan ilk bilgin' in Cabir Bin Hayyan olduğu bir gerçektir. Bu konuda, ne kadar bilginin mevcut olduğunu bilmek önemli. Araştırıcısını bekliyor. Atomun parçalanabileceğini ilk tespit eden de Cabir Bin Hayyan olduğu gibi “genetik fikri” de ona aittir. Diğer taraftan, Cabir Bin Hayyan'ın “genetik” çalışmalarına dair, bilim tarihçimiz Fuat Sezgin'in; tıp, fizik, astronomi, felsefe alanında birçok eser kaleme alan, âlemde görülebilen veya görülemeyen her şeyin belli bir düzenin neticesi olduğunu belirten Cabir bin Hayyan'ın, genetik ilmine işaret eden şu sözlerini iyi bellemk gerekir. "Allah, bize fizikî kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah, beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir. “ Buna rağmen genetik ilminin payesi, rahip Gregor Mendel'e(1822-1884) verilmiştir.
(12. ASIR BİLGİNLERİNDEN) İbn-i Avvâm'ın ,“Kitâbül Felâh “isimli kitabında, bitkilerin, dişilik-erkeklik durumlarının tespit edilerek birbirlerine yakın dikilmesi nin, sevgi-nefret ilişkisinin de dikim esnasında dikkate alınmasının gerektiğinin öğütlendiğini belirtmiştim. 1802 ‘de, ,“Kitâbül Felâh “ aslıyla birlikte iki cilt olarak İspanyolca tercüme edilip yayımlanıyor. İspanyolca tercümenin basımının 20.yılında, Mendel dünyaya geliyor.!! Sırasıyla Cabir Bin Hayyan(Harran Üniversitesi Baş müderrisi-rektörü,721-815),Dinaverî(828-896) İbn-i Avvâm(12. asır) ve Gregor Johann Mendel (1822-1884) …
İlk kimya laboratuvarının kurucusu, Optik kanunlarının kâşifi ve merceği icat eden Cabir Bin Hayyan, bitkilerden elde ettiği boyalarla deri boyama işini, tabaklamayı ilk defa gerçekleştiren bilgindir.
Câbir bin Hayyân, maddelerin atomik yapısını gösteren orijinal tespitler yaparak, kimyasal reaksiyonlarda, belli miktarların, belirli miktarlarla reaksiyona girdiğini söyledi. “Atomun parçalanması fikri''nin ilk sahibi Cabir Bin Hayyan'dır. Atom hakkında, ancak asırlar sonra anlaşılabilecek şu sözleri söylemiştir: ‘'Maddenin en küçük parçası olan "el-cüz'ü lâ yetecezzâ"(atom)da, yoğun bir enerji vardır.Yunan bilginlerinin, iddia ettiği gibi, atomun parçalanamayacağı söylenemez. Atom da parçalanabilir. Parçalandığında da öyle bir güç meydana gelir ki, bu güç, bir anda, Bağdat'ın altını üstüne getirebilir. Bu, Allahü Teâlâ'nın kudret nişanıdır." Bu sözlerden asırlar sonra, yapılan atom bombası 2. Dünya Harbinde Japonya'daki Hiroşima ve Nagazaki şehirlerini maalesef yerle bir etmişti.
Belirtmek gerekir ki atomu parçalayan bilgin,1908'de “Nobel kimya Ödülü'nü alan Yeni Zelandalı, İngiliz Nüleer fizikçi, Enest Rutherford(1871-1937) olmuştur. Kısa süre sonra da biliniyor 2. cihan harbi'nin enkazı ortada. Atom faciası.
Genetik bilim çalışmalarının aydınlatılma işini ele alırken nerelere vardık…