Bundan önceki yazılarımın birinde, Bandırmaspor ile İstanbulspor arasındaki Spor Toto 1. Lig final maçını izlediğim Kocaeli Stadı'na hayran kaldığımı yazmıştım. Konuyu biraz daha açayım.
Pırıl pırıl bir zemin. Harika tribünler. Bir basın tribünü var ki, inanılmaz derecede güzel. Maç için akredite olan gazeteciler, kapıdaki görevliler tarafından güler yüzle karşılanıyor. Ellerine, içinde zengin gıda ürünleri ve içecekler olan birer kumanya paketi veriliyor. Ardından asansörle dördüncü kata çıkıyorsunuz. Üç ayrı kattan oluşup, çok sayıda bölümün yer aldığı, maçları rahatça izleyip değerlendirmeleri için gazeteci masaları. Görüş açınız mükemmel.
Gelelim, Bandırma 17 Eylül Stadı'na.
Basın odasına yangım merdiveninden bile kötü bir şekilde, döne döne çıkıyorsunuz. Bizim yaştakiler, merdivenlerden çıkarken düşmemek için tırabzanlara tutunuyorlar. Tırabzanlar küflü. Elleriniz simsiyah oluyor. Tabii ki mikrop kapma tehlikesi de var. Merdivenlerden çıkarken düşseniz, hayatınızı bile kaybedebilirsiniz. En azından kol veya bacağınızın kırılması garanti!
Gazeteciler için ayrılan basın odasına giriyorsunuz. “Erken gelen yer kapar” örneği, maça erken giren arkadaşlar, görüş açısı en iyi yeri kapıyorlar. Sonradan gelen gazeteciler ise kendilerine, “görüş açısı” ayarlamak zorunda. Çünkü önlerindeki direkler, iyi ayarlayamazsanız, iki kaleyi de aynı anda görmüyor. Küçük sayılabilecek odanın koltuk araları o kadar dar ki, ayaklarınızı oynatamıyorsunuz. Odanın önünde tribün var. Seyirciler sık sık ayağa kalkınca, maçın pozisyonlarını kaçırabilirsiniz. O anlarda, ön sırada oturan bazı arkadaşlar, camı yumruklayarak, önlerinde dikilen seyircileri, oturmaları için uyarıyor. Basın kulübesinde internet bağlantısı yok. Önceki yıllarda olan internet ağı, Futbol Federasyonu tarafından sözüm ona tasarruf yapmak için iptal etmiş. Onca kalem gereksiz harcaması olan federasyon, Bandırmalı gazetecilerin internettekini keserek tasarruf yaptığını sanıyor! Yapılacak bir şey yok. Maçı internetten vermek için internet bağlantını bir şekilde sağlamak zorundasın!
Gazetecilerin döne döne çıktıkları, adına bizim “ölüm merdiveni” ismini verdiği basamakları bir gün, önceki Bandırma Kaymakamı Günhan Yazar'a anlatarak, “Bu merdivenlerden bir gün birimiz düşüp ölecek. Ancak o zaman konu gündeme gelecek ve gereken yapılacak!” demiştim.
Çok şükür! Bandırmaspor'un maçlarını, “ölüm merdiveni”nden çıkarak izlediğimiz bir sezon daha geride kaldı. Önümüzdeki sezon ne olur, bilemem! Bu merdivenleri düşmeden çıkabilir miyiz?
Yine soruyorum. Bandırmaspor, Süper Lig'e yükselseydi ve maçlarını bu statta oynasaydı, dışarıdan gelecek ve özellikle İstanbul'dan gelecek gazetecileri bu “ölüm merdiveni”nden çıkarabilecek miydiniz? Gareziniz bize mi?
IŞIKLANDIRMA DA, YENİ STAT DA YOK!
Bir kez daha, altını çizerek belirtelim.
Bandırma 17 Eylül Stadı ilkel!
Müthiş rüzgâr alıyor. Rüzgâr, mücadele eden her iki takımın futbolunu da olumsuz etkiliyor.
Işıklandırma yok. Çünkü 6. Ana Jet Üssü, uçaklarının “kalkış-iniş konisi” içinde olduğunu öne sürerek, en küçük bir risk almama adına stadımızın ışıklandırılmasına “yeşil ışık” yakmıyor, yani istemiyor. Ama çağımızda teknoloji çok ilerledi. Stadımız, istenirse uçakların kalkış inişleri konusunda risk yaratmadan ışıklandırılabilir ama kim yapacak? Eğer ışıklandırma olursa sadece gündüz maçları değil, gece maçları da oynanabilir ve seyirci daha da artabilir.
Aylardır, “Bandırma'ya yeni stat yapılsın” kampanyaları yapıldı. Birkaç politikacı, yönetici, “Biz de kampanyayı destekliyoruz” dediler. “Cak-cek”, o kadar! Sonuç yok! Laf değil, icraat gerekli ama kim yapacak?
Sözün kısası, Bandırmaspor'un çözüm bekleyen sorunlarının başında yeni stat ihtiyacı geliyor. Hem de hiç zaman yitirmeden…Hemen!
HAKEMLERE “SAYIN” DEMEYİN!
Kocaeli'nde, Bandırmaspor ile İstanbulspor arasında oynanan maçın öncesinde önce hakemler, sonra takımlarının kadroları anons ediliyor. Hakemlerin isimlerinin başlarına gereksiz şekilde hiçbir nezaket sözcüğü eklenmeksizin maçı izleyenlere duyuruluyorlar. Doğrusu da bu! Her statta bu uygulama var. Ama nedense Bandırma Onyedi Eylül Stadı'ndaki maçların anonslarını yapan Uğur arkadaşımız, hakemleri anons ederken önlerine mutlaka “sayın” sözcüğünü ekliyor.
Sevgili Uğur…Senin yaptığın “sayın”lı hakem anonsları, ülkemizin hiçbir stadında yok! Bırak artık şu “sayın”lı anonsları!
Ne yani şimdi, Bandırmaspor'un önümüzdeki sezon Bandırma'da önümüzdeki sezon Bandırma'da oynayacağı maça, Kocaeli'ndeki maçın şampiyonluğunu İstanbulspor'a vermek için elinden geleni yaparak başaran Halil Umut Meler ve VAR hakemi Mete Kalkavan gelse, onlar da mı “sayın” olarak anons edilecek?