Umutla bekledim, bu kez acaba Mehmet Kılkışlı'nın başkanlığındaki Bandırma Ticaret Odası beni yanıltır mı diye?

İstanbul Deniz Otobüsleri'nin(İDO) 1998 yılından beri süren Bandırma-İstanbul arabalı feribot seferleri iptal edilmiş, İDO, bu hatta sefer yapan araçlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devretmiş. Vatandaş için en ucuz ulaşım olan Bandırma-Balıkesir arasındaki tren seferleri ortadan kalkmış.

Ortalığın ayağa kalkması gerekir değil mi?

Başta ise Bandırma'ya karşı olan bu darbeye Bandırma Ticaret Odası'nın tepki göstermesi gerekmez mi? Ama nerede? Mehmet Kılkışlı'nın başkanlığındaki Bandırma Ticaret Odası'nın, Bandırma ile ilgili herhangi bir konuda sesini, tepkisini, çözüm önerisini duyan var mı? Odanın üzerine sanki “ölü toprağı” serpilmiş. 10 yıllık bir ölüm sessizliği! 

Bandırma Ticaret Odası'na bir kez daha seslenelim:

Hey, orada mısınız? Sesimizi duyan var mı?

BORSAYA TEŞEKKÜRLER

Bandırma Ticaret Borsası, feribot ve tren seferlerini iptaline yönelik bir açıklama yaptı. Borsa Yönetim Kurulu Başkanı Halit Sezgin, medyada yer alan açıklamasında, Bandırma'nın, geçiş yollarının kesiştiği ender kentlerden biri olduğuna dikkati çekerek, “Bandırma'mız için çok önemli olan ve birbiriyle bütünleşmiş deniz, kara ve demiryolu taşımacılığı hizmetlerinin durması bizleri çok endişelendirmektedir. Şehrimizin ulaşım konularındaki sıkıntılarının yetkili kurum ve kuruluşlarca bir an önce çözüme kavuşturulması en büyük temennimizdir” dedi.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİMİZ UYUYOR MU?

Bu sefer iptallerine başta elbette ki belediyemiz, çok sert tepki göstermeli.

Peki, Bandırma'daki sivil toplum kuruluşlarımızdan, sendikalardan bu konuda bir tepki duyan var mı?

Ben de fazla iyimserim canım!

Bandırma'daki sivil toplum kuruluşlarının çoğu zaten “tabela kuruluşu” değil mi?