YazıYorum (Mete Kozdağ) 

      Türk mizahı ve kültüründe oldukça büyük öneme sahip Nasreddin Hoca'nın etrafını saran çocuklardan biri pazara giden hocaya "hoca, bana düdük al!" demiş. Bir diğeri "bana da bana da!" al demiş. Sonrasında diğer çocuklarda "ben de düdük isterim! Bir tane de bana! " demişler. İçlerinden sadece biri Nasreddin Hoca'ya düdük parası vermiş. Hoca, pazardan dönünce çocuklar etrafını sarmış. Her biri düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran hoca; düdüğü, parayı veren çocuğa vermiş. Diğer çocuklar hep bir ağızdan bağırmış ve "hani bizim düdüğümüz" demişler. Nasrettin Hoca da gülerek "parayı veren düdüğü çalar" demiş.

      Ekonomi Bilimi, kısıtlı kaynaklar ile hangi malın, kimin için, ne miktarda üretileceği ve kimler tarafından tüketileceği sorularına ve fiyatın oluşum mekanizmasını algılamaya çalışan bir bilim dalıdır.

      İhtiyaç, karşılanmadığı zaman acı ve üzüntü, karşılandığında ise mutluluk veren bir histir.

      Para, üretici ve tüketicilerin piyasalarda karşılaşarak alışveriş yapabilmelerini sağlayan, değişim aracıdır.

      Bir ekonomide;

- Devlet harcamalarının artması,

- Banka kredilerinin artması,

- Ücret ve aylıkların yükseltilmesi,

- Tarım ürünlerinin yüksek fiyatla devlet tarafından satın alınması, enflasyona yol açıyor.

      Covid-19 ve sonrasındaki Rusya-Ukrayna savaşı gösterdi ki devletlerin içte ve dışta aldığı veya alacağı kararlar, çalmayı bekleyen düdüklerin sayısını öyle çoğalttı ki düşmanı dost, dostu da düşman yapmaya kadar geldi.

      Tüm devletlerin önünde, dönmesi gereken keskin virajlar var.

      Keskin virajları dönenler, düdükleri çalar.

      Tek düdük çalmak, günümüzde işe yaramıyor.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.