Mehmet Kılkışlı'nın başkanlığında, 10 yıldır Bandırma'nın sorunları konusunda kış uykusuna yatan, sesi soluğu çıkmayan Bandırma Ticaret Odası, İDO'ya yazı yazarak, Bandırma-Yenikapı arasındaki feribot seferlerinin neden kaldırıldığını sormuş!  Ben de geçtiğimiz günlerde bu konuyu işlemiş, Odanın neden duyarsız kaldığını sormuştum. Demek ki yararlı olmuşum.

Neyse, Odanın aklına, aylardır yapılmayan bu seferlerin niçin kaldırıldığını sormak yeni gelmiş demek ki! “Buna da şükür mü?” diyelim, yoksa gülelim mi?

Kılkışlı yönetimi İDO'ya sadece sormuş ve yazılı yanıt almış. Ama bu seferlerin kaldırılması ile ilgili gösterdiği en küçük bir tepki yok! Zaten İDO da, bu seferlerin neden kalktığını kendi ticari çıkarları doğrultusunda açıklamış.

Odanın sorusu, aklıma yıllar öncesinden bir Eti bisküviti reklâmını aklıma getirdi:

“Haydi sor, sor

Çayda, kahvaltıda yenir

Acaba nedir nedir?”

Olsun, Ticaret Odası sormuş ya!

Belli olmaz. Bir de bakarsınız ki Mehmet Kılkışlı, yaklaşan Ticaret Odası seçimlerinde, bunu da hizmet sayarak, “İDO'ya nasıl soru sordum ama” deyip, başkan adayı olarak ortaya çıkıvermiş! Olur mu, olur! Daha önce “Odanın başkanlığına bir kez adayım” deyip, sonra ikinci dönem de gelmedi mi? 

Şu seçim bir an önce olup, Kılkışlı yönetimi gitse de, Bandırma'nın her sorununun çözümü için katkı sağlayacak, ses getirecek bir yönetim göreve gelse.

Bu yönetim, Bandırma'dan uzak bu duyarsızlığıyla Bandırma'ya yakışmadı. Aslında yönetim kurulunu da eleştirmek doğru değil. Çünkü “At, sahibine göre kişner” diye bir atasözü vardır. Kurumların başındaki kişiler yetersiz olursa yönetimlerin de eli kolu bağlanır. Sivil toplum kuruluşlarının başkanları her alanda çok donanımlı, birikimli olmalı ve liderlik özelliği bulunmalıdır.

Bandırma'daki birçok sivil toplum kuruluşunun da buna ihtiyacı var.