Birtakım sağlık sorunları ve tedavi süreçlerinden sonra nihayet Altınoluk'taki evimize kavuştuk. Artık yazlıktayız.

     Yazlık anlayışı, eski zamanlarda daha çok kırsal kesim insanları, yaylaya çıkmak, yükseklerde yaz sıcağından kurtulmak için gerekliydi. Yüksek dağlık yerler serin olur. İnsanlar besledikleri hayvanlarıyla birlikte yaylaya gider, hem hayvanlarına bol yiyecek (yayılım) bulur hem de yaylanın serinliğinde rahat ederlerdi.

     Zamanla yazlık anlayışı değişti. Deniz kenarındaki yerleşim yerlerinde ev sahibi olup, yazı serin deniz sularına girerek geçirmek isteği gelişti.

     Ancak iki, bilemediniz üç ay kullanılan ve yılın büyük çoğunluğu boş kalan yazlık ev anlayışı büyük bir israftır. Onun yerine yirmi günlük devreler halinde deniz kampı yapılacak tesisler olabilirdi. Yılda yirmi gün yeterlidir diye düşünüyorum.

     Bakanlıkların, kamu kuruluşlarının, sendikaların, bazı sivil toplum örgütlerinin kamp yerleri vardı. Birçok vatandaşımız buralardan yararlanırdı. Ya hepsi kapatıldı, ya özelleştirme adı altında satıldı. Şimdi herkes başının çaresine bakıyor.

                                                   ***

     Yakın bir akrabamızın kızı ve damadı Güre köyü üstündeki Kavurmacılar Köyü'nden yeni yapılmış bir ev almışlar. Bizi davet ettiler. Gittik. Kavurmacılar terk edilmiş bir eski yürük köyü imiş. Şimdi varlıklı bazı aileler buradan ev yeri alıp, ev yapıyorlar. Ya da müteahhitlerin yaptığı evlerden alıyorlar.

     Bizim konuk olduğumuz evin manzarası muhteşemdi. Gündüz görüntüsü             Edremit'in büyük bölümü, Edremit ovası, ( Sabahattin Ali'nin anlattığı ovadır bu)  Akçay, Güre ve Burhaniye'nin önemli bir bölümü görünüyor. Çevre zeytinliklerle kaplı, ova yemyeşildi. Görüntü uçaktan bakıyor gibiydi.

     Gecenin ileri saatine kadar konuk olduğumuz evin önünde oturduk. Gece konut ve sokak aydınlatma lambaları yanınca ilk kez gördüğüm Edremit Ovası hemen hemen yapılaşmaya tamamen açılmış. Her yerde ışıklar, ova yok olmuş. O dünyanın en güzel ikliminin sürdüğü, verimli topraklar üretim yeri olmaktan çıkmış beton yığınına dönüşmüş. Bu hesapsızlık, bu plansızlık bizi Rusya'dan, Ukrayna'dan, Hindistan'dan, Venezuela'dan buğday almak zorunda bırakıyor.

     Türkiye coğrafyasında yaşamaya en elverişli yerlerin başında gelen Edremit Körfezi çevresi bu gidişle daha çok göç alacak gibi görünüyor. Elli yıl sonra Ayvalık'tan Körfezi dolaşarak Küçükkuyu'ya kadar her yer dolacak. Şimdiden Merkezi hükümet, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve İlçe belediyeleri büyük bir planlama ile geleceği kurtarmalıdır.

     Burada en birinci dikkat edilecek durum Körfez denizinin kirlenmesini önlemektir. Marmara Denizi gibi Körfez denizimiz de kirlenirse geleceğimiz karartılmış olur. Bu da Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk alanındadır.

     İkinci önemdeki konu da su sorunudur. Arkasındaki bin pınarlı Kazdağı ve Madra Dağları rezervinin altındaki bu yerleşimlere temiz, içilebilir ve kullanılır suyu verebilmektir. İçme ve kullanma suyu için bu dağların içinde bir baraj düşünülmelidir.

     Üçüncü olarak Avrupa -Trakya - Çanakkale - İzmir ve güney illeri ulaşımı da buradan olacağından yol güzergahı için elli yıllık bir planlama yapılmalıdır.

     Bu coğrafya yurdumuzun yaşamaya en elverişli, çok önemli bir bölümüdür. Yapılaşma olmadan planlama yapılmalıdır. Yapılaşma olduktan sonra çözüm olanağı zorlaşıyor.

                                                       ***

     Yazlık anlayışı sahillerde ikinci konut yığılmasına neden olmuştur. Çalışanların zaten bir ay izni var. Yirmi gün deniz kampı yapma olanağı sağlanmış olsaydı ikinci ev gereksinimi olmazdı. Emekliler için yazlıklar iyi de buna rağmen büyük israf olarak görülmektedir.

     Altınoluk'ta Valikonağı – Yağcılar Sitesi önündeki sahil yolu düzenlemesi yapılmış. Her yapılan yeni iş güzeldir. Düşünerek, tasarlayarak yapılır çünkü. Bence güzel olmuş. Bisiklet yolunun ayrılmış olması, olası kazaları önleyecektir. Bu yolda her yaşta pek çok kişi yürüyüş yapıyor. Sahil kumsalı zaten dardı. Var olan duruma göre düzenleme yapılmış. Yapanlara teşekkür ederiz.

     Merkezden Şahinderesi'ne kadar yapılan dolgu yolun plaj şeklini alması için yapılan düzenleme ise dünyanın hiçbir yerinde yoktur sanırım. Vaktiyle halkı denizden koparmanın doğru olmadığını bilmeleri gerekirdi.

     Altınoluk iskeledeki Çınarlı Kahve denilen gazino boşaltılmış. Yıkılacak mı acaba? Yanında Liman Kafe ve Jandarma Karakolu'nun bulunduğu bina ile birlikte yıkılıp yeniden halka açık gazinolar yapılır mı acaba? Estetik bir düzenleme yapılsa çok iyi olur diye düşündüm.

     Meydandaki PTT Hizmet Binası büyük çirkinliktir. Bu binaya kim yapılma ruhsatı verdiyse, kim buraya yapılmasını istediyse Altınoluk'a en büyük kötülüğü yapmıştır.  Bu hizmet binasının da yıkılarak meydan açılması ve yerine çay bahçesi benzeri halka açık bir dinlenme, buluşma yeri yapılması Altınoluk'un değerini arttırır.

     Bu hafta bizden bu kadar, iyi bir yaz sezonu dilerim.