80'li yıllar, 18'li yaşlarda yaşadığımız İstanbul yıllarının üzerinden kısa sayılmayacak 40 yıl geçti. Siyaseten 15 yıldır Ankara'da olmakla birlikte, İstanbul'a dair sevgimiz sempatimiz hiç eksilmedi. Ama bu sevgi Ankara'nın önemsizleştirme sürecini onaylayacak, normal görecek düzeyde olmadığı gibi. Bu sevgi Ankara'nın başkent olmasını içselleştirememişlerinki gibi değil elbette.
Biraz şartları zorlayarak da olsa ‘gençlerden' dolayı kendimizi İstanbul'a doğru sürüklemek istedik. Henüz tam zamanlı olmasa da gidiş gelişlerimiz sıklaştı, yaşam şartları oluşunca İstanbul'da biraz daha fazla zaman geçirir olduk! Bundan böyle ağırlık güzergah Ankara-İstanbul-Balıkesir hattı olacak.
İstanbul 25 yıl AKP anlayışıyla yönetildi, nüfusa paralel betonlaşma arttı, İstanbul'a aşık olanların yönetiminde ‘'İstanbul'a ihanet ettik'' diyenler bazen yatay mimariyi akıllarına getirseler de dikey mimari yapılara izin vermeye devam etiler. İstanbul'un taşı toprağı altın anlayışıyla göç edenlere ‘yenide' ülkenin temel sorunu haline gelen düzensiz-kontrolsüz göçler İstanbul'un en büyük sorunu haline geldi. Semt ve bölge farkı gözetmeksizin her yerde dünyanın her yerinden gelen yabancılarla karşılaşmak mümkün. Gelenlerin daha çok Ortadoğu, Asya ve Afrika kökenli olması biraz daha sıkıntılı.
Beyoğlu-İstiklal Caddesi önceki eğlenceli hallerinin aksine yerliden çok yabancının yoğun olduğu bölge halini almış. Nerdeyse sokakta Türkçe konuşana rastlamak imkansız hale gelmiş. Otopark kolaylığı sebebiyle görüşme alanı halini alan AVM'ler yabancıların yaşam alanı olmuş. Arapların yoğun ilgi gösterdiği Şişli Mecidiyeköy'deki Cevahir AVM'de yabancıların eşli kavgasına bile tanıklık ettik.
Aşkını kaybetmenin hırsı nefrete dönüşmüş!
Önceki yıllarda çok atıf yapılan Geroge Orwell'in 1984 romanında ‘'Büyük Birader (Big Brother)'' bizi gözetliyor dediği gibi kentte bakılan her yerde görülen Erdoğan fotoğrafları artık görülmüyor! Onun yerine belediyeye alternatif olan Ulaştırma Bakanlığı'nın ‘U' harfi görülür hale gelmiş!
Erdoğan'ın aşkım dediği İstanbul'u kaybedince aşkının nefrete dönüşmesiyle İstanbul'a hizmet etmek, hizmet edenlerin önünü açmak yerine aşkları İstanbul'un zarar görmesi için ellerinden geleni arkasına koymuyorlar yani; ya benimsin ya da kara toprağın arabeski moduna girdikleri, belediyeyi rakip görme anlayışıyla İstanbullunun yararına olabilecek birçok proje engellenmektedir. Memleketin bunca bölünmesine birde metroda iktidarın metrosu U, belediyenin metrosu M olarak bölünmüş. İBB'nin yarım kalanlar ve yeni projelerle aynı anda yapımı devam eden 10 metro çalışmalarına bulduğu dış finansman onayları ve her türlü engel çıkarılmaktadır.
İMAMOĞLU İKTİDARI TEDİRGİN EDİYOR!
Ekrem İmamoğlu 25 yıllık AKP-Erdoğan saltanatını hem de üst üste iki kez seçim kazanarak İstanbul aşkını sona erdiren başkan olarak tarihe geçti. Kafalarda ve bilinçaltında oluşan ‘Erdoğan seçim kaybetmez' efsanesini bitirmiştir. Aradan bunca zaman geçmesine rağmen seçim kaybının acısını kaybedenler hala unutabilmiş değiller.
İstanbul efsanesine son veren İmamoğlu İstanbul'dan sonra Ankara'yı da alırsa, en büyük korkuları bu…
Cumhurbaşkanı olarak aradan geçen bunca zamana rağmen hala İmamoğlu'na randevu vermemesi, devletin bütün haşmetiyle İBB'nin projelerine engel çıkarması, iktidarın ve iktidar adına konuşanların, yazanların sürekli İmamoğlu'nu hedef tahtası haline getirmesi muhtemeldir ki yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında önde çıkan isimlerden biri olmasının payı olsa gerekir.
İMAMOĞLU OLDUKÇA MORALLİ
İmamoğlu yoğun programları arasında bizi Üsküdar Fethi Paşa Koru Sosyal Tesislerinde kabul etti.
Sohbette ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıları, kritik seçim süreci ve seçimlerin önemini değerlendirme imkanı bulduk, geleceğe dair kaygılarımızı ilettik kendilerine.
Bayramdaki Karadeniz gezisi sonrası sadece iktidar çevrelerince değil kendine destek veren bir kısım çevrelerce de bir anda hedef haline gelen İmamoğlu yoğun işlerini yoğun tempoyla sürdürürken, Türkiye'nin temel sorunlarının önemine vurgu yaparak, sorun çözme makamı olarak çözüme odaklandığı, ülke yararına bütün süreçlerde sorumluluk bilinciyle, toplumun kendisine yüklediği misyonla hareket edeceği mesajını aldık.
Cumhurbaşkanı aday olur mu? Ona altılı ittifak masası karar verecek!