Türk, bir milletin adıdır. Tarihte Türk adı geçen devletler kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu sanki Türk imparatorluğu değil, Osman'ın soyundan olanların devletidir. Devletin sahibi Osman'ın soyudur. 36 padişah 600 küsur yıl bu devleti yaşatmıştır.
Kötü yönetim ve eğitimsizlik başta olmak üzere birçok nedenden dolayı yolun sonuna gelinmiş, devlet bitmiştir. Dünyadaki değişimi anlamayan tutucu ve geri kafalı pek çok insan Osmanlı'nın çöküşünü algılayamamış, çözüm yolları düşünememiş, inat ve ısrarla padişaha ve hilafete bağlılığı çözüm zannetmişlerdir.
Oysaki emperyalist ülkeler Osmanlı'dan pay kapmak için, ülkemizi işgal ettiler. İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan askeri güçleri topraklarımıza girmiştir. O zamanın başkenti İstanbul beş yıl düşman çizmesiyle çiğnenmiştir. Ordularımız dağıtılmış, silahları ellerinden alınmıştır.
Padişahlarına yüzlerce yıl sadakatle bağlı olan halkımız zavallı ve perişan durumdadır. Başta Padişah ve saray hükümetleri tam bir teslimiyet içindedir. Düşmanın isteklerine göre hareket etmektedir.
Çözüm, ‘' Ya bağımsızlık, ya da ölüm!'' diyen Mustafa Kemal önderliğindeki Milli Kuvvetlerin yanında yer almaktır. Savaşarak düşmanı yurdumuzdan atmaktır.
***
İşgal altındaki o zor günlerde ülke insanı ikiye bölünmüş. Bir tarafta Padişah ve Hilafet yanlıları, bir yanda da canını, malını, parasını vatan kurtarma yolunda verebilen özverili insanlar vardı.
Nemrut Mustafa Paşa başkanlığındaki divanı harp mahkemesi Mustafa Kemal'in idam edilmesi kararını verdi. Vahdettin onayladı ve ferman haline getirildi. Ardından da Şeyhülislam Dürrizade Abdullah tarafından fetva verildi. Şeyhülislama göre Mustafa Kemal;
''Padişahın sadık tebaasını yalanlarla aldatıyor'' du. ''Dinimizin emirlerine aykırı olarak maddi çıkar sağlıyor'' du.
''Masum kulların mallarını gasbediyor''du.
''Hilafet makamının gücünü zayıflatmak istiyor'' du.
''Yüce İslam hilafetine isyan ediyor'' du.
''İslam'ın yüce kuralları gereğince öldürülmesi meşru ve farz'' dı.
''Müslümanların adaletli imamı halifemiz Vahdettin Han hazretlerinin etrafında toplanıp, Mustafa Kemal'le savaşmak vacip'' ti.
''Kuvayı Milliye'nin katledilmesi farz'' dı.
''Kuvayı Milliye'yi öldürenler gazi'' idi.
''Kuvayı Milliyeye karşı savaş ilan edilmeli'' idi.
Bu fetva on binlerce çoğaltılıp, Yunan ve İngiliz uçakları tarafından Anadolu şehirlerine atıldı. İngiliz zırhlıları tarafından Karadeniz ve Akdeniz limanlarına sandıklarla dağıtıldı.
İdam fetvasını aslında kaleme alan Mustafa Sabri idi. Bir önceki Şeyhülislam. Yayınlamak Dürrizade'ye kalmıştı.
Mustafa Sabri İngiliz Sevenler Cemiyeti kurucularındandı. İngilizlerin kurdurduğu İslam Teali Cemiyeti kurucuları arasındaydı. Sevr'in imzalanması için özel çabalar harcadı. Kuvayı Milliye'den nefret ediyordu.
‘'Mustafa Kemal ve Ankara Hükümeti kahbedir'' diyordu.
‘'Kudurmuş haydutlar, caniler'' diyordu.
‘'Eyy Allah'tan korkmayan, eyy peygamberden haya etmeyen mahluklar'' diyordu.
‘'Bunların dinsizlik derecesi tasavvur edilemez, cenabı hakkın gazabı ve laneti bunların üzerine olsun'' diyordu.
Milli mücadelenin moralini bozmak için elinden geleni yapıyordu.
‘'İngilizlerin, Fransızların ve sair devletlerin, iki paralık Mustafa Kemal kuvvetinin baskısına boyun eğerek İstanbul'dan çekip gitmelerini ancak Kemalistler inanır'' diyordu.
‘'Yunanlılara fazla zayiat vermek, bizim için hayırlı ve menfaatli olmaz. İngilizleri kızdırırız. İngiliz gibi muazzam devlete karşı katiyen kazanma ihtimali yoktur'' diyordu.
‘'Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara'dadır'' diyordu.
‘'Eyy askerler, Mustafa Kemal'in gayrimeşru emirlerine uyduğunuz yeter. Bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için farz olmuştur. Sizin bu hainlere itaatiniz mescitlerinizi, mabetlerinizi harap eyleyecektir. Bu zalimlere, bu katil canavarlara alet olduğunuz yeter. Padişahımız, halifemiz efendimiz hazretlerinin merhamet kucağı size açılmıştır. Allah'ın peygamberini seven bu tarafa gelsin'' diyordu.
İşte bu koşullarda, bunlara rağmen kurtuluş ve kuruluş başarılmıştır.
Hatırlatmakta fayda var diye düşündüm. Halkımız din adına ne ihanetler gördü, yaşadı.
***
Zaman zaman benzer söylemlerle bu günlerde de karşılaşıyoruz. Son yıllarda din ve dindarlık adına neler duyduk neler! ‘' Yunan kazansaydı daha iyi olurdu ‘' diyen bir meczupa bile katlandık.
Ülkemizin kurtarıcısına, Cumhuriyeti kuran kadrolara düşmanca saldıranları unutacak değiliz. Türk ve Atatürk adlarını silenleri unutmayız. Yılmadan, usanmadan bu sapık düşüncelileri halkımıza anlatacağız. Yapılan ihaneti belirtmek herkesin görevidir.
Emperyalist ABD'nin, Türkiye'yi istedikleri biçime sokmak için Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü unutturmak istediklerini biliyoruz. Yüz yıl önce padişah fermanlarına, şeyhülislam fetvalarına rağmen yok edemediğinizi, ikinci yüzyılda yine başaramayacaksınız.
İkinci yüzyılda da hem Atatürk hem en büyük eseri Cumhuriyetimiz yaşayacaktır. Var olmaya devam edecektir.
Kimse yanlışlık yapmasın. Atatürkçüler bu inançla emaneti koruyacaktır.
NOT: Sayın Yılmaz Özdil'in ‘' SON CÜRET '' kitabından alıntılar yaptım.