1865 yılında Susurluk ilçesinin Aziziye ve Sultançayır köylerinde, Fransız mühendis Marcello Desmazures ve Polonya göçmeni Henry Groppler'in tesadüfen , alçı taşı olarak keşfettiği bor – boraks – madeni, takip eden yüz yıl içinde çok değişik olaylara sahne oldu. Ayni yıllarda, 8 Ocak 1856'da ABD'de California Tamaha County'nin Red Bluff'deki Lick Springfield kaplıcalarında Dr.John A. Veatch, damıttığı suyun çökeltisinde ‘'Biborate Soda''yı , boraksı analiz etmekle uğraşıyordu.
O günlerde Bor'un çok kısıtlı uygulama alanı vardı. Bugünlerde ise 250'yi aşkın yerde kullanılmaktadır. Bugün ve gelecekte borun ,elektrikli otomobillerin hidrojen ihtiyacını geniş ölçüde karşılayacağı da planlanmaktadır. Türkiye'de dünya bor rezevlerinin % 73'ü bulunmaktadır. Türkiye'nin Bor kaynakları, Kırka/ Eskişehir, Bigadiç / Balıkesir, Kestelek/ Bursa ve Emet/Kütahya'dadır. Sultançayır madeni, rezevlerin azalması nedeniyle kapatılmış, tasfiye edilmişti. Sultançayır borunun kalitesi dünyada en kaliteli bor minerali olarak bilinmelidir.
Sultançayır Boraks madeni BCL – British Consalidated Ltd- tarafından yüz yıla yakın bir süre çalıştırılmıştır. Bor madenlerinin Ecevit zamanında devletleştirilmesi nedeniyle Susurluk – Sultançayır boraks madenini, BCL kapatmış ve zaman içinde Türkiye'den çekilmiştir. BCL bugün dünya çapında bor teknolojisine hakim, 150 yıllık birikimi olan bir şirkettir. Uluslararası dev maden şirketi Rio Tinto'nun bir parçasıdır. Devletleştirildikten sonra büyük bir gelişme gösteren bor madenleri Etibank'ın ve Eti – Maden'in çatısı altında bugün BCL ‘le yarışır haldedir. Hatta bazı konularda onu geçmiştir. Ayrıca bu başarı bazı konulara devletçi yaklaşımın ve bağımsız yönetimin önemini göstermektedir.
Yüz yıl ülkemizde bu konuda tek rol oynayan BCL ile Sultançayır madenin kuruluşu, geçirdiği safhalar, yönetim şekli, Osmanlı yönetimi ve Cumhuriyet Türkiyesi ile ilişkilerini ve madeni yöneten İngilizler'in hayatını öğrenmek için temasa geçtim. Bana yardımcı oldular. Hatta Kırka bor madenini keşfeden jeolog Keith Greenleaves ile telefonla konuşma fırsatım oldu . 20 yıl önce konuştuğumda 84 yaşında idi . Kendisinin keşfettiği, Kırka kaynağı bulunduğu için Sultançayır'ın kapatıldığını söylemişti. Maden alanında , şimdi tamamen yıkılmış olan ufak bir İngiliz köyü vardı. Burada Mr.Bunning ailesi ile birlikte , 1890'lardan itibaren 20 yıldan fazla ve Mr Mc Donald eşi ile birlikte 30 yıldan fazla yaşamıştı.
Çok ilginç olan Türkiye ve dünyadaki bor tarihini bir bilim – kurgu romanı içinde geliştirdim.Ve 29 Ekim 2048 Saat 9.30 isimli kitabım ortaya çıktı. Bu kitabım geçen yıl Ankara'da Son Çağ yayınevi tarafından yayınlandı. Bu kurgu romanda ABD'de ayni okulda okuyan 2048 yılında ABD başkanı olan Jack Mulroney ve Türkiye Cumhurbaşkanı olan Prof.Dr. Ayşe Korkmaz'ın hayatı ve ikisinin hayatının kesiştiği noktalar da bulunmaktadır. Bor madenin zenginliği Türkiye'yi ve halkını ekonomik açıdan güçlü bir hale getirdiği gibi, Türkiye Cumhurbaşkanı Ayşe Korkmaz'ı dünyanın sayılı ve en önemli liderleri arasına yerleştirir. Cumhuriyetin 125. Yılında, bu güçten yararlanarak Ayşe Korkmaz, Polonya, Türkiye ve Japonya arasında iş birliğinin ötesinde bir ittifak sağlar. Bu iki kutuplu dünyayı üç kutuplu hale sokar. Bu ittifak 29 Ekim 2048'de Saat 9.30 da Polonya Cumhurbaşkanı ve Japon Başbakanı huzurunda Ankara'da , yüzbinlerce kişinin önünde, ilan edilir.Bu gelişmeye en çok şaşıran sınıf arkadaşı, ABD başkanı Jack Mulroney olur.
Bu romanda ayrıca her beş yılda bir toplanan, dünyayı yönettiği iddia edilen, dünyanın çok zengin beş ailesinin Türkiye ve bor hakkında görüşleri de diğer gelişmelere paralel olarak anlatılmaktadır.
Biribiri içine sarılmış bu hikayelerin ayrıntılarını ve bir çok gerçeği öğrenmek isteyenler, kitabımı inertnetten de temin edebilirler.