ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

19.09.2022

OTİZM SPEKTRUMLU ÖĞRENCİLERİN KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE ANNE BABALARIN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR

Otizm gelişimsel bir bozukluk olarak ortaya çıkıyor. 

      Henüz tıbbî tedavisi olmayan otizm erken çocukluk dönemlerinde fark edildiğinde eğitim – öğretim çalışmaları ve beslenme alışkanlıklarıyla hastalığın etkileri azaltılabiliyor.

      Ebeveynlerin çocuklarında sezinleyemedikleri davranış bozuklukları ve öğrenme güçlükleri okulda öğretmenler tarafından rahatça belirlenebiliyor. 

      Durumun ciddiyetini idrak eden anne -babalar öğretmenlerle iş birliğine girdiğinde hastalığın etkisi en az zararla atlatılabiliyor. 

      Bu aşamada çocuk psikiyatristleri, psikologları, veli ve okul elbirliğiyle çocuğun eğitimi üzerinde olumlu etki edecek çalışmalar yapılabiliyorlar. Bu yoldaki çalışmalarını birleştirebiliyorlar.

      Son yıllarda bazı disiplinler öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerle ilgili kendilerini daha yetkin görmektedirler. Basında bunların reklamları velileri ikna edici boyuttadır.

      Çocuğun davranışlarını olumlu yönde geliştirme amacı dışında bu alandaki çalışmaları kazanç kapısı olarak görmek etik değildir. 

    Otizm spektrumu mutlaka konuyla ilgili disiplinlerin ortak görüşleriyle ele alınmalıdır

    Bunların başında çocuğun okulda bulunduğu ortam gelmektedir.

    Okul başlı başına etkinlik alanıdır. Çocuklar öğrenme eğitimi içinde çeşitli davranış şekilleri geliştirirler. Birbirleriyle olan iletişimlerinde genetik yapılarına ve sosyal çevrelerinden aldıkları kültürlere göre pasif, saldırgan, atılgan ve yönlendirici olabiliyor. 

    Kimi veliler, çocuklarının başarılarına ve davranış gelişimlerine olumsuz etki edeceği düşüncesiyle otizmli öğrencilerin çocuklarıyla aynı sınıfta eğitim-öğretim görmelerine karşı çıkmaktadır. 

    Basında yer alan bu girişimler şiddetle kınanmalı, okul yetkilileri bu taleplere asla taviz vermemelidir.

  Oysa çevrelerine karşı ilgisiz kalan, göz teması kuramayan, çevreleriyle ilgilenmeyen, içe kapanık, kimi zaman aynı kelimeleri tekrarlayan, tekdüze bir ses tonuyla konuşan, eşyalarına sıkı sıkıya bağlanan, alışkanlıklarına müdahale edildiğinde sinirlenen, öne arkaya sallanma hareketi yapan otizmli çocuklar, bazen sınıfta zararsız ve sevimli kişiliğiyle tatlı bir ortam doğmasına sebep olabilmektedir. 

    Hatta bu çocukların anlatılanı anlaması için fazladan yapılan bilgi tekrarları, diğer öğrencilerin konuyu öğrenmelerini kolaylaştırmaktadır. 

    Öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerle   ilgili uluslararası beyannamelerde   onların ekonomik, sosyal, siyasî ve kültürel yaşamdaki haklarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili maddeler bulunmaktadır. 

     Eğitimde fırsat eşitliği, temel insan haklarındadır. Anayasamızda konuyla ilgili 42. Maddede kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağı açıkça belirtilmiştir.

    İnsanî değerler ve çağdaş gelişmeler her bireyi farklı gelişim özellikleriyle kabul etmektedir.   
    Bireysel farklılıkların doğuracağı bir eğitim sistemi ve yöntemi varsa sosyal ve hukuk devleti bu imkanları sağlamakla sorumludur.

     Otizmli öğrencilerin okullarda akranlarıyla eğitim-öğretim görmeleri anlamına gelen kaynaştırma eğitimi titizlikle denetlenmeli ve bu konuda öğretmenler, bilinçlendirilmeli ve öğretmenler, farklılıklara göre programlar ve öğretim teknikleri geliştirmelidir.

     


Bu yazı 301 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans