Bandırma yerel basınını her gün yakından izlemeye çalışıyorum. Beğendiğim kalemlerin yazılarını okumaya çalışıyorum. Tabii ki, Türkçe fakiri olup, düşünceden yoksun bulunan yazıları okuma zahmetine katlanmadığımı ve zamanımı boşuna harcamadığımı söylememe gerek yok.
Bandırmalı veya yöremizde yaşayanların kaleme aldıkları kitaplar da yayınlandığında, elimde hangi kitap bulunursa bulunsun, onu okumaya ara vererek, bu kitapları okumaya öncelik veriyorum.
Geçtiğimiz günlerde sevgili kardeşim Can Emre'nin ilk kitabı olan “Sevda Kuşun Kanadında” kitabını da bir solukta okudum ve çok beğendim.
Yaşamın güzelliklerini, sevgiyi, dostlukları, toplumsal sorunları ve yaşamdan zevk almanın öneminin altını çizen, duygu yüklü bir kitap, “Sevda Kuşun Kanadında”…
“Hayat kısa, doyasıya yaşa!” diyor, Can Emre.
Deneme-öykü türleri arasındaki kitabında, “Zamanın, kaybedilmeyecek kadar değerli bir hazine” olduğunun altını da özellikle çizen Emre, “Kader, sizin belirlediğiniz bir çizgidir. Siz yazar ve çizersiniz.” derken, umutların hep taze tutulması gerektiğine de dikkati çekiyor.
“Yarını olmayan hayatları yaşıyoruz, yani, ‘an'ı…” diyen Can Emre, sevginin, mutluluğu yaratan en büyük kaynak olduğunu da vurgulayarak, şöyle diyor:
“Sevginizi, yüreğinizi hep açık tutun. İçeriye güneş doğsun. Dalgalı denizlerden, siyah gecelerden, dar sokaklardan aydınlık sabahlara, güneşli günlere ve ferah bir geleceğe merhaba! Kapatmayın, açık kalsın evinizin ve yüreğinizin penceresi, bir ışık huzmesi girmesi için. Her şey güzel olsun. Mutlu olun. Bakarsınız, ummadığınız bir anda değişiverir her şey. Maviden yeşile, sarıdan kırmızıya, hatta gökkuşağına dönüverir yüreğiniz, belki de yeniden başlar filminiz. Kaderiniz güzel olsun. Kader, sizin belirlediğiniz çizgidir. Siz, yazar ve çizersiniz. Her şey gönlünüzce olsun!”
Can Emre'yi kutluyor ve yeni kitaplarını beklediğimi belirtirken, “Sevda Kuşun Kanadında”yı okuyun, kendinizden çok şey bulacaksınız diyorum.
Yazıma, uluslararası bir üne sahip bulunan Bandırmalı şair Ayten Mutlu'nun, “Sevi” isimli şiiriyle son veriyorum:
“sabah olur, uyanırsın yanımda
kuşlar kanatlarına sesini çizer
durur geceki yağmur
sokaklar güne iner
sen gülersin, gözlerine pazar yeri kurulur
bir çocuk annesini kaybeder
senin yüzünde bulur
konuşuruz, yolcular eve varır
yanar gemilerde bütün ışıklar
ay iner denizlere
çilingir sofraları kurar balıklar
yüzüne dokunurum, gözlerim dolar
dünyanın her yerinde
yeni bir şarkıya başlar kadınlar”