Şu sıralarda , Batı Anadolu’da M.Ö. 560- 546 arasında krallık yapan Lydia kralı Kroisos’dan (Karun) sözetmek yerinde olur. 50 yıl krallık yaptıktan sonra ölen babası
Alyattes’in yerine 35 yaşında kral olan Kroisos, 14 yıllık hükümranlığı sırasında, Lydia’yı altın varlığı ve büyük ticaret olanaklarıyla çok zengin bir duruma getirdi.
2700 yıl önce, Lydia dünyanın en zengin ülkesi ve başkenti bugünkü Manisa yörelerindeki Sardes dünyanın en zengin kenti oldu .Çevresindeki bütün krallıkları
kendine bağladı.
Atina kanunlarını yazan Kroisos’un çağdaşı Solon, on yıl süren seyahatinin son durağı olarak, bir gün dünyanın en zengin kenti Sardes’e uğradı. Kroisos’un konuğu olan Solon’u , kralın adamları , kralın emri ile hazine dairesine götürdüler, ona Lydia’nın altın zenginliğini gösterdiler. Ondan sonra kral ona şu soruyu sordu ( Herodotos;
Çeviren; Müntekim Ökmen; Tarih ; İş Bankası yayınları Tarih; I kitap 31-33, 86 - 89 ve shf 18 – 60);
“Atinalı” dedi Kroisos, “benim konuğum , bir filozof olarak sana bir sorum var ,bunca ülkeyi gezdin, acaba mutlulukta başka herkesi geride bırakan kimseye rastladın mı ?”
Kendisini hep böyle bir adam olarak düşünen Kroisos’a , yaranmayı sevmeyen Solon , “Atinalı Tellos’u gördüm” yanıtını verdi. Kral onu niçin bu kadar talihli
sayıyorsun ?” diye sordu. “ zengin bir ülkede yaşıyordu. Güzel ve erdemli çocukları, ve talih bakımından gerekli olan maddi rahatlığı vardı ve ömrü parlak bir sonla
taçlandı. Atina’lıların komşu kente karşı verdiği savaşta , Eleusis’de ,yurdunu savunurken ve düşmanı önüne katıp kovalarken buldu ölümlerin en güzelini ve
Atinalılar ulusal tören yaptılar onun için , düşmüş olduğu yerde ve onu çok ululadılar.”
Solon’un bu yanıtına sıkılan, hiç değilse kendisinin ikinci olacağını düşünen Kroisos , Tellos’dan sonra kimin geldiğini sordu. Atinalı Solon “Onlar, Kleobis ve Biton’dur.
Argos soyundan olurlar, namuslarıyla yaşayacak kadar varlıklıydılar. Bir bayramda analarının bir arabayla tapınağa kadar getirilmesi gerekiyordu ve öküzler istenildiği
saatte tarladan dönmemişlerdi, geç kalmaktan korkan gençler , kendileri girdiler boyunduruğa ve arabayı çektiler. arabanın üzerinde analarını gık demeden 8 km.
taşıdılar ve tapınağa getirdiler.Oradaki inanç sahibi kişiler bunu gözleriyle gördüler. Tanrı onlara insan için ölümün yaşamaktan daha iyi olduğu yeri gösterdi. Argoslular böyle soylu çocukları olan anayı kutluyorlardı. Ana mutluluk içinde idi. Oğullarının başarısıyla başı dik, tanrıçanın heykeli karşısında ayakta duruyor , ona kendisine bunca onur kazandırmış olan oğulları Kleobis ve Biton’a, insanoğlunun elde edebileceği en iyi şeyleri bağışlaması için dua ediyordu. Bu duadan sonra kurban kesildi, kutsal şölenler yapıldı; sonra delikanlılar tapınağın içinde yatıp uyudular fakat , uyanmadılar, bu son uykuda kaldılar. Argoslular onların heykellerini yaptırdı , üstün ve yüce kişiler sayarak Delphi'ye sundular”