Millet olarak, bizim birinci öncelikle halledilmesi gereken sorun, mesele ve problemimiz eğitimdir. Halkımız eğitimli, bilinçli ve kültürlü olursa millet ve devlet olarak başarıp halledemeyeceğimiz hiç bir mesele ve problemimiz kalmayacaktır.
Bu sebeple, aşağıdaki önlemlerin alınmasına ve uygulanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.Hal çareleri bunların arasından seçilebileceği gibi, ortak akıl ile daha değişik alternatiflerin de üretilebileceğine inanıyorum.
- Eğitim ve öğretim birleştirilmeli, eğitimde eşitlik sağlanmalıdır.Milli Eğitim Bakanlığımıza yıllık bütçeden daha çok pay ayrılmalıdır.Bütün okullarımızda her tür ve branşta eğitim en üst seviyede ve kaliteli olarak verilmelidir.Devletimizin olanak ve imkanlarının çoğu, öncelikle eğitim ve öğretime aktarılmalıdır. Çocuklarımız ve gençlerimiz bizim geleceğimizdir, devlet ve millet olarak da bizim istikbalimizdir.
- İçimizdeki çocuk yetiştirme özlem ve sevdasını kimsenin sömürmesine imkan verilmemelidir. Varlıklı ailelerin çocuklarını niçin özel okullara vermek istediklerinin sebepleri herkes tarafından bilinmektedir. Fakir ve yoksul ailelerimizin çocukları ile köy çocuklarımıza da devlet okullarında aynı haklar ve özverili hizmetler verilmelidir.
- Okullarda verilen eğitim hizmetinin karşılığı öğrencilerimizin başarılarıdır. Başarı, öğrenci ve öğretmenlerin kendilerine sağlanan haklar, olanak ve imkanlarla elde edilir. Öğrenci, öğretmen ve idareciler bir ve beraber olarak organik dayanışma içinde ve koordineli bir şekilde çalışmalıdırlar.
- Öğretmenlik mesleği sevdirilmeli ve cazip hale getirilmeli, öğretmenlerimiz baş tacı yapılmalı, öğretmenlik tekrar özendirici bir meslek haline getirilmelidir. Öğretmenlerimizin maaş ve ücretleri arttırılmalı, onlara lojman ve diğer sosyal haklar verilmelidir. Öğretmenlerimiz istifa ederek veya emekli olarak özel okullara "daha çok maaş ve ücret almak için" gitmeye istek duymamalıdır.
- Özel veya devlet okullarında görev yapan öğretmenlerimiz her yıl, her il ve ilçemizde Milli Eğitim Bakanlığı'nın ödül fonundaki ödenekten yetiştirdikleri öğrencilerin başarı oranının yükseklik derecesine uygun olarak ödüllendirilmelidir.Bu maksatla mevcut yönergede gerekli düzeltme ve değişiklikler yapılmalı ve gerekirse yeni bir yönerge çıkartılmalıdır.
Ödül alacakların seçimi tarafsız komisyonlar ve kurullar marifeti ile yapılmalıdır (Ödül teklifleri, sadece sicil amiri veya okul müdürlerine bırakılmamalıdır) İl ve ilçelerdeki okullardan en başarılı ilk üç öğretmene verilecek ödül cazip ve en az "dört veya beş maaş kadar" olmalıdır.
- Özel okullar ticarethaneye dönüştürülmemelidir.Özel okul sayısının artması veya arttırılmasından ziyade onların alt yapıları ile eğitim - öğretim kadro ve olanakları denetleniyor olmalıdır.Özel okul sayısı tedricen azaltılmalı ve hedeflenen beş on yıl içinde kendisini yenileyemeyen ve sisteme ayak uyduramayanlar kapatılmalıdır.
- Devlet veya özel tüm okullarda; öğrencilerin ve öğretmenlerin kitap ve kırtasiye masrafı dahil tüm eğitim ve öğretim masrafları devletçe karşılanmalıdır, çünkü her ikisi de aynı eğitim hizmetini icra etmektedirler.
Keza devletimiz lise öğrenimi bitinceye ve hatta üniversite öğrenimi sonuna kadar tüm öğrencilerin beslenme ve sağlık giderlerini de karşılamalıdır.Bütün bu hizmetler sosyal devlet olmanın gerekleri olarak kabul edilmelidir.
Yine devlet, öğrencilerimizin yüksek okullardan, üniversitelerden ve meslek okullarından mezun olduktan sonra, kendilerine bir iş buluncaya veya kendi işlerini kuruncaya kadar onlara maaş ve ücret de ödemelidir.Tüm meslek okulları ve üniversitelerimiz aynı zamanda üretime katkıda bulunmalı ve bu maksatla mal ve hizmet de üretmelidirler.
- Türk çocukları ve Türk gençleri, Türk ve dünya tarihini bilmeli, dünya coğrafyasını ve keza kendi yurdumuzun coğrafyasını da bilmelidir.Öğrencilerimiz matematik, fizik, kimya ve biyolojiyi bildiği gibi, yeri, göğü, yerin altını - üstünü, uzayı ve gezegenleri, havayı, suyu ve toprağı da bilmelidir.
Gençlerimiz, denizleri, okyanusları ve deniz dibi canlılarını da öğrenmelidir.Sebzeyi, meyveyi tüm bitkileri, tarım ziraat ve hayvancılık ile hayvanlar dahil yaşayan tüm canlıları öğrenmelidir.Sanayi ve sanayileşme konusunda da, ekonomi ve iktisat konusunda da bilgi sahibi olmalıdırlar.Gençlerimiz akıl, zeka ve mantık süzgeci ile felsefe ve psikolojiyi bağdaştırabilmelidir.
Türk gençleri okumalı, cahil kalmamalı, ilim, bilim ve fen ile teknik gelişmeleri takip etmeli ve onlardan geri kalmamalıdır.Gençlerimiz idealist olmalı ve bir amaç uğrunda emek sarf etmeli ve çalışkan olmalıdır.Türk gençleri ve Türk halkı, araştırmalı, incelemeli ve sorgulamalıdır.Cehalete esir olmamalı, körü körüne batıl ve hurafelere inanmamalıdır.
- Türk gençleri Atatürk ilke ve inkılaplarını iyi öğrenmeli ve onlara sıkı sıkıya bağlı olmalıdır, en doğru yol ATATÜRK' ün gösterdiği yoldur, gençlerimizde bu bilinç oluşmalıdır.Gençlerimizin yüreği vatan, millet, cumhuriyet ve insan sevgisi ile dolu olmalıdır, bu sevgiyle yoğrulmalıdırlar. Çağı yakalamak ve çağın gerisinde kalmamak, genç - ihtiyar hepimizin hedefi olmalıdır.
- Devlet planlama teşkilatımız faal ve aktif hale getirilmeli, her bakanlık için ne kadar personel gerekli ise o kadar öğrenci yetiştirilmelidir. "... öğretmen, doktor, mühendis, teknik personel, yardımcı ve ara eleman...vb." Öğrencilerimiz mezun olduğunda branşlarına uygun olarak devlet tarafından bir işe mutlaka yerleştirmelidir. Şimdi olduğu gibi, üniversite mezunu işsizler ordumuz oluşmamalıdır.
Anne, baba, dede ve ninelerimiz, benim oğlum, benim kızım doktor, avukat, subay, mühendis, mimar, öğretmen, ...vb. olacak falan dememelidir. Çocuklarımız ve gençlerimiz kapasiteleri, yetenek, beceri ve kabiliyetleri ile kendi isteklerine göre meslek ve branşlarını seçebilmelidirler.
Aziz ATATÜRK "Gençliğe Hitabesinde" Türk Gençliği'nin nerede ve ne zaman, ne yapması gerektiğini yazmıştır. O'nu unutmayalım ve her daim okuyalım. Ne mutlu Türk'üm diyene...
Bu yazı 297 defa okundu.