Genel ahlâk insan ilişkilerinin ve davranışlarının tümünü, iş ahlâkı profesyonel davranışları kapsar. Bir kararın, bir davranışın sonucu mu yoksa sonuca ulaşmak için kullanılan yöntem ve kurallar mı onu ahlâklı kılar sorusu felsefenin ve dinlerin bu güne değin çözmeye uğraştığı sorundur. Felsefe akılla, din ise inançla bu soruya yanıt arar. Şirketler kâr maksimizasyonunu sağlamak için bireylerden farklı davranmazlar. Bazen kısa vadeli çıkarlarına, uzun vadeli çıkarlardan daha fazla öncelik verirler. Ve bu durumda ahlâk sorunlarıyla karşılaşırlar. Yeni çağın şirketleri çalışanlarına doğru yapmayı öğretmenin yanı sıra, doğru karar vermek için gerekli bilgiyi, bunu elde etmek için gerekli kaynak ve desteği sağlamaya çalışmaktadır. Günümüzde şirketlerin ahlâk dışı davranışlarının, doğru olmayan kararlarının şirketlere büyük malî yükler getirdiği ve hatta bazı durumlarda şirketlerin batmasına neden olduğu görülmektedir. Şirketlerin batışının yükünü ise hiç suçu olmayan ortaklar ve sade vatandaşlar çekmektedir.
Genel ahlâk için MORAL, iş ahlâkı için ETİK (ETHICS) terimleri de kullanılmaktadır. Bazen de bu terimler birbirinin yerine geçmektedir. Ahlâklı davranışı felsefe akılla, din ise inançla açıklar. Doğru ya da yanlışın, içinde bulunulan kültür ortamında hatta kişisel görüşlerden bağımsız olarak nesnel; “objektif” bir şekilde insanda var olduğu da savunulmaktadır. (Seebaner and Barry; 2001, 8)
Genel ahlâk insanlar ve toplumlar için doğrunun ne olduğunu araştırır. Bu sorunun yanıtını bulmaya çalışır. İş ahlâkı ise, genel ahlâk kurallarının kâr amaçlı şirketlerde ve kâr amaçsız kurumlarda iş hayatına uygulanmasını içerir.
İlk çağlardan bugüne kadar ahlâk anlayışı çeşitli evreler geçirmiş ve değişik görüşlere konu olmuştur. Bu görüşler kısaca şöyle özetlenebilir;
Protagoras (MÖ. 482-323) Ahlâkı: Doğrular ve yanlışlar kişiden kişiye değişir. Genel geçerliliği olan (a priori) doğrular yoktur, ölçü insandır.
Kynik Ahlâkı: Sinoplu Diyojen'in (MÖ. 412-323) ahlâk öğretisidir. Ahlâk ve erdemin peşinde koşmak doğru değildir. Erdem tüm istek ve tutkulardan vazgeçerek yaşamaktır. Mutlu olmak için hiçbir şeye aldırış etmeden yaşamalıdır. “Gölge etme başka ihsan istemem senden” bu felsefenin temelidir.
Kirene Ahlâkı: Aristippos'un (MÖ. 435-355) öğretisidir. Haz veren şey iyi, acı veren şey ise kötüdür. İnsanın amacı en yüksek hazza ulaşmaktadır. İnsan kendisine haz vermeyen şeylerden uzak durmalıdır.
Sokrates (MÖ. 469-399) Ahlâkı: İnsanın temel amacı erdeme ulaşmak olmalıdır. Erdem ancak bilgelikle mümkündür.
Eflatun (MÖ. 427-347) Ahlâkı: Eflatun'a göre ahlâkî davranışların temel gayesi “en yüksek iyidir.” İyilik erdem demektir. İnsanlar erdeme; bilgelik, yiğitlik, ölçülülük ve adalet ile ulaşır.
Aristoteles (MÖ. 385-322) Ahlâkı: Aristoteles'e göre toplumda yönetenler ve yönetilenler arasında bir ayrım yapılması ahlâkîdir. Aristoteles şöyle der: “öküz, yoksul kişinin kölesidir, yoksul köle de efendisinin…” Aristo'ya göre toplumda her zaman üsttekiler ve güçlüler yönetir; alttakiler ve güçsüzler ise yönetilir.
Perikles (MÖ. 495-429) Ahlâkı: Perikles'e göre vatandaşlar kendi özel işlerini yaparlarken kamu işlerinden de kendilerini tamamen soyutlamamalıdır. Vatandaşlar, toplumsal sorunlar ve devlet yönetiminde ortaya çıkan sorunlarla da ilgilenmelidirler.
Stoa Ahlâkı: İlkçağ ahlâk felsefelerinden biri olan Stoa ahlâkına göre, doğru yasalar ve kurallar ancak akıl yolu ile bulunabilir. Stoa ahlâkına “akılcı, rasyonalist ahlâk”da denilmektedir.
Epiktetetos Ahlâkı: İlkçağ düşünürlerinden Epiktetos'un ahlâk öğretisidir. Epiktetos'a göre “bilge odur ki kimseyi kötülemez; kimseyi övmez; kimseden yakınmaz; kimseyi suçlamaz…”
Epiküros (MÖ. 341-270) Ahlâkı: Epiküros'a göre mutluluk “erdem” peşinde koşmakla değil, gündelik ve yalın kaygıların ötesinde sükûn ve huzurla temin edilir.
Konfüçyüs (MÖ. 551-478) Ahlâkı: Konfüçyüs şöyle der; “Hiç erişemeyecekmişsin ya da yitirecekmişsin gibi çalış.” Konfüçyüs, çalışma ahlâkının önemi üzerinde duran ilk düşünürlerdendir. Konfüçyüs'e göre çalışma, mutluluğa ve refaha ulaşmanın yoludur.“İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlâk kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır.”
St. Augustinus (354-430) Ahlâkı: St. Augustinus ahlâk anlayışı şu şekilde özetlenebilir; “Hiç ölmeyecekmişsin gibi çalış, yarın ölecekmişsin gibi ibadet et.” St. Augustinus'a göre, insan Tanrı'nın egemenliğine boyun eğmeli ve Tanrı'ya ibadet etmelidir. İnsanlar arasındaki eşitsizliklerine isyan etmek yerine Tanrı'ya şükredilmelidir.
Machiavelli (1469-1527) Ahlâkı: Niccolo Machiavelli'nin ahlâk anlayışı; “Amaca ulaşmak için her araç meşrudur.”
Bacon (1564-1626) Ahlâkı: Francis Bacon'in ahlâk görüşü dinsel inançlar ve buyruklar olmadan da ahlâklı olunabilir şeklinde laik ahlâk felsefesini kapsar.
Locke (1632-1704) Ahlâkı: Siyasi liberalizmin kurucusu olarak kabul edilen John Locke'a göre bireyin doğal hakları (yaşam, özgürlük ve mülkiyet hakları) asla ihlâl edilemez. Bireyden ya da devletten kaynaklanan ve doğal hakları ihlâl eden her türlü zorlama ahlâk dışıdır. Locke, Ahlâkî sorunları “haklar" yönünden inceler.
Mandeville (1670-1733) Ahlâkı: Bernard de Mandeville'in ahlâk öğretisine göre, ahlâk denen şey, içi boş bir kavramdır. İnsanlar kendi çıkarları olmazsa, toplum yararına ve ahlâka uygun davranmazlar.
Bergson (1859-1941) Ahlâkı: Bergson'a göre iki türlü ahlâk vardır: kapalı ahlâk ve açık ahlâk. Kapalı ahlâk, bireyin özgürlüğünü dikkate almayan ve zorlama yoluyla ya da gelenek ya da tabuların baskısıyla oluşturulmuş ahlâktır. Açık ahlâk ise bireyin özgürlüğünü ön planda tutan, değişik kişilikleri hesaba katan ahlâk anlayışıdır.
Jerremy Bentham (1748-1832) Ahlâkı: “En üstün iyi” faydadır. İyiyi, kötüden ayırmak için faydalı olup olmadığına bakmalıdır. Bentham şöyle der: “zevkin kendisi iyidir, tek iyidir… acı kötüdür. İyi ve kötünün başka bir anlamı yoktur.” Bentham'a göre amaç, “en fazla mutlulukdur.” Bu da sonuçta toplumun mutluluğunu oluşturur.
Nietzsche (1844-1900) Ahlâkı: İnsan doğal bir varlıktır. Erdem kadar erdemsizlik de normal karşılanmalıdır. Ahlâkî ölçüler ve normlar koymak saçma ve gereksizdir.
Kant (1724-1804) Ahlâkı: her yerde ve zamanda neyi yapmamız gerektiğini değil, neyi istememiz gerektiğini savunan ahlâk öğretisidir. “Sana yapılmasını istemediğini, sen de başkasına yapma.” Kant'a göre insanlar sonuca bakmaksızın genel bir yasa ve evrensel bir kural olmasını isteyecekleri bir kurala göre hareket etmelidir.
İNSANLARDA ÜÇ ÖZELLİK ARARIM; DÜRÜSTLÜK , ZEKA VE ENERJİ. EĞER BİR İNSANDA BUNLARDAN BİRİNCİSİ YOKSA, ÖBÜR İKİSİ SİZİ MAHVEDER. WARREN BUFFET