Mesele Türkiye'nin ne zaman ‘bağımsız ve tarafsız' yargısının olacağı, mesele ‘yargının' rakipler üzerinde siyasi baskı unsuru, sopa olarak kullanılmasından vazgeçileceği, rekabetin eşit koşullarda yapılabileceği siyasi iklimin oluşmasıdır
Mesele sadece bugün değil çok uzun süredir iktidar gücünü elde edenlerin siyasi rakiplerini kontrollerindeki yargı eliyle susturması, elimine etmek istemesidir. Geçmişte mağdur olanların iktidar olması da hiç bir şeyi değiştirmiyor onlarda kendilerine yapılanların aynısını gücü ellerine geçirdiklerinde rakip gördüklerine yapmaya devam ediyor. İktidarı kullananlar değişse de yargı bir türlü siyasi otoriteden bağımsız hareket etme imkanı bulamıyor.
Yargı eliyle siyasi yasaklı hale getirilmek istenen Ekrem İmamoğlu ama mağdur olan yine her zaman olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olduğu iddia ediliyor. Türk toplumu mağdurdan yana olacağından İmamoğlu lehine mağduriyet algısı oluşursa kazançlı çıkarmış o zaman da esas mağdur olacak olan Erdoğan olurmuş!
Bugüne kadar iktidar ‘'cibilliyetsiz, zürriyetsiz, tezek, mankafa, alçak, şerefsiz, edepsiz, yalaka, geri zekalı, dönek, soysuz, çakal, sürtük, terbiyesi herif, İsrail dölü'' gibi sözler sarf edip karşılıksız kalırken!
MHP'li eski Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın YSK temsilcilerine ‘'namussuz, alçak, aciz'', ‘'kendini tımar et'' sözleriyle hakaretine mahkeme alt sınırdan para cezası verirken.
Tarihe ‘ahmak davası' olarak geçecek davayla İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası veriliyor.
2004 yılında mevcut TCK'nın hazırlanmasında TBMM Adalet Alt Komisyonu çalışmalarında görevlendirilen Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. İzzet Özgenç, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. Adem Sözüer ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. Ahmet Gökçen'den uzman görüşü alınmıştır.
Bugün her biri Prof. olan İzzet Özgenç, Adem Sözüer, Ahmet Gökçen imzalı raporun 5 maddesi; ‘'Ekrem İmamoğlu'nun dava konusu sözleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, seçimlerin iptaline yönelik eleştiri niteliğinde olduğu, iptal kararı veren veya verdirenleri küçük düşürmeye, toplumdaki saygınlıklarını rencide etmeye matuf olmadığı açıkça görüldüğü, bu nedenle dava konusu olayda hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı kanaatindeyiz.'' Diyor kanunu hazırlayan üç hoca.
Türkiye'nin en önde gelen üç ceza hocasının hazırladığı TCK'nın 125. Maddesine, olmayan 6. Maddeye göre de artırılarak, belki hocaların öğrencisi olan mahkeme hakimi 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası veriyor.
Prof. Dr. İzzet Özgenç hoca attığı twitte ‘'İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kararını incelediğimde, bende bu mahkumiyet hükmüne ‘SANIĞIN ÖZELLİKLE SİYASETTEN YASAKLANMASINI SAĞLAMAK AMACIYLA' kurulduğu kanaati oluşmuştur.''
Özellikle iktidar sözcülerinin ve iktidara yakın çevrelerin kararın eleştirilmesi ve tartışılmasını yargı bağımsızlığına müdahale diyenlere karşı da...
İzzet Özgenç hoca ‘'herhangi bir kararın ve özellikle yanlış olduğu açık olan bir kararın, yanlış olduğu yönünde bir açıklamada bulunulması, yargı bağımsızlığına müdahale olarak değerlendirilemez.''
‘'Bizim de eleştirdiğimiz hem de sert şekilde eleştirdiğimiz pekçok mahkeme kararı da olmuştur. Ama bu kimseyse hakimlere hakaret etme mahkeme kararını tanımama hakkı vermez'' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan 2016'da ‘'Ben Anayasa Mahkemesinin kararını kabul etmek durumunda değilim, verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum'' dediğini unutuyor olmalı! Tıpkı Hukuk Danışmanı Mehmet Uçum'un ‘Erdoğan siyasi hayatında hiçbir zaman kamu görevlilerine ve yargı mensuplarına hakaret etmemiştir' diyerek 1989 yılında Beyoğlu Belediye Başkanlığı seçimlerini kaybettiğinde YSK görevlisine hakaret etmesi, tutuklama istenmesi karşısında kaçması, yargılama sonucu ‘'Mahkemenin 500 bin lira kefaletle Erdoğan'ı serbest'' bırakmasını unuttuğu gibi!
Şimdi iktidar gücünü ele geçirenler ve onun etrafında kümelenen çevreler haksız ve hukuksuz şekilde siyasi yasaklı hale getirilmek istenen İmamoğlu'na ‘susun, sesinizi çıkarmayın, yargı kararlarına saygı duyun, boyun eğin' diyenler arkalarına yaslanıp şöyle bir geçmişe baksınlar; kendilerine yapıldığını düşündükleri haksızlıklar karşısında neler yapmışlar, meydanlarda nasıl toplanmışlar, neler demişler.
Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de yanlış tartar.
