ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

26.12.2022

ŞİRKETLERİN SORUMLULUĞU (14) a

Chicago Monaterist Ekomik Düşünce Okulu'nun Nobel Ekonomi ödüllü iktisatçısı Milton Friedman bilindiği gibi serbest piyasa ekonomisinin tam savunucusuydu. Ona göre bir şirketin sosyal sorumluluğu (ŞSS) yoktur. Şirketin tek sorumluluğu hissedarlarına en çok kâr sağlamaktadır. Bu kâr serbest rekabet yoluyla doğar. Eğer şirket, sosyal sorumluluk adı altında ekonomik olmayan faaliyette bulunursa bu yalnız maliyeti arttır ve fiyatları yükseltir. Sonunda da tüketicinin aleyhine bir durum ortaya çıkar. Kısaca, “sosyal sorumluluğunu” yerine getiren şirketin artan maliyetini tüketici öder. Bundan dolayı uzun vadede yatırımlar düşer. Burada Friedman'ın serbest rekabet düzeninin sahtekarlık ve vurgunculuk içermediği ve şeffaflığı varsaydığını belirtmekte yarar var.  Friedman devletin ekonomiye her ne sebeple olursa olsun müdahalesine karşıdır. Şirketin başındaki yönetici kişi, şirket sahibinin ya da sahiplerinin bir ajanı (agent), bir temsilcisidir. Onun sorumluluğu yalnız onlara karşıdır. Sorumlu olduğu kişilerin parasını sosyal amaçla harcama yetkisine sahip değildir. İşçi sendikaları ve liderleri için de “sosyal sorumluluk” sendika üyelerinin çıkarlarına hizmet etmektir. İşveren ve iş görenlerin dışında halka düşen sosyal sorumluluk da bireyin kendi çıkarları için çalışmasını sağlayacak hukuksal yapıyı meydana getirmektir. Adam Smith, birey kendi çıkarlarının peşinde koşarsa toplumun çıkarlarını, istediğinden fazla kollamış olur. Kamu amacıyla ticarete müdahale ile kamu yararına sağlanmış büyük bir menfaat hayatımda hiç görmedim”demektir. (Freeman; 1964, 133-136)

2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülünü paylaşan Akerlof'un 1970 yılında yazdığı “The Market for Lemons” adlı araştırması ile, araba alıcılarının kendileriyle, kullanılmış araba “limon” satıcıları arasında bilgi eksikliği “asymetry of information” nedeniyle, doğmuş boşluğu belli yollarla telafi etmeye çalıştığı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bir çok alıcı iyi bir kullanılmış araba ile kötü, kalitesiz kullanılmış bir araba arasındaki farkı bilmez, bu nedenle de aldıkları arabayı belli bir süre garanti edebilecek bir satıcıdan almayı tercih eder. Hatta bu türlü satıcılar biraz yüksek fiyat talep etse bile, alıcı o firmayı tercih eder. Bu kuram tam rekabette tarafların bütün gerekli bilgileri edinecekleri varsayımının yetersizliğine ve eksikliğin alıcı ve satıcı arasında ancak güvenle nasıl giderileceğine işaret eder. Akerlof bu ve bununla ilgili sonraki yazılarında herhangi bir öneride bulunmamasına karşın, ABD'de 22 eyalet,  o yıllarda, kullanılmış araba satıcılarının alıcılara “garanti belgesi” vermesini yasalaştırdı. Alıcının ancak güven duyduğu satıcıdan mal alması gerçeği, devletin müdahalesi ile yasa niteliği kazandı (Thomas; 2001)

Şirketlerin sosyal sorumluluğu ŞSS (Corporate Social Responsibility, CSR) çeşitli gruplarca, çeşitli şekillerde yorumlanmaktadır. Bu görüşlerin bir ucunda ŞSS, o şirketin en iyi şekilde yönetilmesi, bu yönetimi sürecinde iş ahlâkına dikkat edilmesi ve karın maksimizasyonudur. Böyle bir yönetim biçimi çalışanların ve yönetimin yalan söylememesini, rüşvet alıp vermemesini, verilen taahhütlerin ve sözlerin yerine getirilmesini içerir.  Bir çok şirket bu davranış içinde ise kendi ŞSS sorumluluğunu yerine getirmiş saymaktadır. Görüşlerin diğer ucunda ise mevzuatın istediğinin çok ötesinde şirket ya da kurum kaynaklarının ve zamanının önemli miktarının sosyal yardım faaliyetlerine ayrılması yer almaktadır. İki uç arasında ise şirketlerin sosyal yardım faaliyetleri çeşitli farklılıklarla ve oranlarla değişmektedir.

ŞSS faaliyetlerinin temelinde şirketlerin varolma nedeninin nasıl kanıtlayacağı ve topluma olan borçlarını nasıl ödemesi gerektiği sorusu yatmaktadır. Kısaca sosyal yardım faaliyetleri uzun devrede şirketi daha karlı duruma sokabilir mi ve sonunda da kamu refahını arttırabilir mi? Sorusuna yanıt aranmaktadır.

Çalışanları, ortakları, tedarikçileri, kredi verenleri memnun edici iş ahlâkına uygun davranışlar içinde olan karlı bir şirket hem kendinin hem de toplumun refahını, gönencini arttırmaktadır. Bu kazan-kazan durumuna “iyi yönetim” (good management) denmektedir. (Economist; 22.01.2005, 1-10). Fakat bazı ŞSS'lar karı azaltmakta sosyal gönenci arttırmakdır. Bu “ödünç alınmış fazilet” (borrowed virtue) olarak adlandırılmaktadır. ŞSS'nin diğer iki şekli de: Kârı arttıran fakat sosyal gönenci azaltan (pernicious CSR) ve hem karı hem sosyal gönenci azaltan (delusional CSR) durumlardır. İkinci şekle örnek olarak; kardan doğrudan nakit olarak sosyal yardımda bulunmak gösterilebilir. Bu durumda kar azalmaktadır fakat sosyal gönenç artmaktadır. Örneğin; şirketin Kızılay'a her yıl belli oranda nakit yardımda bulunması gibi. Bir sporcunun ya da spor kulübünün sponsorluğu yapıldığında söz konusu yardım, karı azaltmakta ve sosyal gönenci arttırmaktadır. Fakat bu eylemin şirket için bir reklam aracı olarak da yorumlanmasından, karı arttırıcı bir işlevi de olduğu savunulabilir.

Diğer iki tip sosyal sorumluluk ,ŞSS'nin en tehlikelisi olarak düşünülmektedir. Artıkların yeniden kullanıma kazanılmasının şirkete maliyeti onun getirisinden fazla olduğundan, şirketin zararına bir durum ortaya çıkar. Fakat sosyal gönencini bu eylem arttırabilir diye yorumlanır. Bu eylemle doğal kaynakların korunması sağlanmış olur. Fakat doğal kaynakların verimli artmamasına hatta düşmesine neden olabilir. Bundan dolayı arz, talepten çok fazladır ve atıkların geri kazanılma maliyeti sosyal gönenci arttırmamakta fakat azaltmakta diye düşünmek mümkündür. Bu durumda atıkların kazanılması standart sosyal davranış olmaktan çıkabilir.

Karı arttıran fakat sosyal gönenci azaltan ŞSS'ları da bir küresel şirketin gelişmekte olan ülkelerde istihdam ettiği çalışanların yaptığı ödemelerde kendini göstermektedir. Şirketlerin bu ülkelerdeki yerli çalışanlarına o pazar koşullarına uygun ücret vermesi, diğer deyişle kendi ülkelerindeki ücretlerden daha düşük ücret vermesi “haksızlık” ve “istismar” olarak nitelenmektedir. Bangladesh, Vietnam, Filipinler gibi ülkelerde bu şirketler yerli emeği “istismar” ettikleri savıyla karşı karşıya kaldıklarından, bu da onların şirket itibarını zedelediğinden, bu ülkelerde yatırım yapmaktan vazgeçmektedirler. Bu durumda gelişmekte olan ülkede işsizlik sorunu devam etmekte, var olan işler de kaybolmaktadır. Şirketlerin bu ortamlardan uzak kalması karlarını etkilemiyor, hatta eleştirilerden uzak kalmaları nedeniyle karlarını maksimize etmelerini sağlıyor fakat gelişmekte olan ülke ekonomisini ve gönencini olumsuz olarak etkiliyor.

Şirket yönetiminin şirket karından sosyal faaliyetlere para ayırdığında ortakların parasını harcadığı unutulmamalıdır. Daha önce de belirtildiği gibi şirket eğer böyle bir para ayırabiliyorsa, ortakların parasını onların izni olmadan harcıyor demektir. Doğru olan dağıtılacak karın dağıtılması ve ortakların bu faaliyetlerini kendi başlarına bağımsız şekilde yapmalarıdır.

Şirketlerin bu türlü faaliyetlere eskisinden daha çok kaynak ayırmasının nedeni kendilerine karşı bütün ülkelerde bir güvensizliğin ve korkunun ortaya çıkmasıdır. University of British Columbia'da profesör Joel Bakan yazdığı “The Corporation: The Pathological Pursuit of Profit and Power” isimli kitabında bugünkü uluslararası şirketlerin, bağımsız devletlerden daha çok toplumları yönettiğine işaret etmektedir. (Economist; 22.01.2005, 11). Küreselleşme bu şirketlerin bu gücü kazandırırken aynı zamanda onları bazı açılardan zayıflatmaktadır.

“Her egemen kurumda olduğu gibi, şirketler, şimdi güvensizlik, korku ve kamunun hesap isteme talepleriyle karşı karşıyadır. Eskiden olduğu gibi bugünün şirket yöneticileri kamunun güvenini kazanmak, halkın onayını almak zorundadır. Bu nedenle onlar şirketin görünüşünü, onun insancıl, koruyucu ve sosyal olarak sorumluluğunu bilen yanını göstererek, yumuşatmaya çalışıyorlar.

DUYANLARIN YANLIŞ ANLADIĞI BİR GERÇEK BİR YALAN KADAR KÖTÜDÜR, WİLLİAM JAMES


Bu yazı 252 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans