İş ortamında karşılaşılan çeşitli yolsuzluk çeşitleri arasında rüşvet en başta gelen yöntemdir. Bir kimsenin görevi olduğu için yapması gereken bir işi, ya da görevi olduğu için yapması gereken bir işi ya da görevi olduğu için yapmaması gereken bir işi para ya da ona eşit bir değer karşılığında yapması eylemine rüşvet denilmektedir. Polisin rüşvet alması diğerlerine nazaran daha ciddi bir suç olarak düşünülür. Çünkü polis toplumda rüşveti önlemekle sorumludur.
Rüşvetin ister polis tarafından ister herhangi bir başka görevli tarafından alınmasının ekonomik kalkınmaya ve sosyal düzene büyük ölçüde olumsuz etkisi vardır. (Cansen; 2002)
Her şeyden önce bu etki adaleti sağlaması gereken hukuk sistemini zedeler. Toplumda hukuk sistemine güven kalmaz. Hak başka yollarla, mafya yöntemleriyle elde edilmeye çalışılır. Maliyet düşürücü yöntemlerle kar maksimizasyonu yaratmak yerine rant yoluyla, katma bir değer yaratmadan servet, kazanç elde edilir. Rüşvet, olmaması gereken bir işin oluşunu gerçekleştirdiği ve herkesin rüşvet alışverişine girmesinin olanaksız olmasından haksız rekabet doğurur; ekonomide verimliliği düşürür, ulusal gelir artışı azalır. Bunların sonucu olarak da o ekonomide ürerim faktörlerinin, kıt kaynakların optimum dağılımını önlemiş olur. Sermayenin daha yüksek getirisi yerine düşük getirisi söz konusu olur.
Rüşvette rol alanlar arasında devlet memurları (bürokratlar, polis, vergi memurları), politikacılar, iş adamları ve halktan bireyler vardır.
Diğer bir deyişle toplumun önemli bir kesimi bu suçu işleyebilir. Din adamları, yargıçlar, satın alma ile ilgili askeri personel arasında da zaman zaman bu suçu işlemişlere rastlanır.
Cansen, rüşveti vermenin eylemi yapanlar tarafından haklılığını gösteren nedenlerini şöyle sıralamaktadır:
Rüşveti alan eğer bunu kendi ilişkili olduğu grupla paylaşıyorsa, söz konusu grubun onu koruma görevini üstlenmekte olduğu görülmektedir. Bu durumda suçu işleyende suçluluk duygusu azalmakta hatta yok olmaktadır, çünkü; onu ancak kendi halkı “my people” yargılayacak ve onun hakkında hüküm verecektir. Kendi halkı ise bu sonuçtan memnundur. Onların gözünde eylemi yapan kahramandır. Onu başkaları, düşmanı yargılayamaz.
Diğer yandan rüşvetin olumlu yanı olduğu da gözlemlenmektedir. Bürokrasiyi hızlandırmak için ödenen rüşvet devlet mekanizmasını daha verimli hale getirmektedir. Rüşvet doğal olarak çok yavaş yürüyen bürokrasi makinesi “yağlandırırak” hızlı çalışmasını sağlamaktadır. Verimliliği arttırmaktadır.Rüşvet karar verme noktasındaki bürokratın karar vermemesi ya da vereceği kararı geciktirmesini önleyerek ekonomiyi harekete geçirmektedir. Bürokratlar herhangi bir talebe hayır demeye yatkındır. Onlar hayır demekten dolayı pek sorumlu tutulmazlar. Oysa bir işadamı projesine “evet” beklemektedir. Bürokratsa risk almak istememektedir. Kararı ancak rüşvet istenen yönde etkilemektedir.
Fakat yukarıda belirtilen bütün örneklerde soruna çözüm temelden gelmeli rüşvetle elde edilen geçici çözüme saplanılmamalıdır.
ÜLKENİN GELECEĞİ VE İLERLEMESİ SAĞLAM, GÜZEL BİNALARA VE MİLLİ GELİRİNE DEĞİL, O İNSANLARIN AHLÂKI DEĞERLERİNE BAĞLIDIR. MARTIN LUTHER