İki ayrı dönemde 10 yıl Bandırma Belediye Başkanlığı, bir dönem de Balıkesir Milletvekilliği yapan Sedat Pekel'in diline vurdu. Kendisine eleştirilerime çok kızıyor ve her yerde benden yakınıyormuş.

Ben mi ne yapıyorum. Gülüp geçiyorum!

Ee, ne yapayım? 10 yıllık belediye başkanlığı, 5 yıllık milletvekilliği döneminde Bandırma'da “Bunu Sedat Pekel yaptı” denilebilecek tek eseri varsa anlatsın da bilelim.

Ben, Sedat Pekel'i belediye başkanlığı döneminde hep “Of, çok yoruluyorum. Hafta sonlarında bile çalışıyorum” yakınmasıyla, kent mimarcısı Yalçın Cömert'e, “Bir dönem daha yapayım, milletvekilliğini sana bırakacağım” demesiyle, milletvekilliği döneminde ise basın danışmanlarına hazırlattığı, sonuçsuz meclis soru önergeleriyle anımsıyorum.

Onun döneminde anımsadığım bir diğer olay ise şudur:

Yıl, 1992-Sedat Pekel'in ilk belediye başkanlığı dönemi. O yıllarda, eski Refah Partisi milletvekili olup, sonradan partisinden istifa ederek parlamentoda görevini İstanbul bağımsız milletvekili olarak sürdüren Hasan Mezarcı, ne gereği varsa Bandırma Belediyesi'nin düzenlediği “Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali”ndeki bir panele konuşmacı olarak davet ediliyor. Mezarcı, o dönemde Atatürk'e yönelttiği ağır suçlamalarla dikkati çekiyor. Huylu huyundan vazgeçer mi? Hasan Mezarcı, Bandırma'da da yaptığı konuşmada Atatürk'ü hedef alıyor ve “Bugün, ülkemizin en büyük sorunu Anıtkabir'den yönetilmesidir” diyor. Bu konuşması nedeniyle de daha sonra Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor ve ceza alıyor.

Evet, Atatürk düşmanı olup, son yıllarda kendisini “Mesih” ilan eden Hasan Mezarcı'nın Bandırma'ya konuşmacı olarak getirilmesi de Sedat Pekel'in belediye başkanlığı dönemindedir.

Pekel, yıllardan beri siyasetin içinde.

İlk dönem Bandırma Belediye Başkanı olmasında dönemin CHP Bandırma İlçe Başkanı rahmetli Çetin Zeybek'in rolü büyüktür. O dönemde CHP'den belediye başkan adayı olan 5 kişi arasında Zeybek'in, ağırlığını Pekel'den yana koyması onun önünü açmıştır. Ancak Zeybek'in, sonradan bu işi yaptığı için pişman olduğu da söylenir.

Tabii Pekel'in, belediye başkanı ve daha sonra da milletvekili seçilmesinde dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın da rolü unutulmamalıdır. Sav da, Pekel gibi Manyas kökenlidir. Sıradan bir muhasebeci olan Pekel, Sav'a sevgi ve saygısını hiç kusur etmemiş ve bu “hemşerilik” bağını da iyi kullanmıştır.

Gelelim 2009 yılında, Bandırma'da yapılan yerel seçime.

Pekel, Bandırma Belediye Başkanı olmak istemektedir. Ancak CHP'nin yaptırdığı anketler, vatandaşın Pekel'i başarısız bulup, seçilmesini istemediğini göstermektedir. Parti içinde ise başkan adayının ön seçimle belirlenmesi istenmektedir. Ancak buna rağmen CHP Genel Merkezi, Sedat Pekel'i belediye başkanı adayı olarak gösterir. Ama Pekel, seçilmek için gücünün yetmediğinin farkındadır. O dönemde belediye başkan aday adayı olan Dursun Mirza ve Ozan Onur'a, kendisini desteklemeleri karşılığında başkan yardımcılığı sözü verir, hatta bu konuda onlarla protokol bile yapar. Bu arada o seçimden sonra bir daha belediye başkanlığına aday olmayacağı konusunda söz bile verir. Böylece Mirza ve Onur'u zor da olsa ikna ederek yanına alır ve birlikte yaptıkları propaganda dönemi sonunda yeniden belediye başkanı seçilir. Ancak belediye başkanlığı hırsı bir türlü bitmez. 2014 yılı seçiminde bu kez karşısında belediye başkan aday olarak Dursun Mirza da vardır. Mirza'ya, “Sen adaylıktan çekil, Genel Merkez beni aday yapacak” der. Mirza, “çekilmeyeceğim” yanıtını verince, “Sen bilirsin. Bundan sonra belediye başkan yardımcılığı hakkını da kaybettin” diyerek, Mirza'nın sürmekte olan başkan yardımcılığının yetkilerini de elinden alır.

Ancak 2014 yılındaki yerel seçim öncesinde CHP Genel Merkezi, başkan adayını belirlemek için ön seçim kararı alınca Pekel'in hesapları bozulur. Başkan adaylığı için Dr. Selim Panç ve Dursun Mirza adaydırlar. Parti üyeleri arasında yapılacak seçimde, üye dengesinin kendi aleyhinde olduğunu bilen Pekel, ön seçime katılma cesaretini gösteremez. Böylece ön seçime Selim Panç ve Dursun Mirza katılırlar. Ön seçimi kazanan Mirza, CHP'nin Bandırma Belediye Başkan adayı olarak girdiği yerel seçimde başarı göstererek, Bandırma Belediye Başkanlığı koltuğuna oturur.

Daha sonra Mirza, bazı kişilerin “duayen(!)” dedikleri Pekel'i, üst katta oluşturduğu bir odadan zorlukla çıkarabildiğini da medyaya aktarır.

Sedat Pekel, bugün 75 yaşında.

Bugüne dek hiçbir zaman parti içinde sözüne güvenilen, sevilip saygı duyulan bir “ağabey” olmayı başaramadı. Her zaman koltukları öncelikle kendisi için düşündü. Başaramadığı durumlarda ise kendisine siyasi rakip olarak gördüğü ve yenildiği kişilerin karşısında yer alan adayları destekledi. Buna halen Bandırma Belediye Başkanı olan Av. Tolga Tosun dönemi de dahildir. Nitekim artık önemli bir politik deneyime sahip olmaya başlayan Tosun da, Pekel'in önce kendisi için Ankara'da nabız yokladığını, bunu başaramayınca yanında gözüktüğünü de çok iyi bilmektedir.

Birçok kişinin bu politik hırsını anlayamıyorum.

Gençlerin önünü açmak, onlara ağabeylik yapmak, parti içinde saygı gören bir konuma ulaşmak varken, yaşları 70-75'lere gelen ve dünyalıklarını yapan bu  kişilerin hâlâ belediye başkanlığı, milletvekilliği hayalleri kurmalarına, bazılarının ise ücret almadığını(!) öne sürerek “danışmanlık” kisvesi altında maddi-manevi kazanç sağlamalarına anlam veremiyorum. Tabii, belediye başkanlarının da bu kişilere neleri danıştıklarını da anlayamıyorum.

Bu yazının kesinlikle kişilerle ilgisi yoktur. Tamamıyla “siyasetin takozları” tarafından, Bandırma'nın siyaseten önünün tıkanmasıyla ilgisi vardır.

Dileğim, Bandırma'nın bu “siyasi takozlar”dan artık kurtulması ve siyasetin genç, yeni yüzlerle buluşmasıdır.