Sonunda dünyadaki etik ve ahlâki alanlara ait fayların kırılması iyice belirginleşti. Bundan sonraki süreçleri takip etmekten başka çare yok ne yazık ki. Elbette ki bu fay kırılmaları, akıl, mantık, gönül, sağduyu faylarını da derinden etkileyecektir. Yaşanan olumsuzluklar çaresizliği ve yeni bir dünya özleminin haberini bekleyenlerin umutlarını kırıyor gibi. Ancak böyle olmasın. Umudun ışığı her zaman güçlüdür ve parlaktır. Kendini bilmez hale dönüşen toplumlar, yalan ve para obezitesine tutulmuş kişiler kendi gerçeklerini sorgulamaya başlayacaklardır. Bu süreçlere kolay gelinmedi elbette. Yüzyıllardır biriken yanlışların, doğrudan uzaklaşan zihinlerin ve duyguların sıkışmasıyla oluşan bir tepki belki de etik kırılmalar. Bir etik uzmanı olarak böyle bir çağda bunları erken tespit eden bir kişi olarak içimdeki sıkıntı ve acıyı tarif etmek zordur. Koruduğum inancım odur ki, şiddetin, maddi menfaatlerin, yanlışların dünyasından artık sıyrılmak ve gerçeklerin, doğruluğun dünyasına dönmek zorundayız. Kim ne derse desin, her zaman için içimizde saklı tuttuğumuz ama belki de hiç kullanmadığımız o şans bir zaman sonra bizlerin yardımına koşacaktır. Akıl ve mantık ile hareket etme ve bunun içine gönülden duyguları da katma fırsatını yakalama ümidinizi saklayın.
Günü geldiğinde çaresizliğin aslında başarmanın kendisi olduğunu fark edeceğiz.