ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

28.02.2023

“Şiir Kanayan Yaraya Seslenir”

Toplumsal hayat ve edebiyat arasındaki ilişkiye sizlerin de hatırlayacağı üzere daha önceki yazılarımda değinmiştim. Düşünür John Berger; “Gerçeğin zamanı yaşadığımız andır” ve “Şiir kanayan yaraya seslenir” der. Şiir; yaşanan travmatik olayların, maruz kalınan acıların, sefaletin, umudun ve umutsuzluğun dile getirilmesinde bir vasıtadır. Türk şiirinin kalemi kuvvetli şairleri de toplumsal yaşamı derinden etkileyen deprem, yangın ve sel gibi afetleri her zaman estetik bir biçimde tasvir etmişlerdir. Böylelikle bir taraftan yaşanan keder ve acıları gözler önüne sererken diğer taraftan da tarihi olaylara ışık tutan birer vesika olmuşlardır. 

Ardı ardına yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli ve dehşeti halen zihnimizde canlı olan iki deprem üzerinden günler geçti. Artçı sarsıntılar ise halen devam ediyor. Depremin olduğu günden bu yazıyı kaleme aldığım ana kadar benimde kalbim, aklım ve parmaklarım enkaz altında kalmıştı sanki. Klavyenin tuşlarına dokunamadım. Ne yazık ki yaşananlar ruh dünyamızı derinden etkilediği gibi uzun zaman da hafızalarımızdan çıkmayacak bir boyuttadır.  Bununla birlikte gördüklerimiz ve yaşadıklarımız geçmişte yaşadığımız ve acısını halen hissettiğimiz pek çok deprem felaketini de tekrar kalplerimizde hissetmemize sebep oldu. Dolayısıyla bu korkunç felaket bizi sadece korkutmakla kalmadı. Aynı zamanda geçmiş yıllarda yaşadığımız acılarımızı da tazeledi. 

1898 yılı Ocak ayı da güzel şehrimiz Balıkesir için böyle bir felaket yılı olmuştur. Mevsim kış, aylardan Ramazan, günlerden Cumartesidir. Peşi sıra şiddetli bir şekilde meydana gelen iki deprem; nadide şehrimizi maddi ve manevi olarak yerle bir eder. Saat kulesi, bugünkü Altıeylül İlköğretim Okulu bahçesinin bulunduğu yerde yer alan Fatma Kadın Hamamı yıkılan önemli binalar arasındadır. Yirmi dört caminin minaresi ve cezaevi tamamen harap olurken; hükümet dairelerinden dördü girilmez hale gelmiştir. Şehirdeki binaların yüzde sekseninin hasar gördüğü de kayıtlar arasındadır. Aynı zamanda Zağnos Paşa Camii de depremde büyük zarar görmüş ve yıkılarak yeniden yapılmasına karar verilmiştir.

Balıkesir depreminin edebiyatımızdaki yansıması Tevfik Fikret'in “Verin Zavallılara” adlı şiiri ile karşılık bulmuştur. Tevfik Fikret dizelerinde depremin acımasızlığını öyle güzel tasvir eder ki; bugün ekranlarda izlediğimiz görüntüler ile de birebir örtüşmektedir. Sefalet, ızdırap, merhamet ve yardım şiirin ana temalarıdır. Ben ekranlardaki görüntüleri kalbim sızlayarak izlerken  “Ridâ-yı berf ile örtün ki titresin yine/ içinde saklayarak suziş-i felaketini-/ yabancı gözlere göstermesin sefaletini-“ (Rübâb-ı Şikeste, s:53) dizeleri dilimden düşmedi. Biliyorum ki ruhunda milli incelik ve hassasiyet taşıyan her ferdin kalbindeki derin acıların çırpınışları bu dize ile karşılık bulacaktır. Söyleyen özne burada müthiş bir ifade ile enkaz üzerindeki karı deprem felaketinin acılarını örtmeye çalışan beyaz bir çarşafa benzetir.

  1. Fikret'in son mısradaki …“Verin, verin yoksul kalan şu eytâma!”… (eytâm: yetimler) dizesi şairin bugün dahi olaylara omzunun üstünden bir bakış açısıyla baktığının ifadesidir.

Nazım Hikmet 1939 yılında hapistedir. O yıl büyük Erzincan depremi olur. O depremi yüreğinde hisseder ve dizelerinin sonuna da “Kesemden verecek bir şeyim yok, yüreğimden verdim.” notunu düşer. Şiirin bazı dizleri şu şekildedir:

…”Kar yağar lapa lapa/ Tipidir gelir geçer/ Yan yana sırt üstü yatan ölüler/Akşam uyur tandıramaz/Ateşini yandıramaz”… “Uyanıp kaçamadılar/Kuş olup uçamadılar/Açıldı kuyular kimse inemez/Erzincan beygiri rahvandır ama / Ölüler ata binemez/Yan yana sırt sırta yatan ölüler”… 

Ve… Aşık Veysel, Erzincan depremine karşı duyarlılığını şu dizeleri ile dile getirir: …“Susmuş bülbülleri güller perişan/ Gark olmuş toprağa kalmamış nişan/ Kükredikçe dalgalara karışan/ Hani Fırat ile coşan Erzincan”…

Nerede okuduğumu ya da duyduğumu hatırlayamadığım şu sözü çok severim. “Her zaman politik olarak iktidarda olamazsınız ama hayal gücü her zaman iktidardır.”  Sanatçı hayal gücü ile düşünür. Dolayısıyla ben de depremde hayatlarını kaybeden canlarımıza rahmet ve merhamet dilerken; toplumsal olayların ruhumuzda bıraktığı etkiyi duyarlı Türk şairlerinin hayal güçlerinden bekliyorum.  


Bu yazı 470 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans