Dilin kemiği diye bir tabir vardır sosyal yaşamımızda.
Nereden geldi bir fikrim yok, ama ilginç bir tanımlama olarak bilinir.
Ancak olup bitenleri gördüğümüzde,
bu yaşadığımız çağda dilin kemiği kalmadı diyebiliriz.
Herkes konuşuyor, yazıyor, yorum yapıyor.
Araştıran, soran, anlayan, bilen yok.
Bir ego masalı yaşanıyor. Herkesin efsane olma tutkusu var.
Ondandır bu kadar boş konuşan çeneye gösterilen değer.
Yine de dilin kemiği yok işte!
Özellikle sosyal paylaşım ağları ve internet ortamı üzerinde yaşanıyor bu felaket.
Kara bulutlar dolaşıyor, gerçeğin ve içtenliğin üstünde.
Neden böyle konuştun diye soran yok. Dilin kemiği kalmamış, ondandır.
Birilerinin birilerine kızgınlığı ya da kötü niyeti dile yansımış.
Ne lafını bilen var, ne de konuştuğunu…
Dil kemik olmaktan çıkmış, kemik ise dil!
Varsa yoksa tuhaf, saçma, dedikodu dolu cümleler.
Birbirinin yüzüne bakamayacak hale gelen kişiler pek dilli olmuş.
Ne utanma var, ne de ciddiyet.
Dur durak bilmeden konuşanların doğrusu yanlış olmuş.
Neden böyle dedin onun hakkında? …
Cevap yok. Çünkü neden de yok.
Benden söylemesi, duymadım demeyin: Dilin kemiği kalmamış.