KAZAZ ARTİN – HARUTYAN BEZCİYAN (10.4.1771 –3.1 1854)
Çağdaşlarının lüks yaşamı, ‘'Zat – ı Şahane'nin özel sarrafı'' ve ‘'Darphane Emini'', İstanbul Yenikapı'da doğmuş , asıl adı Harutyan Bezciyan olan, Kazaz Artin'i hiç ilgisini çekmemişti. O, lüks hayattan uzak kalmış boş zamanını daha çok kilise korosunda ilahi söylemeye ve Musevi dostu Baruh ile satranç oynamaya ayırmıştı. Korosuna katıldığı Kumkapı Patriklik Kilisesi'nin inşaatı için 1.5 milyon kuruş harcamıştı. Bu binanın inşaatı için ferman 3 Şubat'ta verilmiş , inşaat 10 Şubat 1828'de başlamış ve 14 Ekim'de tamamlanmıştı.
10 Nisan 1771'de İstanbul'da doğan Harutyan Bezciyan'ın babası Hacı Boğos adında Karslı bir tüccardı ve 1768'de İstanbul'a göç etmişti. Ermeni cemaatine yaptığı yardımlardan dolayı ‘'Hayırsever Hacı Boğos'' diye anılırdı. İstanbul'a geldiğinde dokumacılık yapan hemşehrisi Garabed'in tezgahlarında üretilen kumaşları sokaklarda ve Kapalıçarşı'da satmaya başladı. Adı ‘'Bezci Boğos'' a çıktı. Sonra Garabed'in kızı ile evlendi ve Harutyan (Artin) adlı oğlu ve Maryam ve Hamaspür isimli iki kızı oldu.
Kumkapı Ermeni Okulu'nu bitirdikten sonra ipek ticareti yapan, babasının işinde çalışmaya başlayan Artin, kıraat, hüsnühat ve hesap öğrendikten sonra bir İpekçi'nin yanına çırak olarak girdi. Sanata hakimiyetinden dolayı ‘'Kazaz'' ünvânı ile anılmaya başladı. Kısa zamanda, patronuna ortak oldu. 24 yaşında kendi dükkanını açtı. 1802 yılında, hükümetten ipek ticaretinin tekelini alan ünlü Düzyan ailesinin başı Ohannes Çelebi Düzyan onu İpekçi'lerin Çarşısı'nda açaçağı ofisin başına getirdi. Düzgün ve dürüst çalışmasının sonucu Kazaz Artin, Düzyan'ın ticari ve mali işlerinin başına yönetici olarak atandı. Ohannes Çelebi Düzyan Darphane sarrafı idi. O ölünce bu görev oğullarına kaldı. Kazaz Artin bütün ticari ve mali muamelelerde onların en nüfuzlu danışmanı olarak hareket etti. Fakat darphane yönetiminin düzeni bozulduğundan, başında bulunduğu satınalma görevinden istifa eden Artin bu görevi Darphane Emini Abdurrahman Paşa'ya teslim etti..
1819'da Halet efendi'nin nüfuzu ile Darphane Emini olan Hayrullah Efendi Düzyanlar'ın hesaplarını incelemeye başladı. 29 Ağustos'ta Düzyanların evlerinin sandık odaları mühürlendi ve bu zengin sarraf ailesinin kadınlı erkekli bütün fertleri tevkif edildi. II. Mahmut'un gözde danışmanlarından Berberbaşı Giritli Ali Ağa, Hassa Mimarı Krikor Amira Balyan'ı Darphane sarraflığına Ermeni milletinden yetenekli ve dürüst birini bulmakla görevlendirdi. Krikor, Kazaz Artin'i önerdi. Artin, Düzyanların felaketinden yararlanmak anlamına gelebilecek bu görevi almak istemedi. Fakat Krikor bu görevin Düzyanları temize çıkarmak için bir fırsat olabileceğini söyleyerek onu ikna etti ve 5 Eylül'de bir irade – i seniyye ile Kazaz Artin Darphane -i Amire Sarraflığı'na atandı. Bütün çabalarına rağmen Düzyanları idamdan kurtaramadı ama, idam edilmeyen üç kardeşin Kayseri'ye, eniştelerinin Niğde'ye , Hovsep Çamiçyan'ın Midilli'ye ve ailenin diğer fertlerinin Anadolu'nun çeşitli yerlerine sürgün edilmesini sağladı. Düzyanlar nedeniyle Saray'la yakın ilişki kuran Artin, II. Mahmut'un (1785 – 1839) ekonomi danışmanı ve özel danışmanı oldu. Daha sonra Osmanlı Hazinesi'nin başına getirildi.
1811 -1822 yılları arasında Halet Efendi çok güçlü idi. Onun politikaları karşısına çıkmak büyük bir cesaret işi idi. Kazaz Artin birçok durumda bu cesareti gösterdi. Bu cesareti gösterirken büyük risk alıyordu. 7 Ağustos 1820'de Ermeniler arasındaki ihtilaflardan dolayı halk galeyana gelmiş Patrikhaneyi basmıştı. Patrik Boğos Efendi güçlükle kaçtı ve canını kurtarabildi. Yeniçeriler olaya müdahale etti. İsyanın elebaşlarından 5 kişi idam edildi. Bu isyandan endişelenen Sadrazam Hacı Ali Paşa, Patrik'ten kargaşaya sebep olanların isimlerini istedi,listede ismi bulunan Mimar Krikor, Kazaz Artin, Papazyan Canik, Erganyan Ohannes, ve Anzavur Garabet tevkif edildi. Diğerleri salıverildi. Kazaz Artin Amira Bezciyan Limni'ye sürüldü. Gitmeden önce darphane hesaplarını eksiksiz teslim etti.Kendisine hesaplarının düzgün olduğu fakat sosyal faaliyetlerde aşırılıktan dolayı ceza aldığını belirten bir belge verildi. Artin bir yıl dolmadan İstanbul'a davet edildi ve tekrarDarphane yönetimine ve II. Mahmut'un kişisel sarraflığına getirildi.
Halet Efendi'nin karşıtlarına karşı çevirdiği entrikalarda ona , daha önceleri Bağdat'taki ayaklanmaları bastırmak için görevlendirildiğinde ona yardım eden ve bu nedenle İstanbul'a yanında getirdiği ve saray sarraflığına tayin ettirdiği Musevi İskhel , yardımcı olmakta idi. Halet Efendi gözden düşünce önce Bursa'ya sonra Konya'ya , İskhel de Tekke'ye sürgün edildi. Ve sonra ikisi de 26 Nisan 1823'de idam edildi. Kazaz Artin'in Kars'tan göç etmesinde , 1806 ayaklanmasında Düzyanların idamın eşiğine gelmesinde ve 1820 olaylarında Kazaz Artin ve diğerlerinin sürgüne gönderilmesinde Yahudi sarrafların payı bulunmaktaydı. Taner Timur, bunun nedeninin Yahudi sarrafların daha çok Yeniçeri ihaleleri ile zenginleşmesi, buna karşın Ermeni sarrafların Osmanlı yönetici sınıfını finanse etmeleri olduğuna işaret etmektedir(Yarman & Aginyan,115). Jamgoçyan'ın incelediği 1732 – 1853 döneminde görev yapan 25 sadrazamdan 23 ‘ünün sarrafı ve bezirganı Ermeni idi. Ayrıca Sultan , Valide Sultan ve saray erkan'ı, vezirler ve diğer devlet ileri gelenleri de sarraflarını Ermeniler arasından seçmekteydi.
Kazaz Artin darphane yönetimine gelir gelmez işlerin hızlı yapılması ve paranın zaman değeri üzerinde durmuş ,zaman değerinden azami fayda sağlamak gerektiğini kabul ettirmişti. Onun bir başka özelliği ortaya çıkan ekonomik sorunlara çabuk ve pratik çözümler bulmasıydı. Rus harbinden bir buçuk yıl sonra İstanbul'da kıtlık baş göstermişti. Yakıt, yağ ve erzak kıtlığı vardı. Deniz nakliyatı abluka altında idi ve buğday ithalatı durmuş şehir açlıkla baş başa kalmıştı . Karaborsa yaygınlaşmıştı. Artin, buğday ve un ithalatını serbest bıraktırdı ve gümrüğe tabi olmaktan çıkardı. Kıtlığa bir çare olarak gayrimüslim nüfusun İstanbuldan sürülmesi önerisine de Artin karşı çıkmıştı çünkü ticaret erbabının şehri terketmesi işi çözmeyecek daha da kötüleştirecekti. Rus harbinde mağlubiyetten doğan tazminatın ödenmesinde kolaylıklar sağlaması, gümüş paralar üzerinde ilk ayar ve ağırlık kısıtlaması uygulamasına gidilmesini sağlayarak boş devlet hazinesine de rahatlık kazandırması, Saray tarafından Artin'in başarıları olarak görülüyordu.
Kazaz Artin , düşmanları tarafından Darphane'nin altınlarını çalmakla suçlanıyordu. Bir gece yarısı II. Mahmut , onu öldürmek için bir işaretini bekleyen korumaları ile, durumu anlamak için Kazaz Artin'i evinde ansızın ziyarete geldi. Onu yemek yerken masa başında buldu. Artin başına ekmek koyarak, masadan kalktı, Efendisi'nin önünde secde etti. Bu Doğu'ya özgü bir bir jest idi. Sultan onu masasından kalkmaya zorlamıştı. O da ekmeğe saygısını göstermişti. Ekmek Doğu'da kutsaldı (Jamgoçyan, 119). Kazaz Artin'in II. Mahmut'la kurduğu yakın ilişkiler sonucunda, 1829 Mayıs'ında çıkarılan bir fermanla, Ortodoks Rumlar ve Fransiskenler gibi Ermeniler de Kudüs'teki Kutsal Mezar Kilisesi'nde eşit haklara , özellikle ayin yapma yetkisine sahip oldular. Kevork Balatetsi , Farsça – Ermenice Sözlüğü'nde , eserinin yayınlanmasını sağlayan Kazaz Artin'i ‘'Krisdossazor Amira'' – ‘'İsa'nın kudretine mazhar olan kişi ‘' olarak tanımlamıştı. Kazaz Artin'ten sonra hiçbir Ermeni sarraf bu şekilde yüceltilmemişti.
Yunan bağımsızlık hareketinin yükseldiği dönemde Rumların Osmanlı sarayı nezdindeki güvenilirliği azalırken , onlardan boşalan yerleri Ermeniler doldurmaktaydı. Artin bu dönemde devletin verdiği görevleri dikkat ve dürüstlükle yerine getirdiğinden II. Mahmıt'un danışmanı muamelesi görüyordu. Sık sık saraya danışma için çağrıldığından evini Yenikapı'dan Ortaköy'e taşıdı. Düzyanların olayı sırasında , onların devlete olan borçlarına karşılık el konulan Kuruçeşmede'ki yalısını Artin satınalmıştı. Düzyanlar af edilip geri dönünce yalıyı tekrar Düzyanlara verdi. (Yarman & Aginyan,111)
İstanbul'da 40'a yakın Ermeni Kilisesi kurulmuştu . Bu durum , bunların inşaatlarını yaptıran zengin Ermeni bankerlerinin inancını olduğu kadar, onların mali güçlerinin de bir göstergesi olarak önem taşıyordu.. Bu kiliseler arasında özellikle Serpos Erevanents'in yaptırdığı Balat'taki Surp Hreşdagabed Kilisesi, Kazaz Artin'in Kumkapı'daki Katedrali (1828), Harutyan Erganyan'ın Kuruçeşme'deki Yerevman Surp Haç Kilisesi (1834), Bağdasar Çeraz'ın Beyoğlu'ndaki Surp Yerrortutyun Kilisesi, Hassa Mimarı Garabed Balyan'ın muhteşem eseri olan Beşiktaş'taki Surp Asdvadzadzin Kilisesi, Boğos Bey Dadyan'ın Yeniköy'deki Surp Stefanos Kilisesi, Hovhannes Amira Güllabyan'ın 1804'de Samatya'da inşa ettirdiği, 1866 yangınında harap olan ve 1866 -67'de Mikael ve Hovhannes Hagopyan'ın yeniden yaptırdığı Surp Kevork Kilisesi, bunların önde gelenlerindendi.
Kazaz Artin birkaç tane Ermeni Kız Okulu'nun yapımını da finanse etti. Bunlar Beyoğlu , Topkapı ve Eyüp'te inşa edildi. Kutsal Pirgiç Hastanesi'nin yapımını başlattı fakat, onun bu büyük projesi bitirilemedi. 1834'te öldü. II. Mahmut'un izni ile Kutsal Harutyan Virgin Mary Patriklik Katedrali'ne gömüldü. Kumkapı'daki Ermeni Bezciyan Özel Okulu hala onun adını taşımaktadır.
II.Mahmut Kazaz Artin'i bütün faaliyetlerinden dolayı ‘'Tasvir – i- Hümayun'' nişanı ile ödüllendirdi. Kendi eliyle nişanı Artin'in göğsüne taktı .Bu nişanı Osmanlı tarihinde tek gayri müslim Kazaz Artin almıştı. Kazandığı bu saygınlık nedeniyle resmi törenlere devlet ricali ile birlikte katılırdı ve Sultan'ın gezilerinde ona refakat ederdi.
20 Mayıs 1828'de İstanbul'a ilk buharlı gemi , İngiliz bandıralı ‘'Swift'' gelmişti. Bu gemiyi Kazaz Artin , bir tüccar gurubu ile birlikte 350.000 İngiliz Sterlini'ne satınaldı ve II. Mahmut'a hediye etti.Geminin kaptanı Kelly de Osmanlı hizmetine geçti. Gemi tersane adına kaydedildi. Adı önce ‘'Sultan Osman'' ya da ‘'Sultaniye ‘' olarak değiştirildi. Halk ise ona ‘'Buğ''adını verdi. Gemi Sultan'ın hizmetine tahsis edildi. II. Mahmut onunla Adalar'a , Büyükçekmece'ye ve Boğaz'a gidip gelmeye başladı. 1830 Ocağında Tekirdağ'a yaptığı bir gezide Tekirdağ'da kömür bulunmadığından vapurda odun kullanılmış , bu da vapurun gücünü düşürmüş Marmara girişinde çıkan çok şiddetli fırtınada dalgalara dayanmayan vapuru ve padişah kayığını batmış ve yok olmuştu. Kayıkla beraber elmaslı şemsiyeler, elmaslı ve değerli silahlar da sulara gömülmüştü.
Kazaz Artin'in yaşamı boyunca fakir halka hayli yardımı dokunmuştu. O bir çok dernek , okul, bakımevi ve kilise kurulmasına ya da kurulanların onarılmasına önemli katkılarda bulunmuştu. Halen faaliyette olan Surp Pırgiç Ermeni Hastanesinin temeli onun sayesinde atılmıştır.Kazaz Artin hayatının sonuna doğru mal varlığını iki kız kardeşi arasında paylaştırmıştır. Kızkardeşi Hamaspür'ün çocuklarının akli dengesi bozuk olduğundan onların bakımı ile ilgili vakıf kurmuş ve mal varlığının yönetimini Mikayel Amira Pişmişyan'a bırakmıştır. Servetinin diğer yarısı da diğer kızkardeşi Maryam'a geçmiştir. Kazaz Artin kendinden sonra Darphane emirliğinin Hagop Çelebi Düzyan'a verilmesini vasiyet etmişti. Ölümünden sonra bu ricası yerine getirildi. 3 Ocak 1834'te 63 yaşında ölen Kazaz Artin için II. Mahmut çok üzüldü, onun ‘' Son sadık bendemi kaybettim ‘' dediği bilinir.