Medipol Başakşehir FK, Süper Lig maçında, kendi evinde Beşiktaş'a 2-0 yenildi. Başakşehir takımı teknik direktörü Emre Belezoğlu, bu maçta Beşiktaş taraftarlarının kendisine ve ailesine küfür etmelerine tepki göstermiş ve “Anneme ettikleri küfürden sonra hepsi annesinin elini öpsün, eşine sarılsın” demiş.
Vay, vay, vay!
Tabii ki, küfür etmeyi kimse savunamaz, savunmamalı. Elbette ki, kimse küfür etmemeli.
Ancak gelelim, Emre Belezoğlu'nun futbolculuk yaşamına…
Sahalarda yapmadığı centilmenlik dışı davranış kalmadı. Spora siyaset bulaştırdı. “Rabia” işareti yaptı. Rakibine, “Senin boğazını keserim” işaretinde bile bulundu. Hakemlere sürekli itiraz eden, rakiplerine centilmenlik dışı davranışlarda bulunan futbolcuların başında geliyordu.
İşte o Belezoğlu, şimdi centilmenliği hatırlamış, aynı Fenerbahçe'nin eski kalecisi, yeni teknik direktör Volkan Demirel gibi…
Volkan Demirel, futbolculuk yaşamında çok mu centilmendi? Tabii ki, değil! Volkan'ın, bir Galatasaray-Fenerbahçe basketbol maçında, taraftarlarıyla birlikte Galatasaray'a küfür korosunu yönettiğini unutmadık. Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında, sarı-kırmızılı taraftarları tahrik ettiğini, Ali Sami Yen Stadında, 1-0 kazanmak üzere oldukları maçın son dakikasında, topu poposuyla kontrol ederek, kendine göre dalgasını geçtiğini herkes bilir.
İşte şimdi bu Volkan Demirel, Hatay depremi sonrasında, ağlayarak herkesi desteğe çağırdığı için Galatasaray TV'ye çıkarılacakmış! Gel de gülme! Sanki çok önemli bir davranış yapmış! O bölgelerde yaşayan tüm depremzedelerden duymadık mı bu yardım çağrılarını? Volkan Demirel yardım çağrısı yapınca farklı mı oluyor?
Emre Belezoğlu, çok yetenekli bir oyuncuymuş! Volkan Demirel, iyi bir kaleciymiş! Beni hiç ilgilendirmiyor.
Asıl ilgilendiğim olay şu:
İyi oyuncu olmak yetmez. Centilmen ve herkese örnek sporcu olmak gerekir.
Emre Belezoğlu ve Volkan Demirel'in futbolculuk yaşamlarına şöyle bir dönüp bakmanızı öneririm. Bakalım, centilmenliğin kırıntısını görecek misiniz?