BERNARD TUBİNİ (1826 – 1889) ve JEAN LORANDO (1811 – 1891)
Kadıköy'ün en aristokrat semti olan Moda, Bizans ve Osmanlı dönemleri boyunca bağlık, bahçelik ve çayırlık alanlarla kaplıydı. Kadıköy Çarşısı'ndan Kurbağalıdere'ye kadar denize bir burun olarak uzanan bu bölgede Ermeniler ve Rumlar yaşıyordu. 1800 öncesi günlerde burada balıkçılık ve avcılık etkindi. Ayni zamanda bölge günlük mesire ve eğlence yeri olarak da revaçta idi.
1850 yılında Latin kökenli Tubini ailesinin bu bölgeye yerleşme kararı, semtin kaderini tümüyle değiştirdi. Bernard Tubini'nin (1755 -1818) oğlu Antoine Tubini (1796 Sakız adası – 8 Nisan1851 İstanbul) İstanbul'a göç eden ilk Tubini idi. Bernard'ın torunu ayni ismi taşıyan, Credit General Ottoman'ın yöneticisi Bernard Tubini (1826 – 1889) ve ailesi varlıklı bir aile idi. Tubini ailesi, Ege'deki Siros adasından gelmiş, ilkin İstanbul'a yerleşmişti. Bernard Tubini Galata bankerleri arasında önemli bir yere sahipti . Osmanlı devletine ve padişaha borç veren bir mali güce sahipti. Antoine Tubini'nin kardeşi Hyacinthe Tubini'nin oğlu Aristide Tübini ise Beşiktaş'ta 400 kişinin çalıştığı bir mobilya üretim ve satış mağazasının sahibiydi. (Ramazan Bedük ; Kadıköy Tarihi Çarşı Gazetesi, Moda'nın Aristokratları Tubini ailesi, 28.1.2023). Bu işletme alacakları nedeniyle onlara devrolmuştu.
Tubinilerin akrabaları olan Lorendo ailesi de Siros adasından göç etmişti . Müfit Ekdal'ın Yapı Kredi Yayınlarından 2004'de çıkan Kapalı Hayat Kutusu Kadıköy Konakları isimli kitabının 15 . Sahifesine dayanarak Semih Sefer şu bilgiyi nakletmektedir (Sefer,24 dip notu) : ‘' Saros adasında ailesi hakkında yaptığımız görüşmede ,Sayın Arbogast Baron Frankenstein, ailesinden duyduklarını anlatırken şunları vurgulamıştır: ‘'Venedik'te Marquis Loredan ailesi halen bulunuyor. Meşhur Loredan ailesinden üç doç – Venedik baş yöneticisi - vardı. Leonardo Loredan ve ondan başka iki şöhretli Loredan daha vardı. 1204'de bilindiği gibi, IV. Haçlı Seferi'nde İstanbul Haçlılar tarafından işgal edildi. Venedikliler Bizans'ın bugünkü Yunan adalarına el koydular. O zaman Loredanlar Siros adasına taşındılar. Orada ticaretle uğraştılar. Fransa Kıralı XV. Louis ile Babıali arasında yapılan Kapitülasyon anlaşmasıyla 1740'da Loredan / Lorando ailesi III. Napolyon zamanında İstanbul'a onun isteği üzerine geldi ve Lorando Freres bankasını kurdular. Cezayir korsanları Siros adasında yaşayan Venedikli vatandaşlara dokunmadılar. Çünkü Kapitülasyon anlaşması vardı. Fakat bazı kiliseler ve kayıtları korsanlar tarafından yakıldı. Ne yazık ki Loredan ve Lorando isimlerinin bugün biribirleriyle olan ilişkilerini ispatlamak mümkün değildir. Fakat Siros ve Naxos adalarındaki kiliselerde onların tabutlarını bulmak mümkündür''.
Haçlı Seferlerinin, özellikle IV.Haçlı Seferi'nin bir sonucu olarak Latinler, Doğu Akdeniz'in önemli limanlarında koloniler yaratmışlar, ticari örgütlenmeyi sağlamışlar, bankalar kurmuşlardı. Böylece para alışverişi, tüccarlara kredi sağlama , sigorta poliçeleri yapma , çeşitli alanlarda yatırım yapma konularında uzmanlaşmış ve bu yöntemlerle zenginleşmişlerdi.
Tubini ailesi 1850'li yıllarda Moda'nın Mühürdar'a bakan tarafında , şimdilerde Sular İdaresi'nin bulunduğu alana büyük bir malikane yaptırdı. Baba Tubini ölünce damatları Nomiko yedi çocuğu için , malikanenin yakınlarına , yedi köşk inşa ettirdi. Böylece bağlık bahçelik alan imara açılmış oldu. O dönemde buraya ‘'Tubini Mahallesi'' deniyordu. Daha sonra buraya diğer aristokrat aileler ; Lorandolar, Whittallar, Lafontainler, Furstenbergler geldiler ve süslü, güzel köşkler yaptırdılar. Mahalle Rıhtım bölgesinden Kurbağalıdere'ye kadar genişledi. Bu aileler Avrupa modasını ve adetlerini bu mahallede hayata geçirdiklerinden bölge artık ‘'Moda ‘' olarak anılmaya başlamıştı.
2680 yıl önce, yurtsuz kalan Karya'lı , göçmen Megaralılar'a , bir kahin ‘'yeryüzü cennetinde bir körler ülkesi var, karşısında da bir tepe, aradığınız umut oradadır'' demiş , onlara yol göstermişti. Megaralılar tekneleriyle , adı sanı bilinmeyen bu beldeye geldiler. Buranın güzelliği ile büyülendiler. Burası dünyadaki cennet İstanbul'un Kadıköy'ü idi. Karşı kıyıdaki sis dağılınca karşı tarafta yerleşenleri fark ettiler. ‘' Bu cennet gibi bir yer dururken karşı kıyıda , bu güzelliği görmeden yerleşmiş olanların gözleri kör olmalıdır ‘' dediler. Onların ‘'Körler ülkesi dediği Kalkedonia – Kadıköy – idi. Ve Kadıköy 1800'li yıllarda, özellikle Tanzimat'la birlikte Rumlar, Ermeniler İngilizler ve Osmanlı eliti tarafından yeniden keşfedildi. Moda'nın tarihi ise M.Ö. 2000'lere dayanır. Fenikeliler – Kenanlılar – Kadıköy ve Yoğurtçu parkı arasındaki bölgeyi bir ticaret iskelesi olarak kullanmıştı. 1300'lerde Osmanlılar da buraya yerleşmeye başlamışlardı. (https://www.tarıhıkısıler.com. 30.1.2023).
Moda'daki Tubini köşkü restore edildikten sonra, 20 yıl ana okulu olarak kullanıldı. 2020'de satışa çıkarıldığı zaman köşke 16.5 milyon lira değer biçilmişti. Köşkü 1950'de Prof. Dr.Şevket Salih Sosyal satınalmıştı ve ilk kez köşkün sahibi bir Türk olmuştu. 1997'de köşk satılmış ve bir başka Türk aileye geçmişti.
Bilindiği gibi 19.yüzyıldan itibaren , hatta daha önceden Osmanlı Devleti, bozulan düzeni geri getirmek için ıslahat hareketlerine girişti. Bunların en önemlisi ve kapsamlısı 1839 Islahat Fermanı idi.1838'de imzalan Baltalimanı Anlaşması ile batı mallarına tanınan gümrük muafiyeti , iç piyasayı sarsarken , ötedenberi sorun olan, kredi ihtiyacını arttırdı. İlkin sarraflar ve bankerler yolu ile iç piyasadan bu ihtiyaçlar karşılandı . Daha sonra ,Kırım savaşı ve 93 harbinin getirdiği yüksek masraflar karşılanamaz olunca dış kredilere baş vuruldu. Galata bankerlerinin aracılığı ile kurulan bankalar artan kredi ihtiyacını karşılamaya başladı. Yurt dışından bu kredilerin çoğu da yine Galata bankerlerinin aracılığı ile sağlandı. Dış kredilerin alınması zorlaştığı zamanlarda da yine bankerler devreye girdi.
İtalyan asıllı Fransız uyruklu , Levanten, birbiriyle akrabalık bağları olan Lorando ve Tubini aileleri işte bu boşluğu dolduranlar arasında idi. Lorando ailesinden Jean Lorando Abdülaziz ve II. Abdülhamid döneminin en ünlü sarraf ve bankerlerinde biri idi. Lorando ailesi de Siros adasından Türkiye'ye göç etmiş , varlıklı bir Levanten ailesi idi.
İki aile de yurt dışından borç sağlamada mahirdiler. Union Financiere ve Credit General Ottoman bankalarını kurdular. Sultan Abdülaziz 1873 yılında Jean Lorando ve Bernard Tubini'den borç almış , ama zamanında borcunu ödeyemediği için borç , faiziyle birlikte 750 bin altına yükselmişti. Ortaklar paralarını alamayınca , Osmanlı Devleti'ndeki ticaret mahkemesinde davacı oldular. Lehlerine çıkan kararla Fransa hükümetine başvurarak, paranın tahsili için, Fransa'dan yardım talep ettiler. Konu Fransa ve Osmanlı Devleti arasında siyasi bir soruna dönüştü. Babıali ile tüm ilişkilerini donduran Fransa hükümeti donanmasını Osmanlı egemenliğinde olan Midilli adası önlerine yolladı. 25 Ekim 1901'de Osmanlı hükümeti borcu ödemeyi kabul etti. Bu kez Fransa , Osmanlı topraklarındaki Fransa'nın koruması altında bulunan dinsel ve kültürel kuruluşların tanınması, yapıların onarılmasına izin verilmesi, Keldani Katolik Patrikliği ile ilgili bir ferman çıkarılması dahil bir çok yeni şeyler talep etti. Babıali bu istekleri geri çevirdi. Bunun üzerine Fransa Midilli'yi işgal etti ve gümrük idaresi ile posta ve telgraf idaresine el koydu. Ancak Almanya'nın araya girmesiyle Fransa Midilli'yi terketti.
1875'de Osmanlı ekonomisinin iflasından sonra da bankerler, borç para vermeye devam ettiler . Fakat ticaret ve sanayide de hayli etkin olmaya başladılar. Sanayi şirketi sahibi ya da işletmecisi oldular. İki aile birlikte Ergani Bakır, Balıkesir Susurluk -Boraks Madeni ( 29 Ekim 2048, Ankara Saat 9.30 isimli Son Çağ Yayınevi tarafından 2021 yılında yayınlanan kitabımda Tubini ile British Borax Ltd arasındaki Susurluk Borasit Madeni ile ilgili ilişkiler ayrıntılı olarak anlatılmıştır.) Üsküdar – Kadıköy Tramvay Hattı imtiyazlarını aldılar.
Lorando Biraderler – Lorando Freres – ve Tubini Oğulları - Tubini Fils - adı altında iki şirketle iki aile Galata mali piyasasında çok aktif rol oynadılar. Kardeşler arasında kurulan bu şirketlerin yanısıra iki aile de dönemin büyük tüccar aileleri ile çocuklarını evlendirerek daha büyük işletme ve varlık sahibi oldular. Tubini ailesinin Corpi ve Castello aileleri ile evlilik ilişkileri vardı. Lorando ailesinin ise Crespin, Clavassy, Glavani ve Cacacci aileleri ile evlilik bağı biliniyordu. Joseph Andre Crespin İstanbul'da 1788'de başladığı sarraflık işine Giorgio Lorando'yu dahil etmiş, ardından 1792'de Joseph , Giorgio'nun kızıyla evlenmişti. Tubinilerin Corpilerle ilişkisi ise İstanbul'a göçlerinden önceye dayanıyordu. Her iki ailenin de Avrupa'nın Londra ve Paris gibi önemli iş merkezlerinde, Baltazzi, Zarifi ve Camondolarınki gibi şubeleri vardı , bu özellik hem ticarette hem mali konularda işleri çok kolaylaştırıyordu. Tubinilerin Yunanistan'da da ticari faaliyetleri bulunuyordu.
1867 yılında Bernard Tubini muteber bir sarraf olması nedeniyle , Belediye Meclisine üye yapıldı. 1869'da devlet nezdinde kurulan Credit General Ottoman Bankası ana sermayedarı olması nedeniyle Bernard Tubini ve ortağı ve kardeşi, Londra'daki bankanın direktörü Theodor Tubini'ye üçüncü dereceden Mecidiye nişanı verildi. 24 Şubat 1882'de Bernard Tubini ilk Dersaat Ticaret Odası'na üye oldu. Tubiniler Darülaceze'nin kurulmasında yer aldılar. 16 kişilik kurucu komisyonunda itici güç olmuşlardı. Bankerlik işlemlerinden büyük servet kazanan Tubiniler Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi'nde büyük bir malikane yaptırdılar. Bu bina daha sonra ABD konsolosluğu ve İstanbul Kulübü olarak kullanılmıştır. Tubinilerin ayrıca Rumelihisar'ında bir köşkleri vardı.
Lorando ailesinin de İstanbul Altıncı Daire Başkanlığı Belediye Meclisinde bir üyesi vardı. Lorandoların Kadıköyde'ki muhteşem evi sonra Şair Nefi Sokağı adını alan Küçük Moda'da Lorando Sokağı'nda idi. Lorandolar Beyoğlu ve Galata bölgesinde bir çok gayrimenkule sahipti. 40 ‘dan fazla gayrimenkul arasında han, mağaza, ev, tarla, bağ ve çayırlık bulunmaktaydı. 1870'de Étienne ve Jean Lorando, adını Lorando Han'a değiştirdikleri hanı satınalmıştı. Daha sonra adı Unıon Han olan bina son zamanlarda Tütün Han olarak biliniyordu. Jean Lorando 26.12.1891 de , kardeşi Hilarion Lorando da 1892 vefat etmiş ve arkada önemli bir varlık bırakmışlardı. Fakat son zamanlarda aile borçlanmış ve varlıklarını satmaya başlamıştır. Aile borçlarını ödeyemediğinden varlıklar haciz yoluyla satılmıştır.
Tubini ve Lorando ailelerinin 1902'deki toplam birikmiş emlak vergileri 2.648.379, 5 lirayı bulmuş olması sahip oldukları gayrimenkul miktarı hakkında bir bilgi vermektedir. Bu varlık Osmanlı Devletine , Sultan'a ve çevresine verilen borçlardan ve yapılan sanayi ve ticaret işlerinden kaynaklanmıştır. İki aile de Katolik olduklarından İstanbul Katolik kiliseleri ve Katolik cemaati ile yakın ilişki içinde olmuşlar ve kiliselere ve okullara bir çok yardım yapmışlardır. Tubiniler Dominiken tarikatı Lorandoların da Asomptiyon tarikatı ile yakın ilişkileri olmuştur (Sefer 56 -60).
Moda'da , Cem sokağı'nda bulunan Asonsiyon kilisesi'nin arsasının bir bölümü Lorando Ailesi tarafından hibe edilmişti. Şair Nefi sokağı'nın eski adı ‘' Lorando Sokağı'' idi. Bu sokağın yanında ‘'Lorando Çıkmazı'' vardı. Jean Lorando'nun kızı Boğaz'da görkemli bir yalısı olan Polonya soylularından Kont Ostrolog ile evlenmişti. Aile böylece genişlemişti. Yıllar sonra aileye Avusturya kıral soyundan Kontes Fürstenberg de katılmıştı. Kontes'in kızı Maria çok iyi eğitim almış, debdebe içinde büyümüştü. Moda'da iyi tanınmış biri idi. Maria Pia'ya annesinden büyük bir arazi ile Küçük Moda'da büyük bir malikhane miras kaldı. Maria Pia'nın altı çocuğu oldu. Bu malikhane bir yangınla neredeyse kül oldu. Yangın sırasında Maria ve eşi Baron Henrich Frankenstein burada yaşıyorlardı. Geçim sıkıntısı içinde idiler. Bahçelerinde inek, kaz, tavuk besliyorlardı. Çevrede bu alay konusu oluyordu. Avusturya kraliyet ailesinden bir soylunun kaz gütmesini komşular garip karşılıyordu. Malikhane arazisine, Maria üzerinde kayıtlı olmadığından , bir takım kişiler tarafından el konuyordu parça parça satış konusu oluyordu. Satanlar bahçenin demir parmaklarına kadar dayanmışlardı. Fürstenbergler derin bir yoksul içinde idi. Yaşamlarından yakınmıyorlardı .Kendilerini önemli bir ziyaretçi geldiğinde, Şair Nefi Sokağı'ndaki mahalle bahçesine bir sırmalı ceket giydirip evin hizmetkarı olarak tanıtıyorlardı . Kendilerini ziyaret eden , ayni soydan gelen Yunan Kıraliçesi Fredika'ya bu mahalle bekçisi servis yapmıştı. Maria II. Dünya Savaşı'nda Çorum'a gönderildi. Savaş sonunda Moda'ya döndü. Yakacık yolunda bir trafik kazasında can verdi. Mal varlığı çocuklarına ve Fransız uyruklu Virgine Bodui isimli bir akrabasına kaldı. Fakat yetmiş varis daha ortaya çıkınca miras davaları yıllarca sürdü. Sonunda Marie Pia'nın erkek kardeşi Avusturya'dan geldi ve çocukları Viyana'ya götürdü. Marie Pia'nın dul eşi Baron Frankenstein tekrar evlendi. 1982'de vefat etti. Ve Lorandolar'dan Moda'da yıkık bir duvardan başka bir şey kalmadı. Görkemli malikanenin geniş bahçesi zamanla çayıra dönüştü. Moda İskelesi çımacılardan Mustafa Efendi çayırın ortasında bir kulübe yaptı ve buraya yerleşti. Burası ‘'Mustafa'nın Çayırı'' olarak anılmaya başladı (http://m.Facebook .com/Amazing Photo 3/Photos/a. 672033309853698)
I.Dünya Harbi'nden sonra Levantenler İstanbul'u terk etmeye başladılar. Artık iki ailenin de iş hayatında etkinlikleri azalmıştı. Lorandolar bankerlikten çekilmişlerdi. Ailenin son neslinden ayni soyadını taşıyan kuaför Lorando, işçi Gregorie, Teknisyen Costaux Lorando isimlerine rastlanmaktadır (Sefer,49). Tubinilerden Hyacinthe ve Michael Tubini bir süre daha İstanbul'da bankerlik yapmağa devam etti, daha sonra aile İstanbul'dan ayrıldı. İki ailenin pek çok ferdinin mezarı İstanbul Feriköy Katolik Mezarlığı'ndadır.