YazıYorum (Mete Kozdağ)
Yarın 22 Nisan, Dünya Günü ...
İçine ettiğimiz Dünyamızın, günü de varmış!
22 Nisan Dünya Günü, iklim değişikliği ve çevre kirliliği gibi konulara dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinliklerin düzenlendiği, uluslararası kutlanan bir gün.
Dünyaya gününü gösterelim ama nasıl gösterelim?
Dünya Günü ilk olarak, San Francisco'da 1969 yılında düzenlenen, Ulusal UNESCO Dünya Konferansında, John McConnell tarafından, dünyamızın yaşamını ve güzelliğini kutlayarak, karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek amacıyla, özel bir gün düzenlenmesi fikri ile ortaya çıktı.
20 Ekim 2012'de vefat eden John McConnell, Dünya Günü'nün kurucusu olan, Amerikalı bir aktivist.
İklim değişikliğine karşı küresel çapta verilen mücadelede tarihi bir dönüm noktası olarak görülen Paris İklim Anlaşması da Dünya Gününün kutlandığı, 22 Nisan 2016'da imzalanmıştı.
Biyolojik çeşitliliği yok ettik, yeni virüsler ve en son Covid-19 ortaya çıktı. Salgınlar, dünya doğasının, insanoğluna karşı verdiği bir tepki. Tropikal ormanları istila ettik, ağaçları kestik, hayvanları öldürdük, virüsleri doğal alanlarından çıkardık, temas kurduk ve yeni yaşam alanları haline geldik.
İnsanlar olarak, yeryüzünde yaşayan bütün canlıların on binde birini oluşturuyoruz. Buna karşılık olarak, dünyadaki vahşi hayvanların yüzde 83'ünün, bitkilerin ise yarısının yok olmasına yol açtık.
Bakteriler dünyadaki biyokütlenin yüzde 13'ünü oluştururken, bitkiler yüzde 82'yle en kalabalık grup. Böcekler, mantarlar, balıklar ve öteki bütün canlılar; dünya biyokütlesinin, sadece yüzde 5'ini oluşturuyor. Okyanustaki hayat ise gezegendeki biyokütlenin, yüzde 1'ini temsil ediyor.
Dünyamız, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin getirdiği açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Deniz seviyesinin yükselmesi yüzünden dünyanın en kalabalık kıyı şehirlerini su basacak ve ilk etapta 192 milyon ve 2100 yılına kadar 1,5 milyar insan evsiz kalacak.
Sağlıksız beslenmenin, insanları düzenli ilaç müşterisi yapması ayrı bir problem.
Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) haline getirilen bitkilerin, böcek ilaçlarına aşırı dayanıklı olması yüzünden, denize dökülen akarsuların kimyasallarla kirlenmesi, elmalara sürülen parlatıcı parafin ve türlü sağlık riskleri, önemli sorunlar.
Fosil yakıtlar için çıkarılan savaşları, paralı teröristleri, ırkçılığı, ayrımcılığı, cinsiyetçiliği ve yoksulluğun yükselişini eklersek, boyumuzu aşan sorunlar olduğunu görebiliriz.
Ömrünü tamamlayan plastikler, çöp depolama alanlarında ya da doğada birikiyor. Bu süreçte ısı, ışık ya da fiziksel etkiler nedeniyle parçalanarak farklı boyutlarda plastik parçaları oluşuyor.
Plastik atıklar, artık okyanuslarda. Mikro ölçekteki plastik parçacıkları, deniz canlıları tarafından yeniyor. İnsan kaynaklı etkiler, okyanuslarda da kalıcı izler bırakmaya devam ediyor.
Dünyaya gününü gösterelim ama nasıl gösterelim?
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.