Bugün ülkemizde yatan tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık 290 bindir. Bunların 11 bini kadındır. Yatak sayısı yetersiz olduğundan yeni ceza evleri de yoldadır.
Corona virüs salgını nedeniyle, cezaevlerinde yatan bu tutuklu ve mahkumların katmerli bir tehdit altında olduğu açıktır.
İşte bu nedenledir ki “ceza infaz erteleme yasası” önümüzdeki günlerde hükümet tarafından Meclise getirilecektir. Devletin ceza evinde yatan insanların insanların sağlığını düşünmesi ve gerekli önlemleri alması olumlu bir gelişmedir.
Bu virüs tehdidini en aza indirebilmek için, bu yasanın kapsamı genişletilerek 100 binin üzerinde hükümlünün tahliye edilmesi planlanmıştır. Bu kapsam içine uyuşturucu suçlularının alınmasına karşın siyasi suçluların kapsam dışında tutulmuş olması ise anlaşılmaz bir sonuç ortaya çıkarmıştır.
Aslında devletin kendisine yönelik suç işleyenleri affetmesi “suç ve ceza hukuku” mantığı açısından daha doğru olacaktır. Bu bağlamda da düşünce suçlularının ve siyasi mahkumların öncelikle bu “ceza infaz erteleme” yasasından yararlanması gereklidir.
Bu yasanın toplum vicdanını yaralamaması için de kadına ve çocuğa yönelik suç işleyenlerin kapsam dışında tutulmaması gerekir. Uyuşturucu baronları, organize suç çeteleri de yine dışarda tutulmalıdır.
Ülke olarak bu hastalık döneminde her zamankinden daha çok birliğe, bütünlüğe ve dayanışmaya ihtiyacımızın olduğunu unutmamalıyız. Adaletin eşit dağıtılmasının toplumda güven, huzur ve barışın sağlanmasında temel koşul olduğunu da unutmamalıyız.
Güven ve sağlık içinde yaşamanın ister içerde ister dışarda olsun herkesin hakkı olduğunu unutmadan bu uğurda emek veren herkes de övgüye layıktır.