ŞAİRLERİN DE GÖREVLERİ VARDIR

12.06.2023

ŞAİRLERİN DE GÖREVLERİ VARDIR

Şairler kendilerine ilham geldiği zaman şiir yazarlar, duygu yoğunluğu yaşadığım ve meseleye kendimi kaptırdığım zamanlarda mısralar sıralanıveriyor. Yine öyle oldu ve yazdım. Çünkü bazı kendini bilmezler Atatürk'e dil uzatıyorlar, her gün TV ve diğer yayın organlarından öğreniyoruz. Şiirimi Atatürk'e dil uzatanlara yazacağım dedim ve kafamda şöyle bir kavram ve mısra oluştu “Dil uzatma Atatürk'e, daha biz ölmedik”

Bir değil birden fazla kendini bilmez kişi, yetmiş üç yaşına gelmiş benim gibi Atatürk sevdalılarını rahatsız ediyorsa ve rahatsız edenlerin sayısı da gün ve gün artmaya devam ediyorsa, insan kükrüyor ve Atatürk uğruna ölmeyi bile göze alan şiirler yazıyor. İşte o kendini bilmez kişilere, dizelerimle seslenmek istedim. Yalancılar, haram yiyenler, vatanı, cumhuriyeti ve Atatürk'ü sevmeyen, çağa ayak uyduramayanlara sesleniyorum. Anayasamız ve devrim kanunları ile “Atatürk'ün İlke ve İnkılâpları” korunuyor olsa da, zaman zaman O'na dil uzatma cesaretini buldum zanneden zavallılar çıkıyor.

Atatürk'ün İlke ve İnkılâplarını bir türlü kabullenip benimseyemeyen, Atatürk'ün başlattığı çağdaş, modern ve yenilikçi hareketleri nedense devam ettirmeyenlere, Atatürk'ün kurduğu tüm üretim tesis ve fabrikaların kapatılmasına sebep olanlara “Dil uzatma Atatürk'e daha biz ölmedik” diyorum.

Onları kul olmaktan kurtaran, sen kul değil, insansın insan diyen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü anlamayanlara sesleniyorum. Döneklere, dün başka, bu gün başka konuşanlara, adam gibi konuşmayanlara, vatandaşlarımıza sokak ağzı bir dil ve şive ile hitap edenlere sesleniyorum. Düşünebiliyor musunuz onların konuşmalarını çocuklarımız ve torunlarımız da duyuyorlar. Küçük yavrularımıza, haydi … yine o kötü adamlar kötü - kötü konuşacak, siz hemen yatın diyemiyoruz, çünkü onların nerede ve ne zaman mikrofona ve kürsüye çıkıp konuşacağını bilmiyoruz.

Atatürk olmasa ve kurtuluş savaşı kazanılmasa idi, kurtuluş savaşı sonrasında Yüce Atatürk Cumhuriyet rejimini getirmese idi ne olurdu haliMiz, ne olurdu haliNiz sorularına cevap bile veremeyenler size sesleniyorum. Zengin, fakir, kadın, erkek kanun önünde eşit bireyler olarak yaşıyoruz, eşitlik nedir biliriz. Cumhuriyetimiz demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Biz bizi idare edenleri kendi hür irademiz ile kendimiz seçiyoruz, peki daha ne istiyoruz.

Esir değiliz, köle değiliz, angarya ile iş ve görev yapmıyoruz, hür yaşıyoruz, hürriyet, hak ve adalet kavramlarını biliyoruz. İlim, bilim ve fene inanıyoruz, teknik gelişmeleri takip ediyoruz ve onların nimetlerinden istifade ediyoruz. Buna rağmen çağ dışı yaşamayı ve çağın gerisine gitmeyi isteyen, bana esir ve köle muamelesi yapsanız da olur, ben buna razıyım/razıyız ve müstahakım/müstahakız diyenler var. İşte ben, onlar için üzülüyorum ve onları kendilerine gelmeleri konusunda uyarıyorum.

Bir görevimiz de, fert ve bireylerin insanca yaşamaları için çalışmaktır. İnsanların bu hayattan ve bu dünyadan, dünya nimetlerinden zevk almalarını sağlamaktır. Çok şükür bizde Allah'a inanırız, bizim de imanımız var ama, her daim, öldükten sonraki /öbür dünya hayatını düşünenler, cehenneme değil, cennete gidebilmek için, her şeye gözlerini kapatıp bu dünya nimetlerinden bir lokma ve bir yudum bile tatmadan ölmeyi arzulayanlar var. Onları uyarmak hem benim, hem de benim gibi düşünenlerin insanlık görevidir.

Atatürk'e dil uzatanlar için yazdığım bu yazımı ve bu şiirimi Türk gençlerine armağan ediyorum.

11 HAZİRAN 2023

Muharrem KAYNAK

DAHA BİZ ÖLMEDİK

Biz O'nun İlke ve devrimleriyle büyüdük