Büyük hayallerle girdiğimiz 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde tek adam sistemini yenemedik...
Oysa 100.yılında iktidarı yenecek ve cumhuriyeti demokratikleştirerek ileriye doğru yürüyecektik...
Evet, ezilmedik ama yine yenildik...
Seçimler de gösterdi ki ülkenin yarısı hâlâ tek adama sistemine karşı...
Yenebilir miydik?
Evet yenebilirdik...
Nasıl mı?
Siyasi tarihimizden iki örneğe bakmak yeter sanırım:
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki seçim öncesi yapılan ittifaklar yanlış değildi. Yanlış olan ittifakı oluşturan ana güç olarak CHP'nin kendi kimliğini koruyamamasıydı. Açıkçası tam bir eksen kaymasıydı yaşanan...
Peki, bu krizden bir an önce nasıl çıkarız?
CHP tarihine baktığımızda bize yol gösterecek çok değerli iki örnek var…
İlki, CHP'nin muhafazakârlaşmadan İlk Hedefler Beyannamesiyle (İHB) tek başına girdiği ve oylarını yükselttiği (%42) 1957 seçimi. Bakın 63 yıl önce ne demiş CHP:
1-)İnsan haklarına dayalı hukuk devleti
2-)Mahkeme bağımsızlığı ve yargıç güvencesi
3-)Söz basın toplantı özgürlüğü
4-)Radyo ve üniversite özerkliği
5-)Seçimlerde nispi temsil sistemi
6-)Anayasa mahkemesinin kurulması
7-)İşçilere grev ve toplu sözleşme hakkı
8-)Memura mesleki örgütlenme ve sendika hakkı
İkinci örnek 1977'de Ecevit'in aldığı yine %42'lik oy oranıdır. O zamanda Ecevit muhafazakârlaşmaya bulaşmadan altı oka eklediği yeni altı maddeyle birinci parti çıkarak her kesimden oy almayı başarabilmişti. Hem de sağın en güçlü ve en saldırgan olduğu Milliyetçi Cephe Hükümetlerine rağmen…
Bir de o maddelere bakalım?
Dayanışma-Demokrasinin Geliştirilmesi-Emeğin Üstünlüğü-Özgürlük-Gelişme ve Eşitlik…
Sağda boşluk yok. Sağa benzeyerek seçim kazanamayız. Bu güne dek kendi kimliğimizin üstünü örterek kazandığımız bir seçim olmadı…
Mayamız giderek azalsa da kazanmamızı sağlayacak kadar var…
Hâlâ…