Yazılı veya sözlü meram anlatmak için iki şeklin olduğunu ve bunlarında, nesir ve nazım olduğunu biliyoruz. Gelişigüzel nesirler olduğu gibi edebi nesirler de vardır. Nazım şiir demektir, dilin ve nazımın şahsi, üstün ve zevkle kullanılmasından meydana gelen sanat eseridir. Nesirde üslup ne ise nazımda da ŞİR'iyet o demektir. Edebi nesir nasıl üslup demek ise şiir de söyleyiş demektir.
Nazım; dizme, sıraya koyma, düzene sokma, tertip etme anlamına gelir. Sözlerin düzenli bir biçime girmesini ifade eder. Düz yazıya nesir, şiire manzum eser derler, ben şiirden yanayım. Hani derler ya şiir gibi konuşuyor, sanki sıra sıra dizilmiş mısraları sıralıyor. Şair kişi kafiyeli, ahenkli ve çok ölçülü konuşur, hece sayısını ölçer ve tutturur. Söyledikleri ve yazdıkları hemen aklımızda kalır, hatırlanır, unutulmaz ve hatta ezberlenir. Şairler bizim duygularımıza tercüman olur.
Büyük şair Yahya Kemal Beyatlı'nın şiire bakışı ve şiirle ilgili olarak yazıp söylediklerine şöyle bir bakalım. Büyük üstat diyor ki, şiir kalpten geçen bir hadisenin lisan halinde dışa vurulmasıdır, hissin birden bire lisan oluşu ve lisan halinde kalışıdır.
Düşündüklerimizi vezinle ve lisanla ifade edişimiz şiir değildir. Bir mısranın şiir olup olmadığı gayet açıktır. Kalpten gelen bir ahenk ile ifade edilmiş ise şiirdir. Fakat duyulmaksızın yalnız vezin ve lisan alışkanlığı ile söylenen her söz şiir olamaz. Şiir nağmedir, lakin Frenkler'in kuğu nağmesi dedikleri gibi çok nadir ve halis bir cevherdir. Bu nağmeyi ifade etmek için vezin ve lisan ancak ve ancak bir alettir.
Şiirde nefes ve ses iki unsurdur. Mısranın ayakları yerden kopmazsa, yahut en hafif bir kulağı bir ses gibi doldurmazsa halis bir şiir değildir. Benim için mısra üzerinde günlerce ve haftalarca durmak zarureti vardır. Bu tarz uğraşış, bana gittikçe şiirin keşfedilmesi güç bir cevher olduğu duygusunu verir. Şiir duygusunu lisan haline getirinceye kadar yoğurmak ve en çok toplu bir madde haline sokmak, o kadarki mısra sanki hissin ta kendisi imiş gibi okuyucuya bir vehim vermektir, işte bunu özlüyorum (1971 Yahya Kemal Beyatlı)
Şiiri ve edebiyatı sevenler; mısra - dize, beyit, kıta, bent, kafiye - uyak, cinas ve redif …vb kavramları bilenler beni daha iyi anlayacaklardır. Önemli olan kişinin şiiri sevmesidir. Hepimiz edebiyat okuduk, şiiri biliriz, hatta gençlik yıllarımızda sevdiğimize bir şiir de yazmışızdır. Bütün bunlardan öte, günlük hayatımızda her gün bir şarkı ve bir türkü okuyor veya dinliyoruz. Resmi törenlerde, İstiklal Marşımızı söylüyoruz… Gençlik Marşı, İzmir Marşı, Vatan Marşı… vb marşlarımız, anamızın söylediği ninniler ve tüm bu eserler birer şiirdir.
Şiiri seviyorum, şiiri ilk kez ” ilk okul ikinci sınıfta iken” 23 NİSAN Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında tören yerinde okumuştum. İlkokul bitti, orta okul üçüncü sınıftan itibaren (1964-1965) şiir yazıyorum, lise ve liseden sonraki yıllarımda da bir çok şiir yazdım… 1989 yılında ÜRÜNLERİM ve SUNDUM isimli iki şiir kitabım Balıkesir'de basıldı, ÜRÜNLERİMİ SUNDUM, MESAİYE KALAN GÜNEŞ, KARGASAVAR ve THE KAYALAR isimli altı adet şiir kitabım var.
Emekli bir Subayım ve yağlı boya ressamıyım, şiirlerimden bazıları şarkı sözü olarak kabul görüp bestelendiği için 18 adet şarkı ve türkü ile üç adet Atatürk Marşı'nın söz yazarıyım. Dolayısı ile İLESAM, MESAM ve GESAM'ın üyesiyim. Balıkesir'in Balya İlçesine bağlı Kayalar köyünün okuyan bir ferdiyim. Bu yazımda sizinle güzel olduğuna inandığım bir şiirimi paylaşıyorum.
Zaman zaman sizlere şiirlerimle de seslenmek istiyorum. Okunuyor olmak dileklerimle…şiir gibi güzel ve sağlıklı günler diliyorum.
Muharrem KAYNAK
20 TEMMUZ 2023
VATAN, MİLLET ve BAYRAK SEVGİSİ
Mert efeler diyarıdır Marmara' nın Güney'i
Cennetten bir köşedir Ege' nin o ' kıyıları
Yar yüzüme vuruyor o 'denizin dalgaları
Anlıyorum ben kanla çizilen haritaları
Yurdumun batısı ve doğusudur yanaklarım
Ayakta dursam Akdeniz'e basar ayaklarım
Karadeniz çırpınır başımın üstünde benim
Kim olursan ol gel sen, ben herkesi kucaklarım
Benim yüreğim orda atar, kalbim Ankara'da
Damarlarım Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya
Fırat ve Dicle ile bağlanır yurdum Umman'a
Suyu bizden içer asırlardır Mezopotamya
Al kırmızıdır al, damarlarımda dolaşan kan
Menderesler, Gediz, Karasu, Seyhan ile Ceyhan
Aksu ile Göksu'da benim can damarlarımdır
Benim bayrağımda Ay ile Yıldız dalgalanır
Toplardamarlarımla geri dönen kan kirlidir
Canımı dişime takar, kanımı temizlerim
Dirilirim, silkinirim ve kendime gelirim
Türklüğümü dünyaya bir kez daha bildiririm
Benim alnımda çok ve keskin çizgilerim vardır
Bilirim benim yurdumun haritasıdır onlar
Ey! Bu Vatan uğruna şehit olan kahramanlar
Benim bayrağımda Ay ile Yıldız dalgalanır
Kars kalesidir kaşımın biri, çatıktır kaşım
Edirne'de camidir diğeri, eğilir başım
Secde ederim, oysa hiç eğilmez benim başım
Dünya duysun Ankara'dan gelir kalp atışım
İstanbul'da incidir göz bebeklerimden biri
Erzurum yaylasında dadaşımdır bir diğeri
Bu topraklar üstünde yaşayanların her biri
Hepsi Türk, hepsi Mustafa Kemal'in askerleri
Muharrem KAYNAK
Not: 15'li hece ölçüsü ile yazdığım bu sekiz dörtlükten oluşan; VATAN, MİLLET ve BAYRAK SEVGİSİ şiirimi sekiz yılda tamamlayabildim. Mutluyum.