YazıYorum (Mete Kozdağ)
Yeryüzündeki bütün renkleri yaratan Allah'tır.
Fâtır Suresi 27-28. “Allah'ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece Biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı, renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık). İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik olanlar vardır. Kulları içinde ise Allah'tan ancak âlim olanlar içleri titreyerek korkar. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.
Dünyanın bütün renkleri toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar ...,
YEŞİL demiş ki "Elbette en önemli renk benim. Ben hayatın ve umudun rengiyim.Çimenler, ağaçlar ,yapraklar için seçilmişim. Şöyle bir yeryüzüne bakın, her taraf benim rengimle kaplı."
MAVİ hemen atılmış "Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem gökyüzünün hem denizin rengiyim. Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir ve huzur olmadan siz hiçbir işe yaramazsınız."
SARI söz almış "Siz dalga mı geçiyorsunuz? Ben bu dünyaya sıcaklık veren rengim. Güneşin rengiyim. Ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz."
TURUNCU onun sözünü kesmiş "Ya ben? Ben sağlık ve direncin rengiyim. İnsan yaşamı için gerekli vitaminler hep benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayın."
KIRMIZI daha fazla dayanamamış "Ben hepinizden üstünüm! Ben kan rengiyim! Kan olmadan hayat olur mu! Ben tehlike ve cesaretin rengiyim! Savaşın ve ateşin rengiyim! Aşkın ve tutkunun rengiyim! Bensiz bu dünya bomboş olurdu!"
MOR ayağa kalkmış "Hepinizden üstün benim. Ben asalet ve gücün rengiyim. Bütün krallar, liderler beni seçmişlerdir. Ben otorite ve bilgeliğin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz. Dinler ve itaat ederler."
Renklerin bu tatlı kavgası devam ederken bir anda şimşekler çakmış, yağmur damlacıkları gökten düşmeye başlamış ve bütün renkler neye uğradıklarını şaşırmış, korkuyla birbirlerine sarılmışlar.
Ve YAĞMUR'un sesi duyulmuş! "Sizi aptal renkler. Bu kavganızın anlamı ne, bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz kendinize özelsiniz. Şimdi el ele tutuşun ve bana gelin"
Renkler bunun üzerine kendilerinden çok utanmışlar, el ele tutuşup birlikte gökyüzüne havalanmışlar ve bir yay seklini almışlar.
Yağmur da onlara "bundan böyle her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü halinde gökyüzünden yeryüzüne uzanacaksınız ve insanlar sizi gördükçe huzur duyacaklar, güç bulacaklar.İnsanlara, yarınlar için umut olacaksınız. Gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size ‘gökkuşağı' diyecekler.
anlaştık mı?"
Bu yüzden ne zaman yağmur yağsa arkasından gökyüzünde, gökkuşağı renkleri belirir.
Bütün âlemi ve içindekileri, insan için yaratan Yüce Allah, renkleri de
insanlara daha büyük lütuf olsun diye yaratmıştır. Renkler, insanlar için dünya zevki, yaşama sevincidir.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.