YazıYorum (Mete Kozdağ)   

         İnsanların hayvanlara iyi davranmalarını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenme ve korunmalarını sağlamak amacıyla, ilk kez İngiltere'de 1822 yılında Hayvanları Koruma Birliği kuruldu.

         Türkiye'de ise bu amaçla 1908 yılında Hayvanları Koruma Derneği kuruldu.

         1931 yılında dünya ülkeleri birleşerek, Hollanda'nın başkenti Lahey'de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu'nu oluşturdular ve bu federasyon, 4 Ekim gününü ‘Hayvanları Koruma Günü' ilan etti.

         Koruma kelimesinden yola çıkıyoruz ve...,

         Kelime, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan en küçük parçadır.

         Koruma kelimesinin eş anlamında; himaye, muhafaza ve müdafaa kelimeleri kullanılmakta.

         Koruma! kelimesinin anlamında, pek anlaşamıyoruz.

         Koruma kelimesini ‘'onu koruma'' şeklinde anlayanımız çok ki,

kadını, çocuğu, yaşlıyı, engelliyi ve hayvanı koruyamıyoruz.

         Bu nedenle koruma günü yerine;

.......... korumak günü,

.......... korumalıyız günü,       

.......... koruyoruz günü,

.......... himaye günü,

.......... muhafaza günü,

.......... müdafaa günü, demek gerekiyor.

         Böyle söylersek belki insan görünümlü yaratıklar, yanlış anlamazlar.

         Benimkisi de iyi niyet işte !

          Doğaya karşı sorumluluklarımız var ve hayvanların korunması için neler yapılmalı?

         Hayvanların her şeyden önce doğal hayatın bir parçası olduğu, onların da birer canlı olarak bu doğada yaşama haklarının olduğunu unutmamalıyız. Şehirlerde hayvanların barınması ve yaşaması çok zordur. Buna rağmen bizlerin de hayvanların yaşamaları, barınmaları ve sağlıklı olmaları konusunda yapabileceklerimiz var.

         En'âm Suresi - 38 . Ayet; Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir.

         Yeryüzünde yürüyüp dolaşan bütün canlılar, gökyüzünde kanat çırpıp uçan bütün kuşlar da insanlar gibi birer “ümmet”, düzenli birer topluluktur ve insanlar gibi onlar da birer canlı sınıfıdır. Hepsi de Allah'ın kudretinin eseri olup O'nun verdiği rızıkla beslenmekte, O'nun verdiği canla yaşamakta ve üremekte, ilâhî kudretin birer nişanesi olarak cinsler, türler oluşturmaktadır.

         Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.