Cumhuriyet tarihimizin, aydınlanmanın ve çok yönlü eğitim sisteminin mihenk taşı olan Köy enstitüleri, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde 17 Nisan 1940 yılında kuruldu.

Anadolu’nun aydınlanma ateşi olan köy enstitüleri çağdaş, eleştiren sorgulayan ve araştıran birey olma niteliğine ulaşmış insanlardan korktukları
için ancak 14 yıl açık kalabildi.

Köy enstitüleri aslında Cumhuriyet tarihimizin en önemli ve en kapsamlı projelerinden biriydi.

Kurulma amacı köylere öğretmen göndermek ve tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için diğer meslek dallarında da köylülerimizi yetiştirmekti.

Yani amaç kendi kendine yeten dışa bağımlılığı ortadan kaldıran bir ülke yaratmaktı.

Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesi savaştan yeni çıkmış yoksulluk ve cehaletle boğuşan Anadolu insanını ayağa kaldırmak, uygar bir Türkiye’yi inşa etmek için büyük bir adımdı aslında.

Köy enstitüleri ile yıllarca horlanan, cahil bırakılan köy çocuklarımızı sorgulayan, eleştiren, araştıran, üreten ve kendi kendine yetebilen çağdaş
bireyler olmaları için hazırlanmış bir projeydi.

Bu proje ile önce eğitim yoluyla kırsal kalkınma hedeflenmiş, gelişememiş ve gelişmek isteyen ülkemizin önü açılmıştı.

Köy Enstitüleri sadece öğretmen yetiştiren kurumlar olmakla kalmadı, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve köy çocuklarımızdan yazarlar,
şairler, müzisyenler, bilim adamları yetiştirdi.

Köylümüzü tarımda, sanatta, meslek dallarında ve sağlık alanlarında da önemli katkılar sunan kurumlar konumuna gelmişti.

Köy Enstitülerimizin bu anlamda önemli işlevleri olmuştur.

Ülkemizi sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan ve muasır medeniyetler
seviyesine ulaşmamızda büyük rol almışlardır.

Ne yazık ki, her güzel ve başarılı proje gibi bunun da sonunu getirmişler.

Dönemin gerici-feodal güçleri tarafından ‘’bu okullar dinsel değerlerin çöküşüne neden oluyor gerekçesi ve komünizm
geliyor, bu okullar komünist yetiştiriyor’’ gibi korkutmaları ile okulların kapatılması istenmiştir.

Maalesef yapılan tüm çalışmalar hiçe sayılarak Köy Enstitüleri Demokrat Parti iktidarında kapatılmıştır.

Yaşadığımız bu zor günler de de eğitim modelinin ne kadar önemli ve değerli olduğu bir kez daha görmüş olduk.

Eğer köy enstitülerimiz eğitim hayatına devam etseydi, şu anda bütün köy çocuklarımız bu enstitülerde eğitim alabileceklerdi.

Fakat köy enstitülerimizin kapatılmasıyla, eğitim yoluyla üreten ve kendi kendine yeten bir ülke konumundan, ne yazık ki dışa bağımlı bir ülke haline
geldik.

Bu gün eğitim sistemimiz içindeki eksiklikler ve dindar nesil yetiştirme çabaları ile maalesef en gerici ve karmaşık dönemini yaşıyoruz.

AKP döneminde yap-boz tahtasına döndürülen eğitim sistemimiz bilinçsiz kişi ve kişilerce yönetilmeye devam edilerek çocuklarımızın eğitim hayatı
katlediliyor.

Fakat eğitim sistemimizde ki bu bozukluk ebedi değildir.

AKP’nin çöküşü ile birlikte bu gerici eğitim sistemi de mutlaka son bulacaktır.

Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak Köy Enstitülerinin ruhunu yeniden canlandırmak, çağdaş, üretken ve çok yönlü eğitim sistemini yeniden hayata
geçirene dek mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşünceler ile Köy Enstitülerinin kuruluşunun 80. yıldönümünü kutluyorum.

Ebediyete intikal etmiş tüm köy enstitülü köy öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, hayatta olanlara sağlık ve uzun ömürler diliyor ve tüm
eğitim çalışanlarımıza saygılar sunuyorum.