Bundan tam 48 yıl önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan 6 Mayıs sabahı,12 Mart cuntası tarafından asılarak katledildiler.
12 Mart cuntası Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını terörist ilan ettiler.
Oysaki, Deniz Gezmiş ve arkadaşları sadece halkların kardeşçe yaşadığı bağımsız, özgür ve demoktarik bir Türkiye istiyorlardı.
Suçları sadece buydu.
Bunun için 6 Mayıs sabahı, darbeciler tarafından darağacına gönderildiler.
İdamları hukuksuzdu ama; o dönemde hukuktan bahsetmekte zaten imkansızdı.
Aradan geçen 48 yıla rağmen Deniz Gezmiş ve arkadaşları emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinin sembolü oldular.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan emperyalizme karşı devrimci gençliğin en önde gelen isimleriydi.
Onlar hayatlarını ortaya koyarak, devrimci fedakarlığın, bağımsızlığa olan inanç ve kararlılığın ne demek olduğunu bizlere gösterdiler.
Onlar halka ve Türkiye gençliğine verdikleri devrimci umut ve inanç ile mücadele yolumuzu bu gün de aydınlatmaya devam ediyorlar.
Aradan geçen 48 yıla rağmen ne yazık ki aynı gerici zihniyet, toplumsal muhalefete, gençliğe ve bağımsızlık için mücadele edenlere saldırmaya devam
ediyor.
Çünkü, zaman Deniz’leri haklı çıkardı.
Bu güne kadar birçok siyasal iktidar değişmesine rağmen ne yazık ki siyasal anlayış hiç değişmedi.
Günümüzde koşullar daha da ağırlaştı.
Demokrasi ortadan kalktı, tek adam rejimi ile ülke idare ediliyor.
Bu yüzden emperyalizme karşı mücadele dün olduğu gibi bugün de devam ediyor.
Çünkü, bugün Denizlerin ileri sürdükleri talepler geçerliliğini hala koruyor.
Aradan 48 yıl geçmesine rağmen, 68 gençliğinin savunduğu değerler, bu günde bu gerici faşist zihniyeti korkutmaya devam ediyor.
Ben de onların bize bıraktığı bu onurlu mücadeleyi savunduğumdan dolayı geçtiğimiz aylarda yargılandım.
Oysaki ben Denizler ile ilgili gerçekleri dile getirerek şu ifadeleri kullanmıştım:
’’Deniz Gezmiş ve Arkadaşları bu ülkenin bağımsızlığı için, demokratik bir Türkiye için emperyalizme karşı idam sehpasına gittiler’’.
Onlar bizim için birer kahraman, birer devrimci ve birer sosyalisttiler.
Fakat bu davada yargılanan yalnızca ben değildim.
Çocuklarına, Deniz’den ilham alıp isim verenler, adı DENİZ olanlar da yargılandı.
Denizi anlatan şarkılar, türküler, ağıtlar, şiirler, ismi verilen parklar, sokaklar hatta caddeler yargılandı.
Bana açılan bu davaya göre Deniz’lere “KAHRAMAN” demem suçtu.
Bir kahramana ancak ‘’kahraman’’ denilebilirdi ve ben bunu dedim.
‘’Ve ben 24 yaşındayken kendini Türkiye’nin bağımsızlığına armağan eden’’ bir devrimciyi savunmaktan onur duyuyorum.
Çünkü, DENİZ’ler Atatürk’e ve anayasaya bağlıydı.
Emperyalizme karşıydılar, tam bağımsızlığı savunuyorlardı ve ulusal birlikten yanaydılar.
Onlar bizim için korkusuzluğun, cesaretin, erdemin, inancın ete kemiğe bürünmesiydi.
Sömürüye, zulme ve baskıya karşı olmanın kararlı ifadesiydi.
DENİZ’ler, emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadelenin ismiydiler.
Faşizme yüreklice direnişin de sembolüydüler.
Sözüm ona ‘’Deniz Gezmiş bir teröristti’’ ve ben onu öven ifadeler kullandığım için yargılandım, ama beraat ettim.
Bu davadan sonra Deniz’lerin suçsuz oldukları bir kez daha ispatlandı.
Bu davadan sonra Deniz’leri asanların, devletin Deniz’lerin ailelerinden ve halkımızdan özür dilemeleri gerekiyor.
Çünkü her suçun içinde bulunduğu tarihsel koşullara göre değerlendirilmesi gerekir.
Yani birilerine göre dün suçlu sayılanlar, bugünün kahramanı olabilirler.
Bu nedenle o gün birileri için terörist olan Deniz Gezmiş bizim için büyük bir kahramandır.
Çünkü Denizler hiç tereddüt etmeden bağımsız ve demokratik bir Türkiye için idam sehpasına gittiler.
Yusuf Aslan’ın asılırken söylediği gibi onlar, ülkemizin bağımsızlığı ve halkımızın mutluluğu için şerefiyle bir defa öldüler.
Fakat onları asanlar halkın vicdanında her gün ölmeye devam ediyorlar’.
Değerli Dostlar,
Denizler, Mustafa Kemalin önderliğinde emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşına ve kazanımlarına sonuna kadar sahip çıktılar.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları ‘’Bu vatan, uğrunda can verenlerin vatanıdır.’’ diyerek yola çıkan ve bu vatan için can veren yurtsever devrimcilerdir.
Bizler, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in uğruna yaşamlarını feda ettiği bağımsız, özgür ve eşit bir dünya ve Türkiye düşüncesini sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.
Çünkü özgürlük ve demokrasiyi savunmanın yolu, Denizlerin bu onurlu kavgasına sahip çıkmaktan geçer.
48. Ölüm yıl dönümünde, başta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan olmak üzere, 68 Kuşağının devrimci önderleri olan Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve onların tüm yoldaşlarını bir kez daha saygı ile anıyorum.