Sonunda bu da oldu. Vicdansız avcılar(!), Bilecik'in Söğüt ilçesine bağlı Dömes köyünde pelikanı bile vurdular. Pelikanın vücudunda ve kanatlarındaki saçmalar, veteriner hekimlerce çıkarıldı.
Bu ne vicdansızlıktır, anlamak mümkün değil.
Eline tüfek alan gözü dönmüş, kendilerine “avcı” diyen zalimler, bırakın dönemsel avlanma yasaklarına uymak, artık pelikanlara bile ateş açıyorlar.
Bandırma ve yöresinde de bu çeşit zalimler bulunuyor. Yıllarca Kuş Cenneti ve Kuş Gölü'nde bu çeşit av katliamı yaşandı, yaşanıyor. Hele hele bir dönemler, kuşları öldürmenin en rezil yöntemi olan “güme”ler yapıldı. Güme'nin, gölün içine kurulan, farkında olmadan yaklaşan kuşları kurşunlamak için bir deliği bulunan küçük odalar olduğunu söyleyelim. Bu gümelerde ve başka şekillerde avlanan çok sayıda rezil “eli tüfekli” olduğunu, hatta içlerinin bazı malzemelerle bir evin odası gibi döşendiğini de belirtelim. Kuş Gölü'ndeki bu gümelerin, yıllar önce Kuş Cenneti Milli Parkı Kâmil Seyhan tarafından yakılırken, gümecilerin uzaktan seyrettiğini bilirim.
Tabii ki bu zalimliğin sürmesinin en büyük nedeni denetimsizlik ve cezasızlık! Verin bakalım bu zalimlere hapis veya yüksek para cezalarını, bir daha yapabilecekler mi?
Hele hele karda, kışta yiyecek arayan, korunmasız bir yaban hayvanını acımasızca öldürmenin insanlıkla nasıl ilgisi olabilir ki?
Ne yazık ki insan, doğayı sadece kendisinin sanıyor. Orada yaşamak sanki diğer hayvanların hakkı değil.
Av asla spor değildir.
Av bir cinayettir!
Doğada tetiğe değil, deklanşöre basın!