YazıYorum (Mete Kozdağ)
Torpil, farklı tanımları olan bir kelime.
Bu tanımlara bakıldığında ‘torpil';
- Denizaltı ve savaş gemilerinde kullanılan su altı silahı,
- Bayramlarda çocukların eğlence aracı olarak kullandığı yanıcı ve patlayıcı madde,
- Bir hakkı, görevi ya da herhangi bir şeyi hak etmeyene vermek için aracı olmak, baskı yapmak, olarak açıklanıyor.
Halk tabiriyle, koltuğunu kullanarak birilerine öncelik tanıma, kayırma gibi durumlara torpil deniyor.
İş arayan pek çok kişi, ancak torpil ile iş bulunabileceğine inanıyor. İş bulamadığında torpil yapacak biri olmadığı için iş bulamadığını düşünüyor.
Hulusi Köymen, anlatıyor ...
Atatürk Mudanya yolu ile Bursa'ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kitlesi, iskelede etrafını çevirmiş bulunmakta idi. Bir kadının, elinde bir kağıtla Atatürk'e yaklaştığı görüldü. İhtiyar, zayıf bir kadındı. Ata'nın yolunu keserek titrek bir sesle: ''Beni tanıdın mı oğul ? Ben sizin Selanik'te komşunuzdum. Bir oğlum var; Devlet Demir Yolları'na girmek istiyor. Siz O'nu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış. Ne olur bir kere de siz söyleseniz.''
Atatürk'ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı. Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle: ''Oğlunu almadılar mı ?'' dedi. ''Ben tavsiye ettiğim halde mi almadılar? Ne kadar iyi olmuş. Çok iyi yapmışlar. İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak...''
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu ve Atatürk adeta coşku dolu bir sesle: ''İşte Cumhuriyetten beklediğimiz netice.'' diyordu.
Torpil, toplumu yozlaştıran ve ahlaksızlaştıran, felaket bir uygulamadır.
Torpil, insanları karaktersizleştirir ve kişilik yapısını bozar.
Torpil, toplumsal barışı tehlikeye sokar.
Torpil; bilime, ilime, hakka, hukuka, adalete, liyakata atılmakta.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.