Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir ve yönetim kuruluna tepkiler arttı. Cemiyet, yönetemiyor, adeta savruluyor. Demir, 12 yıldan beri yapıştığı koltuğu bırakmamak için elinden geleni yapıyor. Bu arada sırtını da Adalet ve Kalkınma Partisi Büyükşehir Belediyesi'ne dayadı ve cemiyeti “AK CEMİYET” durumuna getirerek, politize etti.
Geçtiğimiz günlerde, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” yemeğindeydik. Demir, belediyeye bağlılığını bir kez daha göstermek için Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'a, “Gazeteciler Cemiyeti'nin, Başkana Basın Şeref Kartı” anonsuyla bir armağan sundu. Bu arada Yücel Yılmaz'a başarılar da dilemeyi ihmal etmedi. “Basın Şeref Kartı”, gazeteciler için bile artık verilmiyorken, sayın Yılmaz'a, neden böyle bir armağan verildiğini biz anlamadık, Ramazan Demir anlatsa da öğrensek….
Aynı günün sabahı, söz konusu Cemiyet, gazeteciler için bir kahvaltı da düzenleyerek, bazı gazetecilere plaketler verdi. Demir, sanırım yine Büyükşehir Belediyesi'nin sponsor olduğu bu kahvaltıya gazetecileri kutlamak için katılan sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticilerinin isimlerini kürsüden duyururken, CHP İl Başkanı ve yöneticilerini, bir önceki yıl yaptığı gibi yine görmezden geldi. Bir yıl önce de yine ne aynı davranışla karşılaşan CHP İl Başkanı Erden Köybaşı ve CHP'liler, haklı olarak kahvaltıyı terk ettiler. Aynı kahvaltıya, kendisine plaket verilmek üzere davet edilen Bandırmalı gazeteci Erdem Özcan, “Yıllardır beni arayıp soran olmadı. Cemiyete hâlâ üye miyim, değil miyim? Bunu bile bilmiyorum” diyerek, plaket almaya gitmeyerek, doğruyu yaptı.
Daha sonra Burhaniye'de düzenlenen gazeteciler toplantısında da Ramazan Demir ve Cemiyet yöneticilerine tepki gösterildi. Demir ve yandaşları, bu tepkiler karşısında sus-pus olmak zorunda kaldılar. Hava çok gerginleşti. Burhaniye'deki gazeteciler, Cemiyetin, üyelerinin özlük haklarını koruyamadığını çok sert biçimde dile getirdiler.
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti'nde uzun yıllar yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini yürütmüştüm. Eski dönemlerde, bu cemiyette Münir Yenal, Ekrem Balıbek, Reşit Kıpçak gibi çok değerli meslek büyüklerimiz başkanlık yapmışlardı. Hepsi, Cemiyet'in saygınlığını korumuştu.
Ramazan Demir döneminde ise Cemiyet, dibe vurdu.
Önceki yıllarda, İlkan Toprak'ın, Demir ile birlikte başkan adayı olduğu genel kurulu anımsıyorum. Ramazan Demir yönetimi, koltuklarını sağlama almak için öylesine bir üye listesi oluşturmuştu ki, anlatamam. Genel kurul girişinde, üyeler imza atarken, Cengiz Güneş arkadaş, inanılmaz bir mücadele vererek, muhalif olabilecek kişilere göz açtırmıyordu. Kendilerine muhalif gördükleri birçok kişinin üyeliklerini silmişlerdi. Her nasılsa benim üyeliğim devam ediyordu. Şimdi üyeliğimin var olup olmadığını bilmiyorum. O genel kurulda söz alarak yönetim kurulunu eleştirmeye çalışırken, Ramazan Demir ve yandaşlarının sürekli sözlü sataşmalarına uğramıştım.
Genel kurulda, artık aramızda olmayan Bandırmalı Orhan Orgarun da kürsüye çıkarak konuşmak istediyse de “Üye değilsiniz” diye söz verilmemişti. Çünkü Ramazan Demir'e muhalif olduğu için onun da üyeliği silinmişti. Ancak Orgarun, çok mücadeleci bir kişiydi. Üyelik hakkını yeniden kazanmak için yargı yollarına başvurduğu sırada ne yazık ki vefat etti.
Ramazan Demir'e şöyle seslenmekten başka yapılacak bir şey yok.
Sakın ha sakın, yıllardır bazı yandaşlarınla birlikte yapıştığın koltuğu ölünceye kadar bırakma! Zaten şunun şurasında daha 12 yıldır başkanlık koltuğunu işgal ediyorsun!
Cemiyet üyeleri artık isyan ediyormuş! Haklarının korunmasını istiyorlarmış. Sen onlara boş ver! Onlar da kim oluyorlar ki! En büyük sensin!
Yaşa, var ol, Ramazan Demir!
Zaten o koltuğu boşaltırsan, zaten yaşayamazsın ki! O koltuk seni yaşama bağlıyor.
Allah, seni başımızdan eksik etmesin, Ramazan Demir!