Yerel seçim çok yaklaştı.
Belediye başkan adayları ve belediye meclis üyesi adayları açıklandı. Meclis üyesi aday listelerinde önemli bir yanlış dikkatimi çekiyor. “Meclis üyesi ASİL listesi” yazıyor. Tabii ki yanlış! Doğru sözcük “ASIL” olacak. Yani “asıl liste”, “yedek liste”…
Köşe yazılarından birinde, “MAZARET” yazıldığını gördüm. Yazının bir yerinde geçse belki istem dışı gözden kaçan bir hata olduğunu düşüneceğim ama yazıda 6-7 kez aynı yanlışın yapıldığını görünce demek ki bu arkadaş, “MAZERET” sözcüğünü “MAZARET” olarak biliyor diyorum.
Güzel dilimizin kullanımındaki yazım yanlışları da sürüyor.
Birçok köşe yazısı ve haberde “ki” eki ve bağlacının yanlış kullanıldığını görüyorum. Bütün “ki”ler, nedense hep ayrı yazılıyor. “De, da” ek ve bağlaçlarındaki durum da aynı. “De, da”lar sürekli karıştırılarak yanlış kullanılıyor. Ne yazık ki tüm bu yanlışları Türkçe öğretmeni olduklarını öne sürenler veya kitapları yayınlananlar bile yapıyor.
Ya konuşulurken yapılan hatalar…
Politikacıların bazıları dilimizi hiç bilmiyorlar. Bunun en tipik örneklerinden biri de geçtiğimiz günlerde yaşandı. Vatandaşa yanıt vermeye çalışan bir başkan adayı, “çirkin hareketi”yle ülke gündemine olumsuz olarak oturup, televizyon kanallarında bol bol yer alırken, bu hareketini “refleks” diye geçiştirmeye çalışarak herkesi güldürdü.
Herkes Türkçeyi doğru kullanma konusunda özenli olmak zorunda…
AYTEN MUTLU'DAN ŞİİR
Yazıma, Türkçeyi en iyi kullanan Bandırmalı değerli şair Ayten Mutlu'nun, “Çünkü dağdır” isimli dizeleriyle son veriyorum.
“kanın donduğu yerdi suçsuzluğumuz
güneşin o eski ülkesinde
yitti çocukluğumuz
yandı savaş giysileri, çiğnendi toprak
acının çobanları tutuşturdu suları
soluk soluğa bir şeydi unuttuğumuz
hatırlarız şimdi bir sabah gibi
sokaklarda ayak seslerimizi
açılır kapıları o eski şarkıların
sürer yolculuğumuz
fırtınalar eviydi çocukluğumuz
çünkü dağlar ruhumuz, biraz da deniz
o yüzden büyür kanın buzul çağında
kara ateşler yakan sonsuzluğumuz”