Yazının dilini en duyarlı işleyenler kadınlardır. Kadın elinden çıkmış ince duyarlıklı yapıtların, içtenliği ve sıcaklığı ile okurları etkilemesi doğaldır.

Kadınların sorunları irdeleyişleri, yaşamın derinliklerini araştırmaları, insan ruhunun bilinmezlerini anlamaya çalışmaları,  duygulu yapıtlar yaratmalarına neden oluyor. 

İnsana, doğaya, yaşama bakışları kadınları daha duyarlı kılıyor. Gözlemlerini, özlemlerini kuyumcu inceliğindeki sözcük seçimleri ile bezedikleri zaman, yüreğe işleyen yapıtlar ortaya çıkıyor. Dilin derin ve renkli anlamlara bürünmesi, kadınların zengin yüreklerinin yaratmasıyla ortaya çıkıyor.

Yaşamı daha yaşanası kılmak için uğraşan, didinen kadınlar, yazılarında dilin kıvraklığını ustaca kullanarak iğne oyalarını söz ile yaratıyorlar. Dilin işlendikçe açılan, güzelleşen çiçeklerini yapıtlarında görüyoruz.

Az sözle öze dokunan, yüreğe işleyen kederi, hüznü, kaygıyı en iyi duyurmak hünerli ellerinin ürünüdür. Sevinci, aşkı, coşkuyu da aynı beceri ile içimizdeki ince yanımıza dolduracak, bize de yaşatacak kadar anlatımı şahlandırıyorlar.

Kadın eli; özgürlüğü, adaleti, eşitliği özleyerek edebiyat yapıtlarına yerleştirip düşündüren, sorgulayan eserler verirken çok etkileyici oluyor. İçindeki demokrasi ve çağın yaşam koşullarını gerçekleştirme tutkusunu, okurları ile paylaşıyor. Okurlar kadın elinin yaratma gücünü hayranlıkla okuyor.

Ayrıntıları çok irdeleyen kadın bakışı, parıltılı ve ışıklı eserler yaratıyor. Yazınımızın farklı bakış açıları ile zenginleşmesi,  okurların duyuş ve düşünce gücünde ufuk açan ilerleyişi gerçekleştiriyor. Kadın, erkek yazın emekçileri yazarlarımız, insana varma yolundaki eksiğimizi, bu uzun yolda tamamlamaya çalışıyorlar düşüncesindeyim.