Dünya çok kötü süreçlerden geçiyor
Artan şiddet, bozulan ekonomiler, her an dünya savaşı çıkma olasılığı
Korkular, endişeler, depresyon
21. yüzyıl başarılı bir dönemi temsil etmekte zorlanacak gibiİlke ve değerler sisteminin sarsıntısı her yerde fark ediliyor
Nereye doğru bu sürükleniş?
Tersine çevirebilmek mümkün mü bu gidişatı?
Zihinlerde bu sorular dönüyor.
Ahlâkın değeri onu kaybetmeden önce anlaşılmalı
Yoksa ötesini yaşadıktan sonra toparlanabilmek çok zor olacaktır
Suni bir gündemde ahlâkın hatırlanması bile güçleşiyor
Ahlâkın etik ile olan temasını kuvvetlendirecek önlemler alınamıyor
Oysa çözümler o kadar kolay ki
Ne yazık ki bunu görmek istemeyenlerin inatları yüzünden
Gerçeğin önü perdeleniyor
Her şeye rağmen etik aktivasyonunu sürdürürken
İçimde yeşeren umudun etik kırılmanın başlamasıyla
Umutsuzluğa dönüşünü yeniden yaşıyorum
Ancak her kötü anda her yeni tohumun
Yeniden yeşerme ümidinin varlığı yeniden umudumu çoğaltıyor
Ziya Gökalp'in dediği gibi; insanlık, bütün toplumların kaynaştığı
bir büyük toplum niteliğini kazanamamıştır.
İnsanlığın tek bir toplum haline dönüşebilmesi için ortak bir paydada,
etik ve ahlâkın ilke, değer sisteminde buluşması gerekmektedir.
Ancak bu sayede medenileşme ve uygarlığı
yüksek bir standarda taşımak gerçekten mümkün olabilecektir.
İki yüzlü olmayan, gerçeği ve doğruları anlatan
Tarafını bu yönde belirlemiş kişilerin çabalarına ihtiyaç vardır.
Kaybetmeden anlamak ve yüceltmek
İnsanlık kavramının en soylu sanatsal alanı olan ahlâkı
Hak ettiği yerde baş tacı etmek lazımdır.
Yıllardır inandığım bu noktayı yeniden vurgularken
Herkesi akıl ve vicdan sahibi olmanın gereğiyle
İyiliğin, merhametin, dürüstlüğün sınırlarına davet etmeliyiz
İçten olmayan konuşmalarda yer alan yapmacık bir ahlâk anlayışıyla değil
Gerçekten bunu yaşatmak isteyen bir duyarlılıkla
Ahlâkın eylemsel öğretisinin izinden gidilmesi gerektiği konusunu
Herkesin yeniden düşünmesini istiyorum.
Vakit geç değil, ancak çok geç de olmadan
Ahlâki farkındalığın daha ileri noktalara taşınmasıdır dileğimiz.