ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

30.03.2024

Toplumda kadınların yeri

Sevgiye tutkulu, ince yürekli, çelik dirençli kadınlarımız. Kutsal elleriyle ipliği iğne oyasına döndüren, ipeği nakışlayan, yünden kilimler dokuyan kadınlarımız…

Zeytini, pamuğu, tütünü, ayçiçeğini, buğdayı üreten, yetiştiren kadınlarımız.

Fabrikada işçi, koyunlara çoban, büroda memur, okulda öğretmen, hastanede doktor, hemşire, mahkemede yargıç-savcı, kaymakam, vali, milletvekili, mühendis, mimar olan kadınlarımız…

Üniversitelerde genç kızlarımız, liselerde-dershanelerde genç kızlarımız, sporda genç kızlarımız, sanatta genç kızlarımız.

Kurtuluş savaşında ninelerinin “Milli Kuvvetlere” katkılarını; cepheye yiyecek, giyecek, mermi taşıyan ninelerinin yaptıklarını, şimdi yaşamın her alanında yapan kadınlarımız. 

Kadınlarımız okudukça, yaşamı erkeklerle omuz omuza karşıladıkça, geleceğimiz aydınlanacaktır.

Atamız “Kadınlarımızın yüzünü açın, dünyayı görsünler. İkisinin de birbirinden öğreneceği çok şeyler var,” dememiş miydi? Şimdi kadınlarımız bilimde, teknikte, sanatta, yönetimde ordular haline geldiler. Yurt kalkınmasında her meslekte yerlerini alarak güçlerini gösterdiler.

Kadınlarımız, yüreklerinin sıcaklığını çalıştıkları her alana taşımaya devam ettikçe geleceğimiz yücelecektir. Aydınlık, kadınlarımızın beyinlerinde ve yüreklerindedir. Bu aydınlıkla yetiştirdikleri evlatları savaşlarda ölmesin diye barışçıdırlar.

Barış, anaların yüreğinde açan ve solmayan en güzel çiçektir. Kadınlarımız aydınlandıkça kutsal elleri ve güzel gözleriyle dünyamızı cennete çevirirler… 

“Cennet anaların ayakları altındadır,” sözü boşuna değildir. Analar, çocuklarını sevgi, umut ve dirençle büyütürler. İsterler ki; gelecek hep iyilik, güzellik, doğrulukla dolu bir cennet olsun.

Ülkemizin bir başka yüzünde de kadınlarımız var: Kuma olan, berdel olan, başlık parasıyla satılan, töre cinayetlerinde kurban edilen, ırzına geçildiği için kendini asan, recm edilerek taşlanan kadınlarımız var.

Erkek şiddetinin her gün kurbanı olan kadınlarımız. Mini etek, şort giydi diye tekme atılan kızlarımız var. Ayrılmak için mahkemelere, başvurduğu için öldürülen kadınlarımız… Şiddet gördüğü için emniyetten korunmasını isteyen ama korunmayan kadınlarımız var. 

Nüfus planlamasından habersiz yaşayan kadınlarımız var. Bakamayacağı kadar çok çocuğa sahip olduğu için doğurganlığı başının derdi olan kadınlar, bizim kadınlarımız… Çocuk sahibi olamadığı için ayrılmak zorunda kalan kadınlarımız var. 

Okutulmayan, sağlık hizmetlerinden yoksun yaşayan, yeri sofrada öküzden sonra gelen kadınlar, bizim kadınlarımız…

Ömür boyu yaşadığı köyün dışında hiçbir yer görmeyen kadınlarımız var. Yoksulluğun tanrıdan olduğuna, kader olduğuna inandırılan kadınlarımız var. Kadın olduğundan utanan, kara çarşaflara büründürülen kadınlarımız var.

Televizyonda, boyalı basında sömürü aracı olan, bedeni sürekli sergilenen, aklı yokmuş gibi aşağılanan kadınlar da bizim kadınlarımız. Fuhuş uğruna alınıp satılan, öldürülüp bir kenarda bırakılan zevk aracı yapılan kadınlar da bizim kadınlarımız.

“Her ilde 500 kız öğrenciyi barındıracak bir yurt olsa, yarının annelerini okutup aydınlığa kavuştururuz. Yoksulluğun, cahilliğin, çaresizliğin kader olmadığını onlara dayanışma ile gösterebiliriz. Okutabildiğimiz her kızımızla demokrasiye, çağımıza bir adım daha yaklaşırız.” 

Prof. Dr. Türkan Saylan, köy kızlarını okutabilmenin çözümünün, her kentte onları barındırabilecek, ücretsiz “kız yurtları” ile olabileceğini işte böyle anlatmıştı yaşarken biliyorsunuz. Kurduğu “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği” ile günümüzde, yüzlerce kız çocuğunun yararlandığı büyük imkânı yaratan bilim kadınımız Prof. Dr. Türkân Saylan…

Kendini insan bilmek, elindeki varlığı herkesle paylaşabilmekle olur. Koca Yunus Emre, tozlu Anadolu yollarında şöyle deyip geziyor:

“ Gelin tanış olalım

   İşi kolay kılalım

   Sevelim sevilelim

   Bu dünya kimseye kalmaz.”

Şimdi sahip olduğumuz mal varlığımızı ölünce bırakıp gideceğiz. Kefenin cebi yok! Öbür dünyadan da dönüp gelen olmadı! Sahip olduğumuz varlığı paylaştıkça yüreğimiz ısınacaktır. Paylaşmakla büyür insan. 

“Kadın yerlerde sürünürse elbette alçalır toplum.” diyor büyük ATATÜRK. Kadını yüceltmek toplumu yüceltmektir.

                             


Bu yazı 140 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans